Mesajı Okuyun
Old 06-10-2007, 21:17   #16
Hak Hukuk

 
Varsayılan Sözleşmeli avukatlık ve SSK Primi

Konu, yukarıda belirtilen linkte 30.11.2006 tarihinde yine bu sitede tartışılmıştı.
Bir gerçek veya tüzel kişinin sürekli (sözleşmeli) avukatlığının, kendisine gelen her iş yerine bir avukatın uzun süre kendisini sadece belirli bir işe adaması ve diğerlerini almamasından fazla bir farkı yoktur;ceza avukatı, icra avukatı denir ya!
Olay belki SSK primi topluluk sigortasından mı yoksa hizmet akdinden mi ödenmelidir noktasında tartışılabilir.Bir avukatın bu sıfatla iş görebilmesi duruşmaya girmesi, takip açması, cevap dilekçesi vermesi zorunlu olarak bir baroya kayıtlı olmayı, dolayısıyla bir büro açmayı ve neticesi olarak serbest meslekten vergi mükellefiyeti olmasına bağlıdır.Bir tüzel kişinin sürekli avukatlığını hizmet akdiyle üstlenen avukatın piyasadan başkaca iş alıp alamayacağı, tamamen avukatla işveren arasında kalan bir sorundur.Her iki taraf ta bunu sorun yapmıyorsa, Baronun veya Vergi Dairesinin veya SSK nın buna müdahale etmesini gerektiren yasal veya başkaca haklı bir zemin yoktur.
Ülkemizde 3000 Belediye idaresi bulunmaktadır.Bunların yaklaşık 500 tanesinin kadrolu avukatları vardır.Geri kalan 2500 Belediye, hizmet akdi ile sözleşmeli avukat çalıştırmakta ve ancak asgari ücret ödemekteler.Bu 2500 avukatın tamamı Büro sahibidir ve Belediyenin hukuki işleri dışında zamanları elverdiği ölçüde piyasadan dava ve iş almaktalar.Çünkü bir avukatın asgari ücretle yetinmesini beklemek kabul edilemez;Belediyeler de asgari ücret dışında daha fazla para ödeyecek durumda değiller.
Yukarıda avukatlıkla bağdaşabilen işler yönünden de konu tartışıldı.1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 11. ve 12.maddelerinde, avukatlıkla bağdaşmayacağı vurgulanan işler avukatlık mesleği dışında kalan işlerdir,Yoksa bir tüzel veya gerçek kişinin sürekli avukatlığının, hizmet akdiyle görülüyor diye serbest avukatlıkla bağdaşmaz işlerden görülmesi yerinde olmaz kanaatindeyim.Bağdaşmaz olan, avukatlığın bağımsızlığına gölge düşürecek hallerdir.Mesela hizmet akdiyle çalışıyor diye işveren avukata "postaneye evrak götür, masayı sil!" demesi kabul edilemez.Yine, hukuki bilgi ve vijdani kanaatine göre, açılmaması gereken bir davanın açılması, cevap veya beyan dilekçesi hazırlanması, savunma yapılması kendisinden istenmesi halinde hizmet akdinin tarafı olan avukat bu tür talep ve halleri reddedebilecek ve bu karşı duruş, işveren bakımından haklı fesih sebebi olarak görülmeyecektir.