Mesajı Okuyun
Old 01-12-2006, 17:13   #3
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan ...

Sayın Av. Metin
Evvela belirtmek gerekir ki araçların satışı için Noterde satış senedi düzenlemek akdin inikadı için yeterlidir. Yine Noterde düzenlenen satış sözleşmesinin imzalanması da aracın mülkiyetinin devri anlamına gelir. Dolayısıyla Noterde imzaların atılması ile mülkiyet de el değiştirmiş olmaktadır. Trafik Tescil Şube Müdürlüklerindeki kayıtlar ise sadece açıklayıcı mahiyettedir.

Haczin Trafik Tescil Şube Müd'deki sicile işlenme anı satış ile aynı gün ise saate bakmak gerektiği kanaatindeyim. Noterdeki satış senedinin düzenlenme anı ile Haczin trafik sicil kaydına işlenme anını saat olarak karşılaştırmak gerekir.

1. Eğer Noterdeki satış senedi üstünde saat belli ise ve haczin işlenmesi saati ile karşılaştırıldığında satış saati daha evvel ise yapılacak iş; durumu kanıtlayan belgelerle birlikte evvela haczin kaldırılması için İcra Müd'ne talep açarak başvurmak talebin reddi halinde ise İcra Mahkemesine şikayette bulunmaktır. Bu durumda İcra Mahkemesi sadece icra dosyasında alacaklı veya borçlu olarak görünenlerin (taraf ehliyeti)şikayet hakkı olduğu kanaatine vararak mülkiyet iddiasının istihkak davası yoluyla halli gereken bir husus olduğundan bahisle davayı reddedebiliyor. (bu konuda çok sayıda Yargıtay Kararı mevcut) Bu durumda aracı satan kişi ile anlaşılarak dosyadaki işlemle ilgili şikayeti dosya borçlusu olarak aracı satan kişiye yaptırmanızı ehemmiyetle önerebilirim. Yine de en kötü ihtimalle İstihkak Davası yoluna gidilerek olumlu sonuc alınabileceği kanaatindeyim
2. Haczin konma anı satış anının öncesinde ise haczin kaldırılması için yapılacak bir şey olmadığı kanaatindeyim. Burada ortaya çıkacak zararla ilgili tazmin yükümünün aracı satan kişide olduğunu düşünüyorum.Dolayısıyla bu hususta tazmin için husumeti satıcıya yönlendirmek gerekecektir.

Saygılarımla...