Mesajı Okuyun
Old 29-06-2002, 14:20   #4
m.cenik

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım.
Konuya ilgi gösterip görüşlerinizi aktardığınız için öncelikle teşekkür ederim.

Önceden bahsettiğim konunun açılımı şu şekilde.

Senet borçlusu (B) sözleşme konusu istisna aktinden (bir binanın aliminyum doğrama işi) kaynaklanan iş yapılmadığı için senet bedellerini ödemiyor. Ortada yazılı bir sözleşme yok.
Alacaklı (A) "ben zaten senden alacağım para ile üretici firma olan (C) den malzeme alıp o malzeme ile işini yapacaktım. Senetlerini de senin işinde kullanacağım malzemelere karşılık C'ye verdim. Duyduğuma göre malzemeler sipariş doğrultusunda hazırlanmış. Ben zaten montaj işini yapacaktım. Benim yapacağım işi C ile görüşüp doğrudan ona da yaptırabilirsin." der.
B bunun üzerine C ile iş konusunda görüşüp işi yaptırır ve bedellerini de C'ye öder. Bu konuda ödeme belgelerini alır.
Ancak sonradan anlaşılır ki senetler halen A nın elindedir ve daha sonradan A tarafından kötüniyetle icraya konulur.
A bu durumda hiçbir iş yapmadığı için elinde bulunan bonolar nedeni ile sebepsiz zenginleşmiştir.
Burada asıl soru şu; B tarafından akit konusu iş nedeni ile C'ye yapılan ödemeler bir yerde A'nın C'ye olan borcuna karşılık ödenmiştir. Dolayısı ile B, A'nın borcunu ödemekle A'da bulunan senetlere karşılık C'dan aldığı ödeme belgesi ile takas-mahsup def'inde bulunabilir mi? Benim inancım BK 109 m. de olaya uygulanırsa böyle bir hakkının bulunduğu yönünde. Aynı şekilde bu durumda vekaletsiz iş görme durumdan da bahsedilebileceğini düşünüyorum.
Bu ilişki nedeni ile A'ya karşı açılan Menfi Tespit davasında senetlerin bedelsizliği ve temel borç ilişkisinin ispatı açısından A ile C arasındaki hukuki ilişkiye, bu şahısların ticari defterlerine ve ayrıca C'nin tanıklığına dayanabilir mi?
Yani kısaca, iş ispat araçlarında düğümlenmekte.

Saygılar.