Mesajı Okuyun
Old 11-01-2008, 18:56   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Resmi evrakta sahtecilik suçunun oluşması iğfal kabiliyeti(aldatıcılık yeteneği)nin bulunmasına bağlı olup iğfal kabiliyetinin olaysal ve eylemsel olarak bulunmaması halinde sahtecilik suçu oluşmaz. Bu itibarla onaysız fotokopiden ibaret belgelerin sözkonusu olduğu davalarda,belge aslının temin edilip üzerinde iğfal kabiliyeti yönünden bilirkişi incelemesi veya mahkemece gözlem yapılarak iğfal kabiliyetinin belirlenme imkanı bulunmayacağından delil yetersizliğinden ve onaysız fotokopi üzerinden inceleme yapılmasının mümkün olmamasından hareketle, sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ve sonuçta beraat hükmü tesis edileceğine dair yerleşik Yargıtay görüş ve uygulamaları vardır.

Ancak Abdüsselam Bey"in sorusunda bir özellik var :Noter onaylı fotokopiden bahsedilmektedir,ki,noter onayı inandırıcılık için yeterli ve geçerli bir özellik yarattığından,bu tür bir belgede aldatıcılık yeteneğinin bulunduğunu kabul etmek gereklidir. Hatta noter onayı,inandırıcılığı çok yüksek kılan,sağlayan ve artıran bir işlem olduğundan sahtecilik suçunun oluştuğu kesin olarak düşünülebilecektir. Ve yine,noter onaylı fotokopi elde etmek,resmi evrakta sahteciliğin aksi sabit oluncaya kadar geçerli (geçerlilik ve inandırıcılığı güçlü) resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturacağı için,5237 S TCK m 204/3 e uyan suçu oluşturacağını düşünüyorum.

Konuya tam uyan içtihat aradım,ama,elimdeki örnekler onaysız fotokopiden ibaret belgeler ve bu durumda evrak aslının bulunmaması halinde iğfal kabiliyeti yönünden inceleme yapma imkanı bulunmadığına göre beraat kararı verilmesi gerektiğine dair(bizim de benzer davamız olmuştu,onaysız fotokopiden ibaret bir diploma sözkonusu idi,sanık bu gerekçe ile beraat etmişti),noter onaylı belgede sahtecilikle ilgili örnek yok,fakat uygulamanın temeli olan düşünce ve ilkelere göre,inandırıcılık baz alınacağı ve noter onayı inandırıcılığın kendisini ortaya koyduğu için,suçun oluştuğunu düşünmek rahatlıkla mümkündür.