Mesajı Okuyun
Old 03-02-2007, 19:57   #16
Av.Levent

 
Varsayılan

Uzun süredir vadeli hesabı kullandığım fakat vadesiz hesabı kullanmadığım bir bankaya Ocak ayı başlarında icradan tahsil ettiğim bir miktar parayı müvekkil Almaya'da ikamet ettiği için kendisine geldiğinde vermek üzere bu vadesiz hesaba yatırdım. (müvekkil faiz istemediği için yatırdım). İnternet şubesinden hesaba baktığımda 23YTL'nin kullanım ücreti olarak kesildiğini gördüm. Hemen telefon ile arayarak sebebini ve nasıl olduğunu sordum fakat tatmin edici bir cevap alamadım. Bunun üzerine e-posta yolu ile durumu bankaya ilettim. Telefon ile arayarak bu ücretin iade edilmeyeceğini bildirdiler. Yazılı olarak tarafıma durumun bildirilmesini istememe rağmen böyle bir uygulamanın olmadığını bildirdiler. (Hayretler içinde kaldım)Hem paranın benim olmaması, hem hukukcu kimliğinin vermiş olduğu bir hırs ve adeleti arama çabası sonucunda ince bir araştırma yaptım. Bulduğum sonuçları sizle paylaşmak ve düşüncelerinizi öğrenmek isdim.

1-Öncelikle bilindiği gibi tüketicinin üzerinede müzakere edemediği ve tek taraflı sözleşme hükümleri geçersizdir. Yani her nekadar hesap açılırken imza atılmış sözleşmede bu ve bunun gibi diğer masrafların hesaptan otomatikman alınacağına ilişkin bir hüküm olsa dahi 4077 sayılı kanunun 6. maddesine göre geçersizdir.

2-Yine 4077 sayılı kanuna göre tüketicinin aydınlatılması esastır. Yani böyle bir ücret olsa dahi bunun miktarı ve vadesinden tüketiciye hesap sahibine bilgi verilmesi gerekmektedir. Bu yönü ile de yapılan kesim hukuka aykırı olmaktadır.

3-Bu işlem 4077 sayılı kanun 4/a maddesine göre ayıplı hizmettir. 4/a maddesi aynen "Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir." Açıkça görüldüğü gibi böyle bir kesinti vadesiz hesaptan beklenilen faydayı ekonomik olarak azaltmaktadır. Zira haberiniz dahi olmadan bir miktar para sizin hesabınızdan alınmaktadır. Siz ancak tamamen tesadüf eseri böyle bir kesintiyi ve bunun miktarını öğreniyorsunuz.

4-Neredeyse her bankanın yaptığı gibi bu kesinti bazı müşterilere uygulanırken bazılarına uygulanmamaktadır. İlk olarak kendilerinin tespit etmiş olduğu bir kısım işlemleri banka üzeriniden yapan müşterilerinden kesinti yapılmamakta fakat bu işlemleri banka üzerinden yapmayan müşterilerden kesilmektedir. (Otomatik ödeme talimatı gibi) Bu durumunda yine 4077 sayılı kanunun 5. maddesine aykırı olduğunu düşünmekteyim
Aynen'Aksine bir teamül, ticari örf veya adet yoksa, satıcı bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı veya ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamaz." Banka kendisinden bazı hizmetlerin alınması durumunda kullanım ücreti almamakla şunu ima etmekte "Ey hesap sahibi ben senden bu miktarı alıyorum ama eğer şu işlemleri benden yaparsan senden almam" Bilmiyorum belki maddeyi biraz zorladım ama böyle bir yorum çıkardım. (yanılmış da olabilirim)

5-Kaldı ki bankalar bu ücreti eğer hesabınızda kesim tarihleri arasında yeterli bakiyeniz varsa tahsil etmektedir. Yeterli bakiyeniz yoksa bir daha asla tahsil etmemektedir. Yılda iki kere alınan bu ücret 4 yıldır yani 8 kere hesapta yeterli bakiye kesim tarihleri arasında bulunmadığı için tahsil edilmemiştir. Dolayısıyla banka uzun süre bu hakkını kullanmadığı için bu haktan feragat etmiş olmaz mı?
Kesim tarihleri arasında hesabında yeterli bakiyesi olan müşteriden bu ücreti kesmekte fakat yeterli bakiyesi olmayan müşteriden kesmemekle eşit işlem yapma yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olmuyor mu?

6-Böyle bir ücret yasal olsa dahi bu ücretin haber dahi verilmeksizin hesaptan tahsil edilmesi hukukun temel mantığına aykırıdır. Zira bankanın yapması gereken yılda iki defa aldığı bu ücreti müşterisine borç olarak kaydetmek ihtarda bulunarak borcu istenebilir kılması gerekmektedir. Daha sonrada icra dahil her türlü kanuni yola gidebilir. Bu hukuk mantığının zorunlu kıldığı bir durumdur.

7-Bankanın yazılı bildirim talebime rağmen yazılı bildirimde bulunamayacağına dair tutumu ise Bankacılık Kanunun 76. maddesinin birinci fıkrası son cumlesine aykırı olduğunu düşünmekteyim. 76.madde ilk fıkra son cümle aynen "Talepleri halinde müşteri ile yapılan diğer işlemlere ilişkin her türlü belgenin bir örneği de müşterilere verilir." Fakat buna aykırı hareketin cezası hakkında bir hüküm bulamadım.

Yukarıda 1-6 maddeleri arasındaki düşüncelerim nedeniyle Tüketici Hakem Heyetine Başvuracağım. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Şimdiden teşekkürler