Mesajı Okuyun
Old 03-01-2013, 22:01   #16
gamzemeran

 
Varsayılan

Öncelikle aynı alacak için bile olsa aynı eve hacze gidilebileceği konusunda mutabıkız anladığım kadarıyla.
Sayın Efekan Kaptan; tam anlamıyla işkence hususuna katılmamakla, ev hacizlerinde asıl amacı aşan hukuki anlamda borçluyu rahatsız edici ve hatta taciz boyutuna ulaşan ev hacizlerine dikkat çekmek istemişsiniz.Yıllarca ailelerin dağılmasına, çocukların travma geçirmesine neden olacak ev hacizlerine yasal sınırlama getirildiğini biliyoruz.Ev haczinin en büyük amacı resmen borçluyu taciz etmek olmuş. Ev haczi; Borcunu ödemezse, evine gidileceği, çoluk çocuğunun önünde, komşulara rezil olacağı korkusu insanları borçlarını ödemeye sevkediyor. Şartları zorlamasını sağlıyor. Ama diğer yandan bütün şartlara rağmen borçlarını ödemeyip evine haciz memuru gelince 7′nci kattan atlayıp intihar eden, ailesiyle birlikte kendini öldürmek isteyen çok sayıda borçlu var. Sık sık televizyonlara; eve gelen haciz memuruna, avukata saldıran, intihar eden kişilerin hikâyeleri düştü. Kanundaki bu uygulama bazen gerekli oldu bazen de taciz amaçlı kullanıldı. Bir avukat, stajyerken yanında çalıştığı avukatın hacze giderken, “Sadece perdeleri çek, getir.” dediğini aktarıyor. Bu durum da ev haczinin ne kadar kötü niyetli, tacize yönelik kullanıldığını da gösteriyor. Yasa koyucu da burada, borçlu her ne kadar kusurlu, kötü niyetli olsa da ev haczinin aileyi cezalandırmak anlamına geldiği için vazgeçilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. ev eşyasının haczine karşı olduğunu belirtirken, alacaklı için de bir şeyler düşünülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Birde şöyle bir gerçek var kendi alacağına şahin devlet, vatandaşının alacağına karşı umarsız ne yazık ki. İcra iflas hukuku bu noktada değişen dünya ve insanla örtüştürülmeli. Borçlunun borcundan dolayı intihar etmesini önleyeyim derken alacaklıyı bir süre sonra borçlu duruma sokmak olmamalı.
Şimdi tüm bu söylemlerimden sonra taciz amacını taşıyan ev hacizleri ki bunu kasıtlı olarak ayrı ayrı günlerde giderek sürekli memurlarla işlem yapmak tazminat gerektiren bir durum olmalı bence.Hukuk düzenimiz hakkaniyetli bir dengeyi baz alan bir yapılanma olup biz avukatlara yakışmayan dürüstlük kuralını çiğneyen davranışlardan uzak durmalıyız.
İşkence hususuna gelecek olursak; açıkcası ben koşullarını taşımadığını düşünüyorum sadece tazminatı gerektiren bir durum söz konusu zira işkence Tokyo bildirgesinde geçen tanımına göre '' İşkence,kendi başlarına ya da herhangi bir otoritenin emri ile hareket eden bir ya da birden fazla kişinin, bir diğer kişiyi bilgi vermeye, bir itirafta bulunmaya ya da diğer herhangi bir nedenle zorlamak için kasıtlı, sistematik ya da nedensiz olarak gerçekleştirdiği fiziksel ya da ruhsal acıdır.'' bu durumda evde yapılan hacizlerde işkencenin koşullarının oluştuğunu söylemek pek de mümkün değil ancak avukat ve memur açısından kasti bir durum söz konusu ise görevi kötüye kullanmak olur. Saygılarımla...