Mesajı Okuyun
Old 29-04-2010, 19:10   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar

.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4465
K. 2006/4580
T. 24.4.2006
• DAVA DİLEKÇESİNDEKİ İSTEMİN TALEP KISMINDA YER ALMAMASI ( Davacının Ortaklarla Şirket Arasındaki Uyuşmazlıkların Hakem Vasıtasıyla Çözüleceğine İlişkin Anasözleşme Hükmünün de İptalini İstemesi - Anılan İstem Hakkında Hiçbir Değerlendirme Yapılmadan Hüküm Kurulması Bozmayı Gerektirdiği )
• HAKİMİN TALEPLE BAĞLILIĞI ( Davacının Ortaklarla Şirket Arasındaki Uyuşmazlıkların Hakem Vasıtasıyla Çözüleceğine İlişkin Anasözleşme Hükmünün de İptalini İstemi Hakkında Hüküm Kurulmamasının Hatalı Olduğu )
• ŞİRKET ANASÖZLEŞMESİ HÜKMÜNÜN İPTALİ ( Anılan İstem Hakkında Hiçbir Değerlendirme Yapılmadan Hüküm Kurulması Bozmayı Gerektirdiği )
1086/m.388,74
ÖZET : Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma payı ve kötü yönetim nedeniyle uğranılan zararın tahsili ile anasözleşmenin ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlığın hakem vasıtasıyla çözüleceğine dair hükmünün iptali istemlerine ilişkindir.

Davacı, her ne kadar talep sonucunda belirtmemiş ise de diğer istemlerinin yanında dava dilekçesinin konusu bölümünde ve içeriğinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceğine ilişkin anasözleşme hükmünün de iptaline karar verilmesini istemiş ve bu talebini zapta geçen beyanlarında da tekrar etmiştir. Ancak, mahkemece anılan istem hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkemesince verilen 23.12.2004 tarih ve 2004/158 - 2004/787 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içersindeki dilekçe lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı olduğunu, ana sözleşmenin 19. maddesinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceği yönünde hüküm bulunduğunu, anılan düzenlemenin hükümsüz olduğunu, arazi alımları ve şirkete devirlerde bazı ortaklara haksız kazançlar temin edildiğini, şirketin zarar etmeye başladığını, kendisinin ortaklar kuruluna çağrılmadığını, şirket müdürünün şahsi işleri dolayısıyla Amerika'da bulunduğunu, işleri vekaleten yürüttüğünü, çok sayıda aracın bakımsız bırakıldığını, gereksiz personel çalıştırıldığını ileri sürerek, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasına, ortaklık payı olarak 150.000.000.000.- TL ve 30.000.000.000.- TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında daha önce sebebi, yanları ve maddi vakıaları aynı olan birisi hakemde olmak üzere iki dava görüldüğünü, kararların kesinleştiğini, kesin hüküm bulunduğunu, ana sözleşmede tahkim şartının olduğunu, öncelikle uyuşmazlıkta hakemin görevli bulunduğunu, kötü yönetime dair tüm iddiaların yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davanın şirket ortaklığından ayrılma, ortaklık payının tespiti ve tahsili istemlerine yönelik olduğunu, davalı şirket anasözleşmesinin 19. maddesinde gerek ortaklar arasında gerekse ortaklarla şirket arasında çıkacak ihtilafların tahkim yoluyla halledileceğinin düzenlendiği, davacının aynı istemle Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açtığı davanın reddine karar verildiği, keza hakem heyetinde açtığı davanın ret edildiği, her iki kararın kesinleştiği, davacının bu defa aynı nedenlerle eldeki davayı açtığı, kesin hükmün bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma payı ve kötü yönetim nedeniyle uğranılan zararın tahsili ile anasözleşmenin ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlığın hakem vasıtasıyla çözüleceğine dair hükmünün iptali istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, her ne kadar talep sonucunda belirtmemiş ise de diğer istemlerinin yanında dava dilekçesinin konusu bölümünde ve içeriğinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceğine ilişkin anasözleşmenin 19. maddesinin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Bu talebini 27.10.2004 tarihli zapta geçen beyanlarında da tekrar etmiştir. Ancak, mahkemece anılan istem hakkında hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. O halde, davacının anasözleşmenin iptali yönünde açtığı bir davasının olup olmadığı irdelenmeden bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açılanan nedenle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.