Mesajı Okuyun
Old 27-04-2007, 12:45   #6
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

4721
Madde 227.- Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır;

HD 13-2004/16562,2005/3667, 08.03.2005
KARAR : Davacı, davalı ile 30 yıldan beri evli olduklarını, evlilik birliği içerisinde 1993 yılında ortak katkılarıyla iki adet taşınmaz satın aldıklarını ileri sürerek bu taşınmazların bedellerinin tespiti ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
..Aile mahkemeleri MK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra karıkoca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklara ilişkin olan davalara bakmakla görevlidir. Bu tarihten önce edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Davacı, 30 yıl önce evlendiklerini, bu tarihten sonra oluşturdukları ortak kazanç ve katkılarıyla davaya konu daireyi satın aldıklarını ileri sürdüğüne göre davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi yetkili ve görevlidir.

Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1. maddesi Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına bu olayların hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse o kanun hükümleri uygulanır hükmünü getirmiştir. Davaya konu taşınmaz 01.01.2002 tarihinden önce edindiğinden 743 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu hususun göz ardı edilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

HD 13-2003/12079;2004/741; 28.01.2004
...Uyuşmazlık taraflar arasındaki evlilik bağı ile ilgili katkı payından kaynaklanmaktadır. Davanın bu mahiyeti itibariyle uygulanacak zamanaşımı süresi sebepsiz iktisap hükümlerine ilişkin BK.nun 66. maddesi hükmü olmayıp, BK.nun 125. maddesi hükmüdür. Durum böyle olunca 10 yıllık zamanaşımı süresi boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağından ve bu süre henüz dolmadığından mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle red edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Saygılarımla.