Mesajı Okuyun
Old 30-07-2006, 17:55   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Katkı-3

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1989/1-196
K. 1989/268
T. 2.10.1989
• CEBİR VE ŞİDDETİN MALIN ZİLYEDİNE YÖNELİK OLMASI ( Gasp Suçunun Oluşması İçin )
• YAĞMA SUÇUNUN CEBİR VE ŞİDDET UNSURU ( Malın Zilyedine Yönelik Olması-Öldürme Gerçekleştirildikten Sonra Malların Çalınması Halinde Gasp Suçunun Oluşmaması )
• BİR KİŞİYİ ÖLDÜRDÜKTEN SONRA ÖLMEDEN ÖNCE KENDİSİNE AİT OLAN MALLARIN ÇALINMASI ( Yağma Suçunun Oluşmaması-Hırsızlık )
• YAĞMA SUÇU ( Unsurları-Hırsızlıkla Karşılaştırılması )
• HIRSIZLIK ( Malların Öldürme Gerçekleştirildikten Sonra Çalınması Halinde Gasp Suçunun Oluşmaması )
765/m.491,495
ÖZET : Sanık; maktülü öldürdükten sonra, para ve altınları aldığından yağma suçunun unsurları olayda gerçekleşmemiştir. Yağma suçunda cebir, şiddet; malın zilyedine yönelik olmalıdır. Ölenin terekesini oluşturan taşınır malların bir kısmının mirasçıların onayı ( rızası ) Dışında alınması hırsızlık suçunu oluşturur.

DAVA : Sanık Yusuf'un TCY.nın 450/4-7, 59, 497/1. 522, 59, 73. maddeleri gereğince 6 ay hücrede tecrit edilerek ömür boyu ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve fer'i ceza tayinine ilişkin, ( Bursa Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi )nce verilen 7.3.1988 gün, 244/39 sayılı hükmün, sanık ve katılanlar vekili tarafından temyizi resen de temyize tabi olması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Birinci Ceza Dairesi 19.11.1988 gün ve 2324/4020 sayı ile ;

"1 - Sanık müdafinin 30.11.1987 tarihli dilekçesinde gösterdiği tanıkların dinlenip dinlenmemeleri hususunda olumlu, olumsuz bir karar verilmemesi,

2 - Mahkemenin kabul ettiği, sanığın 6.11.1986 tarihli ifadesinde maktülü öldürüp altın ve parasını almayı planlayarak olayı gerçekleştirdiği ve maktülü bıçaklayarak öldürdükten sonra altın ve parayı alarak kaçtığı anlaşılmış mahkemece de oluş bu şekilde kabul edilmiş olmasına göre; sanığın TCK.nun 495. maddesinde belirlendiği gibi malın teslimini veya zaptını temin etmek için maktülü tehdit edip veya sükuta mecbur bırakarak cebir ve şiddet kullanarak para ve altın almaya kalkışmadığı, maktülü taammüden öldürüp malını almayı düşündüğü, TCK.nun 78, 450/4- 7 maddelerine göre öldürme suçu müstakil bir suç olup ayrıca öldürme eyleminin gasp suçunun oluşmasını gerektiren cebir ve şiddet unsurunu oluşturmadığı, maktülün parasına tamaen taammüden öldürüldükten sonra parasının alınmasının hırsızlık suçunu oluşturacağı dikkate alınırken sanığın TCK.nun 491/ilk maddesi ile cezalandırılması gerekirken TCK.nun 495. delaletiyle 497. madde ile cezalandırılması,

İsabetsizliğinden bozulmasına, "adam öldürmenin diğer bir cebri fiili icra kasıt ve niyetiyle işlenmesi halinde vasıf sebeplerini içine alan öldürmenin cezasıyla beraber kasdedilen cürmün de işlenmiş olması itibariyle cürüm ve cezaların içtimaı hakkındaki kaidelere göre uygulama yapılmasında bir isabetsizlik görülmediği" karşı oyla çoğunlukla karar vermiş,

Yerel mahkeme, 29.3.1989 gün ve 248/40 sayı ile;

"30.11.1987 tarihli dilekçenin, sanık vekilinin reddi hakim isteminin reddi üzerine, bu konuda karar verecek olan Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'ne hitaben yazıldığı ve reddi hakim ile ilgili olup dinlenmesi istenen tanıkların suçla ilgisinin bulunmadığı,

Yağma için tasarlanarak öldürme eyleminde gaye suçun, yağma, vasıta suçun cinayet olduğu, bozma kararına uyulması halinde şiddetin en ağırı olan insan hayatına son vermede eylemin hırsızlık, öldürme gerçekleşmediğinde gasp olarak kabul edilmesi gerektiği, bunun da hak ve adalet duygularına aykırı olduğu" gerekçesiyle ve "bozmanın iki nolu bendine uyulması gerektiği" karşı oyu ile çoğunlukla önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili ile C. Savcısı tarafından istenildiğinden ve hüküm kendiliğinden temyize tabi bulunduğundan dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 7.6.1989 tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulun'ca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Dosya içeriğine göre :

Sanığın önceden planladığı şekilde, kuyumcu olan maktülün dükkanına gittiği, çanta içinde getirdiği altınları göstereceğinden bahisle dükkanın ikinci bölümüne geçtiklerinde öldürülenin çantayı açmak için eğilmesi üzerine arkadan bıçakla vurduğu, maktülün yere düşmesi üzerine, kolundaki altın künyeyi, çekmecedeki paraları, vitrinden dört bilezik ile bir altın zinciri alarak dükkandan uzaklaştığı olayda, sanığın altın ve paraları alması eyleminin yağma suçunu mu, yoksa hırsızlık suçunu mu oluşturacağı ve sanık vekilinin 30.11.1987 günlü dilekçesinde gösterdiği tanıkların dinlenip dinlenmeyeceği hususunda bir karar verilmemesi, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu teşkil etmektedir.

Sanık vekilinin 30.11.1987 tarihli dilekçesi 12.11.1987 günlü oturumda reddi hakim isteğinin reddi üzerine karar verecek merci olan Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'ne hitaben yazılmış ve hakimin reddi ile ilgilidir. Gösterilen tanıkların sanığın eylemi hakkında bilgileri olmadığından dinlenmeleri gereksizdir. Bu itibarla, bir nolu bozma sebebine karşı vaki direnme kararı yerindedir.

Yağma ( gasp ) suçu ; şahıslara cebir şiddet ve tehdit gösterilerek yapılan bir hırsızlık fiilidir. Suçun unsurları;

a ) Eylemi gerçekleştirmek için cebir şiddet veya tehdit kullanılması,

b ) Cebir şiddet veya tehditin malın zilyetine veya cürüm yerinde bulunan başkasına karşı olması,

c ) Mağdurun malı teslim veya alınmasına karşı susmaya mecbur kılınması, şeklinde sıralanabilir.

Sanık, maktülü öldürdükten sonra para ve altınları aldığından, yağma suçunun unsurları olayda gerçekleşmemiştir. Çünkü yağma suçunda cebir şiddet, malın zilyetine yönelik olmalıdır. Ölümle hukuki ve fiziki kişilik sona ermektedir. Ölenin mal varlığı Medeni Yasa hükümleri uyarınca mirasçılarına intikal etmek üzere terekeyi oluşturmaktadır. Bu itibarla ölenin terekesini oluşturan taşınır malların bir kısmının mirasçıların rızası dışında alınması hırsızlık suçunu oluşturacağından, Yerel Mahkemenin iki nolu bozma sebebine karşı direnme isabetsizdir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bir numaralı bozmaya ilişkin kısmının onanmasına oybirliğiyle iki numaralı bozmaya ilişkin kısmının bozulmasına, oyçokluğuyla 2.10.1989 gününde karar verildi.

Not: Kararlar Kazancı Bilişim'den alınmıştır.