Mesajı Okuyun
Old 27-12-2006, 15:00   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
BK.nun 388 inci maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarına göre, vekalet akdinin kapsamı sözleşme ile açıkça belirlenmemiş ise, ilgili olduğu işin niteliğine göre belirlenmesi gerekli olup, vekalet vekilin üzerine aldığı işin yapılması icap eden hukuki tasarrufları ifa yetkisini kapsar.

Davaya vekalette ise, bu vekaletin kapsamı özel olarak HUMK.nun 60-63 ncü maddeler arasında düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre, vekilin hükmolunan şeyi alabilmesi ( tahsil edebilmesi ) için vekaletnamesinde özel bir ahzu kabz yetkisinin bulunması gerekir. Vekil, bu ahzu kabz yetkisine dayanarak, hükmolunan şeyi ilamların icrası yoluyla icra dairesi aracılığı ile tahsil edebileceği gibi, icra dairesi dışında da tahsil edip borçluya makbuz verebilir.

Dava için verilen genel vekaletteki ahzu kabz yetkisi, vekili müvekkilin davayla ilişkisi olmayan alacaklarını tahsil ve bankadaki hesabından para çekme hususunda yetkili kılmaz. Bu husus öğretide de aynen benimsenmektedir. ( Bak. Prof. Dr. Haluk Tandoğan Borçlar Hukuku Özel Borç ilişkileri Dördüncü basım cilt:II, Sh. 406, Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü altıncı baskı cilt;2, sh: 1292 )


Sayın Erdal7,

Öncelikle teşekkür ediyorum. Ancak sunduğunuz kararı birlikte irdeleyelim mi?

Kararda Karşılıksız Çek Keşide Etmekten dolayı açılmış bir davadan
sözedilmektedir. Vekil, müdahil vekili olarak davaya iştirak etmiş, sanık ceza almış ve neticede çek bedelini bankaya ödemiştir. Vekile verilen vekaletname sadece ceza davası için verilmiş olabilir. Müvekkil para tahsili için yetki vermemiş olabilir.Genel Kurul olayı bu şekilde değerlendirmiş olabilir. Nitekim bir icra takip dosyasından bahsedilmemektedir.

Aynı kararda ise,
Alıntı:
icra dairesi dışında da tahsil edip borçluya makbuz verebilir
denilmektedir.

Ben müşterek mülkiyete çevirme kararından alıntı yapayım:

"..nın Akbank T.A.Ş. Çengelköy Şubesindeki ... ve...No.lu hesaplarındaki paraların davanın tarafları arasında bölüşülmesi için 2/8 hissesinin (E) ye, 3/8 hissesinin (A) ya, 3/8 hissesinin (B)ye ait olduğunun tespit edilmesi sureti ile iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesine"

Görüldüğü üzere bizdeki kararda, banka hesap numarası ve hesap sahibi ile mirasçıların hisseleri tek tek gösterilmiştir. Kararın devamı olarak bankaya aynı vekaletname ile gidilmiştir. Ben davanın devamı olarak görülebilir diyorum.

İşin ilginç tarafı, Merkez Bankası, İş bankası, başka müvekkile ait benzer işten dolayı Ziraat Bankası sadece veraset belgesine dayanarak, ödemede bulunabilmektedir. O zaman bu bankaların yasaya aykırı ödeme yaptıkları ileri sürülebilir. Ne dersiniz?

Diyelim ki, bankanın tutumu hukukidir. Soruda da belirttiğim gibi meşru mudur? Banka diğer mirasçıların Almanya'da yaşadıklarını bilmektedir.Oradan alınacak bir vekaletnamenin uzun süre alacağını bilmektedir. Üstelik sadece veraset belgesi ile gidince, müşterek mülkiyete çevirin, kararı getirin demişler daha sonra ise, vekaletnameyi kabul etmemişlerdir. Hatta, vekil arkadaşıma yine hep beraber gelinmesi gerektiği söylenmiştir.

Şöye bir durum ortaya çıkmaktadır. Mirasçılar arasında zaten ihtilaf mevcuttur. Almanya'daki diğer mirasçılar avukatlarına özel vekaletname vermeyip kendileri çekmek isterlerse(Ne zaman olacağı belli değil)benim müvekkilem mağdur olacaktır.

Bence tartışılacak çok şey var...

Sayın Av.Yusuf Deveci,

Katkılarınız ve tecrübelerinizi paylaştığınız için teşekkürler...Burada(İstanbul'da) bir savcıya gidip, olayı anında çözmek çok zordur.

Saygılarımla