Mesajı Okuyun
Old 31-08-2015, 13:23   #13
yurdumsun ey ucurum

 
Varsayılan


SORUNLAR

1. Hukuk Fakülteleri'nin 4 yıl olması, bu süre içinde pratiğe dönük hiçbir şey (sanal mahkeme gibi) olmaması, derslerin ciddiyetsiz havası zaten "Hukukçu yetiştirmek" gibi bir kaygının olmadığını gösteriyor.

2. Kuluçka makinesinden daha hızlı mezun üretiyoruz. Sıkıştırılmış ve hızlandırılmış bir sistem içinde bir sürü ders koyuyoruz. Hem fakülte sayısını hem de öğrenci mevcudunu çıldırmış gibi artırıyoruz, iş potansiyelini artırmadan hem de. Ne oluyor yahu? Bu telaş ne? Tarlasında ırgat olsun diye düzinelerce çocuk yapan çiftçi gibiyiz, "vasıfsız avukat" yetiştiren bu sistemle felakete gidiyoruz.

3. Ünvanı ne olursa olsun hocaların öğrenciyi yetiştirmek gibi bir endişesi yok; tıpkı öğrencilerin de birşeyler öğrenmek gibi bir derdi olmadığı gibi.

4. Fakülte binaları ve sınıflar, "Hukuk Fakültesi" adına yakışmıyor.Öğrenci kimi fakültelerde oturacak yer bulamıyor, kimisinde de 1200 kişilik sınıflarda eğitimden başka herşey yapılıyor.

5. Eğitim tamamen "ezberci papağan" üretiyor, Hukuk Felsefesi dersinde dahi eski hukukçuların teorilerini ezberleyip sınavda yazmak dışında hiçbir şey beklenmiyor. Bu utanç verici durumu herkes kanıksamış.


ÇÖZÜMLER

1. Hukuk Fakülteleri 7 yıl olmalı, son sene teorik eğitimle birlikte adam gibi bir staj yapılmalı. Kalemlerinde atılan yalandan imzalarla geçirilen bir staj dönemi sonunda avukat, mahkeme salonunda nerede duracağını dahi bilmiyor. Bu zorlu süreci göze alan, idealist insanlar seçsin bu mesleği, saygınlığımız böyle artar. Aksi halde tüccarlaşmış simsarlara yada döner ekmeğin yanında eşantiyon olarak dava bakan avukatlara dönmemiz an meselesi.

2. Hukuk Fakülteleri'nin sayısı ve öğrenci kontenjanı acilen azaltılmalı, vakıf üniversitelerindeki eğitime çeki düzen verilmeli. Hukuk eğitimi, "Kırk işte çırak olacağına bir işte usta ol" mantığıyla uzmanlaşmaya dönük olmalı, ilk 4 sene Genel Hukuk Bilgisi, 5 ve 6. seneler uzmanlık eğitimi, son yıl ise staj ve tez yılı olmalı. Avukat "ne iş olsa yaparım" tutumunda olmamalı.

3. Hukuk Fakülteleri, "Ego Tatmin Enstitüsü" olmaktan çıkarılmalı. Hakların dokunulmazlığının öğretildiği hukuk fakültelerinde, nota dahi itiraz edilemiyor. Kendimizle alay ediyoruz, bu ayıp bize yakışmıyor. Kantinde oturan öğrenci, sınıfta ders işleyenlerden daha fazla. Eğer hocanın anlattığını kitaptan da öğrenebildiğimiz iddiasındaysak, yarın "Hukuk Fakülteleri açık öğretim olsun" dendiğinde ne yüzle itiraz edeceğiz?

4. Fiziksel ortam "hukuk" adına yaraşır hale getirilmeli; mimari tasarımdan, oturulan sıralara kadar herşey buna göre düzenlenmeli.

5. Hukuk öğrencisinin söyleyecek sözü olmalı, teori geliştirmeli, kanun taslağı üretmeye çalışmalı, şerhler yazabilmeli. Kanunların mantalitesi üzerine fikir tartışmaları yapılabilmeli. Düşünün neden sürekli yabancı hukuk adamlarını okuoruz? Neden bir Türk hukukçusu, dünya hukuk tarihine geçmiş bir teori sahibi değil? Çünkü onlar yaratıcı beyinler yetiştiriyor, biz ise onların teorilerini tekrarlıyoruz. Herşeyi ithal ettiğimiz, üretemediğimiz gibi bilgiyi de üretemiyoruz.

Daha çok şey var ama okunmayacağını bildiğim için uzatmıyorum.