Mesajı Okuyun
Old 12-04-2003, 11:03   #2
Admin

 
Varsayılan

Bence biraz zor.

1- Hukuk yaratıcılığa açık bir bilim değil. Hele hele avukatlar açısından ve özellikle de Türk Hukuku söz konusu olduğunda. Zira hukukta bir "keşif" yapmanız vb. mümkün değil. Bizim keşif anlayışımız "mahallinde keşiften" ibaret. Neticede hukuk başkasının belirlediği kuralları bilmekten ibaret bir bilim dalı. Konunuzda iyiyseniz meslektaşlarınızdan daha fazla kuralı daha iyi biliyorsunuzdur o kadar. Dolayısıyla bu bilimde dehaya yer yok gibi gözüküyor.

2- Aksi olsa dahi mevcut üniversite sınav sistemi dehaları hukuktan biliminden uzak tutuyor. Mevcut sistemde "dehalar" en yüksek puanlı yerlere yerleştirildiğinden ve hukuk fakülteleri de skalada o kadar yukarıda yer almadığından bu fakülteler ancak geriye kalan öğrencileri alabiliyor. Dolayısıyla "dehaları" başka fakülteler kapmış oluyor.

3- Hukuk meslekleri arasında dehaya en geniş alan tanıyan akademisyenlik olsa gerek. Diğer meslekler mevcut kuralları "ezberlemeye" yönelik ihtisas yaparken, akademisyenlerin en azından bu kuralları belirleme noktasında bir çalışması olabiliyor ki bu da hukuk söz konusu olduğunda en yaratıcı mesleki faaliyet gibi gözüküyor. Ancak akademisyenlere tanınan maddi manevi imkanların yetersizliği nedeniyle bu meslek de dehayı kendinden uzaklaştırıyor ve diğer meslekleri yapamayacaklarını düşünen hukuk fakültesi mezunlarının girmeye çalıştığı bir meslek haline getiriyor.

4- Tüm bunları aşan "dehaları" ise sistem dışarı atıyor: Yolsuzluk, işlemeyen adalet mekanizması, sistemdeki haksızlıklar, sistemde görev yapanların adalet konusundaki duyarsızlık ve cehaleti dehayı içinde barındırmıyor. "Dahi" sistemi bilmediğinden kazayla hukuk fakültesine girip bu işe başlamışsa bile, sistemi görünce "dehasını" kullanıyor ve kendine çalışacağı başka bir sektör buluyor.



Saygılarımla,