Mesajı Okuyun
Old 03-07-2012, 21:19   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
İstanbul Barosu bir yanıt daha gönderdi!

Bilgi edinme başvurum, başvurumun reddi, üst kurula itirazım, itirazın reddi... Hepsini özetlemişler sağolsunlar.

Sonra, sonra demişler ki "Bir kez daha arşiv araştırması yaptık ve istediğiniz kararı bulduk" demişler...

İyi ama ben bu kararın bulunmasına sevinmedim ki! Keşke arayıp tarasalardı da, bulamasalar ve "Sayın Eren, İstanbul Barosu hiç böyle bir karar alır mı yahu" deselerdi...

Ama varmış.

31.05.1960 tarihli...

Darbeden sadece 4 gün sonra...



Utandım. Sadece utandım. Savunmanın kendi varlık nedenini reddetmesinden utandım.

Savunmanın, savunmadan çıkıp iddia makamı yerine geçmesinden utandım.

Savunmanın, karar makamı yerine geçmesinden utandım. Ama en çok, savunmanın kendi varlık nedenini, savunmayı reddetmesinden utandım.

Bizde savunma kültürünün köklü olmadığını, biraz sert esen rüzgarlarda eksen değiştirebileceğini ispatlıyor bu karar.

Çok değil 50 sene öncesine ait. Kurumlar ve kavramlar için 50 sene nedir ki?

1960 yılında karşılaştırma yapılabilecek benzer bir olay Fransa'da yaşanmış osaydı, Paris Barosu böyle bir karar alır mıydı?

Bizde savunma köklü değil... Savunma kültürü köklü değil.

Bugün avukatlara o klasik ve meş'um soruyu sorun:

"Bir okula bomba yerleştirilmiş. Fail gözaltında. Patlarsa 100'lerce öğrenci ölecek veya yaralanacak. Bombanın yerini söyletmek için işkence yapılmasını mübah mıdır?"

Bu soruya azımsanmayacak sayıda avukat, evet diyebilir.

Savunma köksüz; savunma felsefesini bilmiyor. Köklerini tarihini bilmiyor.

İşte İstanbul Barosu... Savunma tarihimizin en köklü kurumu...

Eksiklerimizi bilelim, sorunlarımızı hasır altı etmeyelim.

İbret alalım...

İbreti biz çooktan almıştık. Bana hiç sürpriz olmadı Sayın EREN!