Mesajı Okuyun
Old 29-12-2007, 16:50   #18
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

İkinci kadını çarçabuk değil,epey düşündükten sonra ,kendi hatalı tercihi ile,başkasının aile birliğine bilerek zarar verme pozisyonunda olduğu durumla ilgili olarak hatalı bulan yukarıdaki açıklamalar yapıldı. Kendisi de aldatılmış,kandırılmış,tuzağa düşürülmüş ikinci kadının,uğradığı haksızlıklar karşısında tabii ki korunmaya değer hakları vardır. Ama bu haksızlığı kendisi davet etmişse,ki ikinci kadın vakalarının %90 ında evli olduğunu bilerek erkekle ilişkiye girme oranı olduğunu tahmin etmek zor değil;belki % 10 luk kısmı bilmeden,aldatılarak,evli olmadığına inandırılarak erkekle ilişkiye girmektedir.
Ama yaygın olan durumlara göre ve kadının bilerek,isteyerek,sonradan öğrense bile öğrenme tarihinden itibaren haksız konumunu sürdürerek devam ettiği ilişkilere göre kişisel ve hukuki görüşler belirtilmiştir.Bu ihtimaller için Yargıtay Genel Kurul ve dairelerinin,ikinci kadının onur ve tavırlarının,tercihlerinin,haklılık,haksızlık konumlarının toplumsal,yasal,anayasal düzen içindeki irdelemesi çok güzel bir şekilde yapılmış. Bu kararlar,ikinci kadının da onurunu korumakla ilgili kendisine düşen görevleri hatırlatmaktadır.

İkinci kadınların tamamına yakını,evli olduğunu bilmiyordum,beni kandırdı,demek suretiyle çoğu kez gerçekleri saptırmaktadır,ülke gerçeklerine ve hayatın olağan akışına göre öyle bir ilişkiye girdiği erkeğin evli olduğunu bilmesi,öğrenebilmesi çok kolaydır. Ama bilse bile ilişkiye girmekten kaçınmayan,hesap sorulduğunda ise dönüp resmi nikahlı eşe ve topluma " hata benim değil,kocasına sahip çıksaydı,adam mutlu olsaydı,benim değil onun yanında olurdu" gibilerinden meydan okuyan ikinci kadın vakaları en yaygın olanlar. Pervasız,hesapsız,birkaç yıl sonra durumundan şikayet eden ve hem kendi yaşantısına,hem başklarının aile yaşamına bilerek zarar veren bayanlar büyük çoğunluktadır. Bilmeyenleri insanen ve hukuken koruyacak görüşler ve uygulamalar,haklar zaten vardır. Ayrıca erkek mutsuz ise ve aile yaşantısındaki bu mutsuzlukta karısının boşanma kararı verilmesine yeter kusuru var ise,boşanma davası açar,yasal ve medeni şartlarda boşanır ve daha sonra dilediği ikinci,üçncü,... evliliklerini,ilişkilerini yaşayabilir.

Ama,ilk eşi,böyle bir durumda boşanma davası açmaya zorlamak veya bu durumda ona yol göstermek,evlilik birliğinden vazgeçmesini beklemek te hukukçunun görevi değildir. Hiçkimse evliliğinden ve eşinden,çocuklarının çıkarlarından vazgeçmek zorunda değildir. Kocasını,müsaade ederseniz affetme hakkı vardır. Hukukçunun bir görevi de toplumun ve devletin temellerinden olan aile düzenini ve değerlerini olabildiğince korumak ve aile birliğine hukuksal,eylemsel destek vermektir.Burada yapılan aile kurumuna ve kavramına destek olmak üzere,bu düzene kasten zarar veren unsurlara işaret etmek ve bunlara karşı hukuki savunma mekanizmalarını hatırlatmaktır. Bu çabaya meydan okumak hukukçudan beklenecek bir katkı değildir.