Mesajı Okuyun
Old 14-04-2011, 13:28   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Marka Hakkı- Kullanımda İstisnai Haller- Hakim Unsur

Çalışma Grubumuzdaki ölü toprağını atabilmek ve sık sık karşılaştığım bir soruyu, diğer meslektaşlarımıza da faydası dokunabileceği dileği ile kısaca ve en basit hali ile açıklamak istediğimden bu başlığı açtım. Sizin de gerek Yargıtay kararları gerekse görüş bildirimi olarak katılımlarınız olur ise memnuniyet duyarım.

Bilindiği üzere 556 S. KHK m.9 uyarınca marka tescili, münhasıran tescil sahibine bazı haklar tanımaktadır. Bu kapsamda marka tescil hakkı sahibi, markasının diğer 3. kişilerce kullanılmasını engelleme hakkına sahiptir.

Buradan hareketle bir örnek üzerinden gidecek olur isek akla gelen soru şu olmaktadır;

-Marka hakkı sahibi ile arasında bayilik yahut herhangi başkaca sözleşmesel ilişki bulunmayan- bir oto tamir servisi, tamirini yaptığı araçların markaları tabelasında gösteremeyecek midir?

Sorunun yanıtı esasen 556 S. KHK m.12'de verilmektedir. Zira m.12, marka hakkı sahibine 9. maddede tanınan haklar karşısında istisnai bir durumu düzenlemektedir. Buna göre ; “Dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adresini, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak, üretim veya sunuluş zamanı veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemez.”

Maddenin lafzından da anlaşılacağı üzere, 3. kişilerin markaya ilişkin olarak,
  • Ticari ve sanayi konularıyla ilgili olan iyi niyetli kullanımları korunmaktadır. Zira 556 S. KHK ile amaçlanan marka hakkı koruması sağlanırken, ticaret hayatının sürdürülebilirliği de engellenmemelidir. Bu istisnai düzenleme getirilmemiş olsa idi günümüzde pek çok satıcı hangi markayı/markaları satışa arz ettiğini bildiremeyecek ve bu durum tüketiciler yönünden de büyük zorlukları beraberinde getirerek; ticari faaliyetlere büyük ölçüde ket vuracak idi. Bu nedenle kanun koyucunun getirdiği bu istisnai hal, uygulamada ortaya çıkabilecek büyük bir zorluğu ortadan kaldırarak yerinde bir düzenleme olmuştur.
556 S. KHK m. 13 de konuyla ilişkili bir başka hususu; “Marka Hakkının Tüketilmesi” İlkesini düzenlenmektedir. Buna göre; “Tescilli bir markanın tescil kapsamındaki mal üzerine konularak marka sahibi tarafından veya onun izni ile Türkiye'de piyasaya sunulmasından sonra, mallarla ilgili fiiller marka tescilinden doğan hakkın kapsamı dışında kalır.
Marka sahibinin, birinci fıkra hükmüne girmesine rağmen, malın piyasaya sunulmasından sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanmalarını önleme yetkisi vardır.”

Bu düzenlemeler doğrultusunda yukarıda sorduğumuz sorunun cevabı şu şekilde verilebilir;
  • Örnekte belirtilen oto tamir servisinin; başkasına ait markalara ilişkin olarak tamir servisi verdiğini belirtmek için yani ticari amacına uygun şekilde ve 3. kişiye ait markayı öne çıkartmaksızın kullanımı söz konusu ise burada bir hukuka aykırılıktan, marka tecavüzünden ve haksız rekabetten söz edilemeyecektir.
  • Ancak oto tamir servisi 3. kişiye ait markanın ününden faydalanmak için, kötü niyetli olarak ve iltibasa sebebiyet verebilecek şekilde; bu markaları ön plana çıkarmak sureti ile kullanım gerçekleştirdiğinde burada marka tecavüzünden ve haksız rekabetten söz edilebilecektir.
Örneğin kendi işletme adını ikinci planda bırakarak, 3. kişiye ait markayı tabelada büyük ve dikkat çekici puntolarla yazan bir oto tamir servisinin kötü niyetli kabul edilebileceği açıktır.

Konuya ilişkin önemli iki Yargıtay kararının özeti aşağıdadır.


Yargıtay 11. HD.
06.06.2005 t.li
2004/9072 E.
2005/5851 K.


HAKSIZ REKABET
MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
MARKA HAKKININ TÜKETİLMESİ
MARKA HAKKINA TECAVÜZ


556 S. KHK/12,13


Pek çok marka otomobil için satış kampanyaları düzenlemekte olan davalının, davacının münhasır satış hakkına sahip olduğu marka araçlarını ilanlarında ön plana çıkarmadığı ve davacının öne sürdüğü yetkili bayi olma imajının ve tüketicinin bu imaj nedeniyle yanılmasının davalının faaliyetlerine, ticari kapasite ve hayatın olağan akışına bakıldığında mümkün olmadığı gerekçesine dayanılarak davanın reddi gerekmektedir.


Kaynak: Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi, 2005, Sayı 2 , s.468




YARGITAY 11. HD.
03.10.2003 t.li
2003/2346 E.
2003/8743 K.


İLTİBAS
MARKA HAKKINA TECAVÜZ
HAKİM UNSUR-TALİ UNSUR

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hiçbir akdi ilişki bulunmadığını, davalının haksız olarak müvekkili markasını işyerinde kullanarak iltibas yarattığının tespit edildiğini, davalının eyleminin haksız rekabet olduğunu ileri sürerek, davalının işyerinde kullandığı müvekkili markasına ait evrak ve işaretlerin kaldırılmasına, imha edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Servis hizmeti veren bir işletme, kendi işletme adını hakim unsur şeklinde yazmak koşuluyla, işyerinde belirtilen markalı araçlara hizmet verildiğini göstermek bakımından marka sahibinin iznine gerek olmadan KHK.nin 12. Maddesinde tarif edildiği koşullarda tescilli markayı tali unsur olarak kullanabilir. Ancak sunulan fotoğraf ve tanıtma vasıtalarına göre davalının tali unsur olarak değil, hakim unsur teşkil edecek şekilde davacı marka ve logosunu kullandığının anlaşılması karşısında davanın kabulüne dair verilen karar isabetlidir.

Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası