Mesajı Okuyun
Old 04-02-2010, 11:20   #5
üye32062

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 6


Esas No.
2006/1367
Karar No.
2006/3508
Tarihi
06.04.2006


2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/269/270/271


KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ AMACIYLA TAHLİYE
İTİRAZIN KALDIRILMASI
TEMERRÜT


ÖZET
DAVACI ALACAKLILAR SÖZLÜ AKDE DAYANMIŞ OLUP, AYLIK KİRA MİKTARININ 50.-YTL OLDUĞU KONUSUNDA YAZILI BELGE SUNAMADIKLARINA GÖRE DAVALI BORÇLUNUN BEYANINA İTİBAR ETMEK GEREKİR. NE VAR Kİ DAVALI BORÇLU KABUL ETTİĞİ MİKTARI YASAL SÜRESİNDE ÖDEMEDİĞİNDEN TEMERRÜT OLGUSU GERÇEKLEŞMİŞTİR. ESASEN DAVACI ALACAKLILAR DA BU KESİNLEŞEN BÖLÜM İÇİN TAHLİYE İSTEMİNDE BULUNMUŞLARDIR. BU DURUMDA İTİRAZIN KALDIRILMASINDAN BAHSEDİLEMEZ


İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki kısmi itiraz üzerine davacı alacaklılar kesinleşen bölüm için İcra Mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilemeyeceğinden bahisle istemin reddine karar verilmiş olup, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklılar 20.12.2004 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak aylık kira parası 50.-YTL'den 2005 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları toplam 300.- YTL kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmışlardır. Ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede davalı borçlu yapmış olduğu itirazında aylık kira parasının 50.-YTL olmayıp, 35.-YTL olduğunu, kira borcunun da toplam 70.- YTL olduğunu savunarak itirazda bulunmuştur.

Davacı alacaklılar sözlü akde dayanmış olup, aylık kira miktarının 50.- YTL olduğu konusunda yazılı belge sunamadıklarına göre davalı borçlunun beyanına itibar etmek gerekir. Ne var ki davalı borçlu kabul ettiği miktarı yasal süresinde ödemediğinden temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Esasen davacı alacaklılar da bu kesinleşen bölüm için tahliye isteminde bulunmuşlardır. Bu durumda itirazın kaldırılmasından bahsedilemez. Mahkemece kesinleşen bölüm için temerrüt gerçekleştiğinden tahliyeye karar vermek gerekirken, itirazın kaldırılması talebi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 6.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.