Mesajı Okuyun
Old 07-08-2003, 14:43   #3
Sibel

 
Varsayılan

) Anonim böyle oluşur...Yokluğun, sıkıntının, gündelik olayların, ölümlerin, doğumların velhasıl herşeyin yarattığı duygular; an gelir taşar yüreklerden.... Nasıl anlatsın anadolu insanı duygularını ? Elbette sazıyla, sözüyle, manisiyle ve halk oyunlarıyla... Bir müzik gibi, bir şiir gibi, bir figür gibi değil; ruhuyla özüyle dinlediğimizde algılayabiliriz onların ne dediğini, ne yaşadıklarını... Hasat alamadığı, sel vurduğu, mahsulunü kaybettiğinde hissettiğini...ya da bir sevgiliyi kaybettiğinde nasıl dövündüğünü
"Maraştan bir haber geldi
Dediler ki meyrik öldü.... "
diye başlayan o baharatlı sesi duyduğumuzda, biz de ağıta katılır ve ağlarız belki de....

Ya da o güzelim esprilerin varolduğu tatlı ezgileri hatırlayalım... En olmazlar ile dalga geçen kıvrak zekayı....
"Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış.... gördün mü ? "
diye soran dalgacı kim acaba ?

Yoklarla, yokluklarla yüklü hayatlarını süslemenin her türlü yolunu bulmuş insanlarımız.. Masallar icat etmişler.. Gılgamıştan... Dede Korkuttan.... Keloğlana...

Ya oyunlar! Her yöre ayrı anlatmış yaşantısını.. Vücutlarının hareketlerine teslim etmişler ruhlarındaki yaşamları... Karadenizli hamsi gibi kıvrak ve hızlı.. Ağdaki balığın çırpınışında.. Karadenizin oynak dalgalarında..
Egede ise zeybek.... Efe efe oynamışlar.. Diz vurarak doğaya... Dikkat edin lütfen.. Diz vurdukları toprak olmuş.. Taptıkları ve doydukları... Bir de keçi çevikliğini anlatmış teke zortlatması Burdur'da..

Akdeniz'de yoğurt kaşıklanan kaşıklar ellere zil olmuş... Kimselere ve hiç bir aksesuara ihtiyaçları yokmuş .... "Silifkenin yoğurdu " derken, kaşıkları ile daha bir canlı daha iştahlı anlatmışlar yaşantılarını..
Güneydoğu ağlamış, suya özenmiş.... Su kabağı ile tarlaya salmış kızlarını....
Trakya'da oynak ve kıvrak cilveli kızlar ve oğlanlar karşılıklı oynaşmış...Rumeli türkülerinde....

Her yanı renkli... her bir yanı ayrı bir tat...
Haklısınız...
Bir başkadır benim memleketim...