Mesajı Okuyun
Old 27-09-2004, 22:07   #1
fikirbay

 
Neşeli Hukuk Hakimi mi? Hakim Hukuku mu?

"Adalet" nasıl sağlanır?

Temel soru bu.

"Hukukun Üstünlüğü" tesis edilememiş ise adalet sağlanabilir mi? Hayır!

Peki, "Hukukun Üstünlüğü" nasıl sağlanır?

Bağımsız Yargı ve Yargıçlarla sağlanır. Peki, "Yargı Bağımsızlığı" ne demektir?

Yargının ve Yargıçların bağımsız olabilmesi için "Türk Milleti Adına" karar verdiklerini asla hatırdan çıkarmamaları gerekmektedir. Yargıçların Türk Milleti Adına karar verip vermediklerini nasıl anlayabiliriz?

Yargıçlar, yasa hükümlerine tam uymadığını bildikleri halde "Kamu Yararı" yerine "Kişi Yararı" veya "Kurum Yararı" nı önde tutarak karar vermiş ve "Hukuka Uygun Olmayan" bir işlemin "Kamu Yararına Uygun" olduğunu ileri sürerek bir karar vermiş olsalar, sonuç ne olurdu? Kamu = Türk Milleti; Kurum = Türk Bürokrasisi; Kişi = Türk Vatandaşı şeklinde bir tasnif yaparsak, Hakim "Türk Milleti Adına" ve dolayısıyla "Kamu Yararına, yani Türk Milletinin Yararına Uygun" karar vermek zorundadır. Ancak, Kurum Yararına veya Kişi Yararına karar verip, kararın Türk Milleti Adına verildiğini iddia etmek de mümkündür.

Türk Milleti Adına karar verme yetkisini hakimlerin elinden kim alabilir? Hadi aldılar diyelim, alıp da kime verecekler peki? Diktatörlere mi?

Demek ki, hakimlerin "Türk Milleti Adına" karar verme yetkisini kullanırken gösterecekleri ustalık Türk Milletinin demokratik veya anti demokratik bir sisteme kavuşabilmesiyle yakından ilgilidir. Hakimler, Türk Milleti Adına ve Kamu Yararını önde tutarak karar vereceklerine, Kurumların veya Kişilerin Yararlarını ve telkinlerini önde tutarak kararlar verirlerse Hakim-iyet Kayıtsız Şartsız Milletindir sözü anlamını yitirmeye başlar. Hakim-iyet hakimler eliyle Kurumlara ve Kişilere devredilmeye başlanır.

Devam etmek mümkün, ama bakalım ne yankılar gelecek...

Selamlar, sevgiler.