Mesajı Okuyun
Old 13-07-2007, 12:52   #17
medenikal

 
Varsayılan

Hâkim veya başkanın yetkisi

Madde 203 – (1) Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır.

(2) Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.

Sayfa 52


9155



(3) Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.

Öncelikle Hakim'in Bu maddeye dayanarak ''dosya açısından müdafilik görevinin sona erdirilmesi ''şeklinde karar vermesi yok hükmündedir.

Kanuni olarak böyle bir yetkisi yoktur.Yargı faaliyetine karşı , savunma hakkına karşı ,ve vekalet ilişkisinde tarafların iradesi ile kurulmuş olan savunma yükümlülüğünü tek taraflı olarak, ve bu sözleşmenin de dışında olan Hakim'in bitirmesi gibi bir durum söz konusu olamaz.

Hakim'in aradığı ve karıştırdığı hüküm şu olsa gerek;

(3) (Ek:25/5/2005 - 5353/22 md.) 149 uncu maddeye göre seçilen veya 150 nci maddeye göre görevlendirilen ve Türk Ceza Kanununun 220 ve 314 üncü maddesinde sayılan suçlar ile terör suçlarından tutuklu ve hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevini üstlenen avukat, hakkında bu fıkrada sayılan suçlar nedeniyle kovuşturma açılması halinde tutuklu veya hükümlünün müdafilik veya vekilliğini üstlenmekten yasaklanabilir.


Oysaki olayımızla bu hükmüm arasında hiçbir benzerlik yok.Yasaklama var ama bu suçlara karışmış Avukat için ;

Bu nedenle dayanaksız ve yersiz bir karar olmuştur.

Avukat yerli,yersiz konuyla ilgili olmayan talepte de bulunabilir.Hakim uygun dille talebi reddeder.Yargının olmazsa olmazı olan savunma tarafının ,bulunduğu taleplere yönelik,duygusal refleks göstermenin ,bunu kendisine yönelik bir saldırı,eleştiri olarak algılamanın bir anlamı yoktur.

Alıntı:
"Duruşmaya kabul saatinin tutanağa yazılması"

Bu talebi Sayın Hakim ,kendisine ve yargılama faaliyetine yönelik bir saldırı ,eleştiri olarak algıladı.Bundan sonraki tüm evrenin gelişmesinin nedeni bu taleptir.

Sayın katılımcıların belirttiği gibi duruşmada ,kalkma oturma ise belli işlem ve eylemlere hasredilmiştir.Avukatın sürekli ayakta durması söz konusu olamaz.Uygulamada bu şekildedir.

Zaten ayakta duruşmaları bekleyen Avukatların ,duruşma saatlerinin saatlerce sonraya kalması nedeniyle ayakta beklediği veya sert zeminlerde oturduğu da açıkken;

Neden ayağa kalkmıyorsun şeklinde , bir soruya karşılık bizim de vereceğimiz cevap;neden savcı bey de ayağa kalkmıyor mu olacak?

Yoktan yere ,anlamsız,duyguların eseri bir durum oluşmuştur.

Duygulardan arınmalıdır.Yargı faaliyeti zor ve meşakkatlidir.Tüm unsurları birbirlerine asgari saygıyı göstermek durumundadır.

Zaten stres altında ,işyükü altında ezilmiş olan yargı unsurlarının birde kendileri ile mücadele içinde olması sadece kendilerini yıpratır.