Mesajı Okuyun
Old 19-12-2022, 09:51   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Açıkçası dava açıp açmadığımı bile hatırlamıyorum. Ancak konu daha sonra da defalarca önüme geldi. Hatta şu an Belediye vekiliyim ve diğer taraftan da konuyla muhatap oldum.

Bu konuda İmar Kanunu 16. maddenin uygulanması çoğunlukla mümkün olmayan bir durum. Belediye ne karar alırsa alsın Tapu Sicil Müdürlüğü tüm malikler gelip imza atmadan şuyulandırılan taşınmazları tevhid edip tapuya tescil etmiyor. Bu anlamda taraflardan biri bile gelmediğinde uygulama mümkün olmuyor. Bu konuda Danıştay içtihadı da bu yönde ve asla tescil yapılamıyor.

Tescil olmayınca ortada ortak bir tapu olmuyor ve dolayısıyla ortaklığın giderilmesi davası da açılamıyor, açılsa da bu nedenle reddediliyor.

Belediye'nin açacağı ortaklığın giderilmesi davasına gelince aynı şekilde tapuda ortaklık oluşmadığından bu dava da aynı kadere mahkum. Ancak burada Belediyenin veya kamunun bundan menfaatinin ne olduğu ve ortaklığın belirtilen süre içinde giderilmesinin sağlanmasının ne fayda sağlayacağı anlaşılamıyor. Kanun koyucunun burada neyi amaçladığı belirsiz ve ben bu maddenin pek bir uygulaması olduğun zannetmiyorum. Zaten rıza gösterip tapuda tescil yaptıran taraflar düzgün imar parselinde hisseli hale geliyorlar. Ortaklıklarını giderseler kime ne gidermeseler kime ne? Kimseyi mülkiyet hakkını kullanmaya hemen arsa üzerinde yapılaşmaya gitmeye zorlamak da mümkün olmadığına göre Belediye bu işi hızlandırmak için hangi saikle hareket edecek o da belli değil.

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 7. maddesine göre son dönemde alınan tevhit kararı ile ilgili belli şartlar altında tescil yapılabiliyor Şöyle ki şuyulandırılan parsellerden hiçbirinin yola terki yoksa gerekli başvuru ve tebliğ işlemleri yapıldıktan sonra belediyenin kararı ile resen tescil yapılabiliyor. Ancak parsellerden birinin bile terki varsa yine tapu tescili reddediyor. Çünkü burada da terk için rıza gerekiyor.