Mesajı Okuyun
Old 26-01-2013, 17:24   #4
av__emrah

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkür etmekle birlikte tam olarak katılmıyorum. Şahıs "..hırsızlara yardım ve yataklık yapan...belediyesi" demekle açıkça bir isnatta bulunuyor. Belediyenin hırsızlara yardım ve yataklık ettiğini ve bunun içinde hırsızlar kadar suçlu olduğunu iddia ediyor. O zaman bu iddiasını ispatlamak zorunda yani belediye nasıl hırsızlara yardım ve yataklık ediyor? Çünkü burada belediye(başkanı yada çalışanları) açıkça hırsızlıkla suçlanıyor.
267.maddenin gerekçesinde "İsnadın belli bir kişiye yönelik olması gerekir. Bu kişinin ismi açıkça belirtilmese bile, yapılacak bir araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterlidir."
"Gazete veya diğer kitle iletişim araçlarında yayın yapılması suretiyle bir kişiye suç isnadında bulunulması hâlinde de iftira suçu oluşur"
"İftira suçunun oluşabilmesi için, kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişinin bu fiili işlemediğinin bilinmesi gerekir. Bu bakımdan, söz konusu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Başka bir deyişle iftira suçu muhtemel kastla işlenemez."
denilmektedir. Bildiğimiz kadarıyla isnad doğrudan belediye başkanına yapılmıştır.
Bu gibi durumların adli makamlara iletilmeden çözülmesi gerektiği konusunda ise sizin gibi düşünmüyorum ya da en azında genelleme yapılmaması gerekmektedir. Çünkü her konuyu ve olayı kendi özellikleri içerisinde düşünmek ve yorumlamak gerekiyor. Birisi kasıtlı olarak hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir suçtan dolayı ithamlarda bulunuluyor. Bu durumda amacın zaten eleştirmek yada yol göstermek yada hak aramak olmadığı çok açık. Düşünce ve kanaat hürriyeti zaten Anayasal bir haktır. Her seçmen tabii ki belirli sınırlar içerisinde eleştirmek ve hatta hesap sormak hakkına sahiptir. Ama bu kadar ağır bir ithamda bulunulduğu durumda ise bunun da adli makamlar önünde ispatlanması gerektiğini düşünüyorum.