Mesajı Okuyun
Old 26-11-2011, 13:21   #22
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol Gösterecek Karar

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4194
K. 2002/4994
T. 9.4.2002
• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Şekil ve Şartları - Eşlerin Tek Dilekçeyle Dava Açabilmesi - Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Velayet Düzenlemesi Yapılamayacağı )
• BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanmanın Şartları - Eşlerin Tek Dilekçeyle Dava Açması - Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Velayet Düzenlemesi Yapılamayacağı )
• VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ ( Anlaşmalı Boşanmada Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Karar Verilemeyeceği )
• ÇOCUKLARIN VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ ( Anlaşmalı Boşanmada Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Karar Verilemeyeceği )
• FERAGAT ( Karşı Tarafın Kabulüne Bağlı Olmaması ve Davanın Reddine Karar Verilmesi Gereği )
• DAVADAN FERAGAT ( Karşı Tarafın Kabulüne Bağlı Olmaması ve Davanın Reddine Karar Verilmesi Gereği )
743/m.134/3
1086/m.91,95,388
ÖZET : 1- Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.3.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

2- Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir. Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.

1-743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi; evlilik en az bir yıl sürmüşse eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını, bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi halinde boşanmaya karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. Sözü edilen madde genel usul kurallarından ayrılmış, eşlerin birlikte kaleme alacakları dilekçe ile de boşanma davası açabileceklerini kabul etmiştir.

Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.3.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. ( HUMK.md.91-95 )

2-Kadının davasına yönelik temyizine gelince;

743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinlemesi, boşanma, boşanmanın mali sonuçları çocukların durumu ve diğer ferileri hakkında tarafların anlaşmaları, bu anlaşmanın da hakim tarafından kabul edilmesi gerekir. Taraflar tek bir konuda bile anlaşamazlarsa boşanmaya karar verilemez. Verilecek boşanma kararı da infazda karışıklık yaratmayacak açıklıkta olmalıdır. ( HUMK.m.388/son )

Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir.

Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır. ( MK.m.134/3 )Mahkemece 743 sayılı Medeni Kanunun 134/1-2. maddeleri çerçevesinde araştırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmelidir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması da usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Tarafların davacı ve davalı sıfatlarıyla tek bir dilekçe ile Türk Kanunu Medenisinin 134/3. maddesi uyarınca mahkemeye başvurmuş olması Türk Hukuk Usulü sistemi içinde her davanın en az bir davacısı ve bir davalısı olmak ve her dava için harç ödemek zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle olunca bu başvuruda iki ayrı dava vardır. Ancak kocanın davası yönünden harç alınmamıştır. Usulen açılmış bir davası bulunmadığına göre, feragatı sebebiyle onun davasının reddi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Kocanın davası yönünden kesin hüküm yaratacak ret kararı oluşturulamaz.