Mesajı Okuyun
Old 06-05-2008, 17:25   #2
hırs

 
Varsayılan

sayın Tolga Doğan,
bu konu ile ilgili ben sadece avukatlara ilişkin olarak verilen içtihatları buldum si
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/3092

K. 1996/14111

T. 20.6.1996

• HİZMET AKDİNİN OLMAMASI ( Sendikada Çalışan Bürosu Bulunan Avukat )

• VEKALET -HİZMET SÖZLEŞMESİNİN TESBİTİ ( İşin Sayı ve Zamanla Sınırlandırılması )

• İŞİN SAYI VE ZAMANLA SINIRLANDIRILMASI ( Vekalet-Hizmet Sözleşmesinin Tesbiti )

• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Sendikada Çalışan Hizmet Akdi Olmayan Bürosu Bulunan Avukat )

818/m.313, 386

1475/m.13, 14


ÖZET : Aradaki ilişkinin hizmet sözleşmesine mi, yoksa vekalet sözleşmesine mi dayandığı sorusunun çözümünde; iş, ücret ve bağımlılık unsurları ile yetinilmeyip, yapılacak işin zamanla mı, yoksa sayı ile mi sınırlandığının da gözönüne alınması gerekir. Şayet sayı ile bir sınırlandırma var ise, vekalet ilişkisine dayanıldığı; aksi halde hizmet sözleşmesi sözkonusudur. Bu cümleden olarak davacının, sürekli şekilde avukat olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, ücretlerinin her ay muntazaman ödendiği ve sayı ile iş yapmadığından, hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalıştığı anlaşıldığından, işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalı sendikanın hizmet akdi ile çalışıp hukuk işlerini yürüttüğünü, uzun süre çalıştıktan sonra, davalı tarafça akdinin feshedildiğini, ancak kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek isteklerde bulunmuştur.
Davalı sendika ise; davacı ile aralarında hizmet akdi değil vekalet akdi ilişkisi bulunduğunu, avukatlık yaptığı her iş için ücretinin verildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, savunmaya değer verilerek dava red edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; avukat olan davacı, davalıya ait işyerinde aylık ücretle sürekli. çalışmıştır. Aradaki ilişkinin hizmet akdine mi, yoksa vekalet akdine mi dayandığı sorunun çözümünde iş, ücret ve bağımlılık unsurları ile yetinilmeyip, yapılacak işin zamanla mı, yoksa sayı ile mi sınırlandığının da dikkate alınması gerekir. Şayet sayı ile bir sınırlandırma var ise, ilişkinin vekalet ilişkisine dayandığı; aksi halde hizmet akdinin sözkonusu olduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda, davacının sürekli şekilde çalıştığı ücretlerinin her ay muntazam ödendiği ve sayı ile iş yapmadığı görülmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında,1979-1992 yılları arasında davacının hizmet akdine dayalı olarak işyerinde çalıştığı kabul edilerek, işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacının,-ayrıca avukatlık bürosunun bulunması bu hukuki sonucu değiştirmez. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
ze bir örnek gönderiyorum ,umarım yardımcı olur,saygılar burada önemli olan bağımlılık unsuru ....