Mesajı Okuyun
Old 31-05-2007, 15:57   #7
üye14540

 
Varsayılan

Olayla ilgili gerekçeli hüküm ve yargıtay kararı Adalet.org sitesinde yayınlanmıştı yanlış anımsamıyorsam Bu kararı aynen aktarıyorum.



T.C.
B A F R A
AĞIR CEZA MAHKEMESİ
Esas No:2006/189
Karar No:2006/220 MAHKUMİYET
Savcılık No:2006/773

KARAR

TÜRK MİLLETİ ADINA
Yetkili ve Görevli Bafra Ağır Ceza Mahkemesi Aşağıdaki Hükmü Kurmuştur.



BAŞKAN : ………………………
ÜYE : ………………………
ÜYE : ………………………
C.SAVCISI :………………………
KATİP : ………………………

DAVACI :K.H.
ŞİKAYETÇİLER :1 -…………… - …. ve ……. kızı, 1969 D.lu.S….. ili
A….. ilçesi ….. Köyünde ikamet eder
2 - ………… - …….. ve …… oğlu,1942 D.l.u S……ili
A….. ilçesi .. köyünde ikamet eder.
SANIK :A…..B….. - …….. ve ……. oğlu, 07.05.1963 D.lu. B… ili
G….. ilçesi …. mah. nüfusuna kayıtlı olup, A......T…. köyünde
oturur. Evli, 2 çocuk babası, okuryazar, sabıkasız, balıkçılık yapar,
aylık 600 YTL gelirli, TC.
MÜDAFİ :AV…………… - B.
SUÇ TARİHİ :2006 Yılı Haziran Ayı
GÖZALTI TARİHİ :23.06.2006 (1 Gece)
TEVKİF TARİHİ :24.08.2006
KARAR TARİHİ :13.10.2006
KARAR :Sanığın Cinsel Saldırı suçundan 12 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçundan
dolayı 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair verilen karar.
Yukarıda açık kimliği ve suçu yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan açık yargılama ve dosyanın incelenmesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Bafra Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 13.09.2006 tarih ve 2006/93 Sayılı İddianame ile; Şikayetçilerden Y.D. ile sanık A.B’nin akraba ve aynı köyde komşu oldukları, şikayetçi Y.D.nin çalışmak üzere Ç. iline gittiği, Y.D.’nın eşi şikayetçi N.’nin ise evlerinde 10 yaşından küçük çocukları ile birlikte kaldığı, olay tarihinde gece saatlerinde sanık A.B.’nin kırık olan pencere camından elini uzatarak pencereyi açtığı, evin içerisine girdiği, konutun salon kısmında bulunan şikayetçiye cinsel ilişki teklifinde bulunduğu, şikayetçi N.’nin bu teklifi kabul etmediği ve sanığı evden kovduğu, buna rağmen evden gitmeyen sanık A.B.’nin şikayetçi N.’ye saldırdığı, eliyle N.’nin ağzını kapattığı ve N. ile zorla cinsel ilişkiye girdiği, bu olaydan 3-4 gün sonra benzer şekilde yine gece saatlerinde sanık A.B.’nin iki kere daha N.’nin evine girerek şikayetçi N.’nin ırzına zorla geçtiği, şikayetçi Y.D.’nın Ç. ilinden dönmesi üzerine, N.’nin durumu eşine anlattığı ve olayın ortaya çıktığı, N.’nin cinsel saldırı suçuna karşı beden ve ruh sağlığı bakımından kendisini savunabilecek durumda olduğu, ayrıca suç tarihinden sonra beden ve ruh sağlığında bir bozulmanın meydana gelmediği iddia edilerek, sanık A.B.’nin şikayetçi N.’ye yönelik cinsel saldırıda bulunmak suçundan dolayı 5237 Sayılı TCK nun 102/2 ve 43/1 maddeleri gereğince, Sanık A.B.’nin şikayetçilere yönelik geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan dolayı ise 5237 Sayılı TCK nun 116/4 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Sanık A.B.’nin soruşturma aşamasında kolluk tarafından alınan ilk savunmasında; Üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini, şikayetçilerin evine gece gitmediğini ve N.’ye cinsel saldırıda bulunmadığını belirtmiş olmasına rağmen Sanık A.B. soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı huzurunda, tutuklanma talebi ile sevk edildiği Sulh Ceza Hakimi önünde ve Kovuşturma aşamasında Mahkememiz huzurundaki anlatımlarında; Üzerine yüklenen şikayetçi N.D.’ye yönelik zorla cinsel saldırı suçunu kabul etmediğini, ancak Y.D.’ye yönelik geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçunu kabul ettiğini, şikayetçi N.’nin eşi olan Y.D. ile akraba olduklarını, Y.D.’nın ve kendi evinin aynı bahçe içerisinde bulunduğunu, Y.D.’nın fakir ve gariban bir kişi olduğunu, bu nedenle Yaman’a sık sık para ve harçlık verdiğini, bu yılın Haziran ayı başlarında Y.’ye Ç. ili K. ilçesinde limanda iş bulduğunu, Y.’yi S.’a kadar kendisinin götürdüğünü, burada Y.’ye 500,00 YTL para verdiğini ve S.’dan Y.’yi K. Beldesine gönderdiğini, Y.’nin Ç. iline gitmesinden öncede N.’nin kendisinin etrafında dolaştığını, bahçede çalıştığı sıralarda, sabah erken saatlerinde N.’nin ben bakkala gidiyorum, sigara alacağım, çay alacağım gibi sözler söyleyerek kendisinin yanından geçmekte olduğunu, N.’nin Yaman’ın Ç.’ye gitmesinden sonra da bu şekildeki hareketlerine devam ettiğini, kendisinden evindeki ocak, fırın gibi eşyaların bozulduğunu belirterek yardım istediğini, yanına eşi S.’yi ya da çocuklarının birini alarak N.’nin evine gidip eşyaları tamir ettiğini, hatta bu sıralarda eşi S.’nin kendisine N.’nin evine fazla gidip gelmemesini, N.’nin kocasının olmadığını, laf söz olur diye ikazda bulunduğunu, Y.’nin Ç.’ye gitmesinden yaklaşık 2 hafta kadar sonra, Haziran ayının son günlerinde olay tarihinde N.’nin kendisine çocukların erken uyuduğunu, gece 22:00 den sonra oturup çay içtiğini söylediğini, o gün ayrıca N.’nin kendisinden evdeki lambanın bozuk olduğunu söyleyerek yardım istediğini, bu yardım isteği üzerine gece saat 22:00 den sonra N.’nin evine gittiğini (soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve Sulh Ceza Hakimi huzurunda sanık A.B. Mahkememiz huzurundaki beyanından farklı olarak, N.D.’nin evine bozulan lambanın tamiri için gittiğinden bahsetmemiş olup, o gün sabah saatlerinde N.’nin kendisinin yanına geldiğini ve N.’nin kendisini sevdiğini ilişkiye girmek istediğini söylediğini, çocuklarının gece saat 22:00 de uyuduğunu, o saatten sonra eve gelmesini kendisinden istediğini, erkek kişi olduğundan dolayı bu teklife hayır diyemediğini ve geceleyin eve bu şekilde gittiğini), tıklaması üzerine kapıyı N.’nin açtığını ve içeriye girdiğini, içeriye girdikten sonra evdeki seyyar olan lambayı tamir ettiğini, o saatte N.’nin kendisine çay içme teklifinde bulunduğunu, çay içtikleri sırada tahrik olduğunu, N.’nin de isteği ile N. ile birlikte yatak odasına gittiklerini, yatak odasında çocukları yerde uyurken gördüğünü, ancak uyuyan çocukların kendilerini görmediğini, yatağa N.’nin kendi rızasıyla girdiğini, N.’nin kendi rızasıyla üzerini soyunduğunu ve N. ile rızasıyla burada ilişkiye girdiğini, bugünden sonra birkaç gün arayla yine N.’nin daveti üzerine N.’nin evine gittiğini ve böylece toplam N. ile üç kez cinsel ilişkiye girdiğini, daha sonra N. ile aralarındaki ilişkiyi evli olduğundan dolayı yuvasının yıkılmasının korktuğundan ötürü bitirdiğini belirtmiştir. Ayrıca sanık A.B, N.’nin kendisi ile ilişkiye girmesini Y. ve N.’nin birlikte planladığını tahmin ettiğini belirtmiştir.
Şikayetçi N.D. aşamalardaki anlatımlarında; Y.D. ile evli olduklarını, eşinin akrabası olan A.B.’nin evi ile kendi evlerinin aynı bahçede bulunduğunu, olay tarihinde eşi Y.’nin çalışmaya Ç. iline gittiğini, eşi Ç.’ye gittikten sonra A.B.’nin birkaç kez yardım amacıyla kendi evlerine geldiğini, eşi Y.’nın Ç.’ye gitmesinden 3-5 gün sonra 2006 yılının Temmuz ayının başlarında gece saat 22;00 yi geçtikten sonra, 9 , 5 ve 3 yaşlarında bulunan çocuklarının diğer oda da uyudukları esnada, evinin salon bölümünde bulunduğu sırada, evin mutfak kısmının camının tıkırdadığını duyduğunu, mutfağa doğru gittiğinde, daha önce oğlu A. tarafından küçük bir kısmı kırılan mutfak camının kırık kısmından A.B.’nin elini sokup camı açtığını ve içeriye girdiğini gördüğünü, A.B.’ye evden çıkmasını söylediğini, buna rağmen A.B.’nin kendisine cinsel ilişkiye girme teklifi ettiğini, A.B.’nin teklifini kabul etmediğini ve A.B.’yi evden kovduğunu, buna rağmen A.B.’nin kendisinin üzerine geldiğini, eliyle ağzını kapattığını ve kendisini çekyatın üzerine yatırdığını, diğer eliyle üzerindeki eteği yukarıya doğru topladığını ve A.B.’nin burada kendisinin ırzına geçtiğini, A.B.’ye karşı koymaya çalıştığını, A.B.’yi iteklediğini, ancak gücünün yetmediğini, evde bulunan üç çocuğunun kendisini tecavüze uğrarken görmelerinden çekindiğinden dolayı bağıramadığını, tecavüzden sonra A.B.’nin evden çıkıp gittiğini, bu olaydan üç dört gün arayla A.B.’nin yine aynı şekilde iki kez daha evine zorla girerek kendisine zorla tecavüz ettiğini, eşinin ve çevresinin tepkisinden korktuğundan dolayı olayı kimseye anlatamadığını, eşi Ç.’den döndükten sonra kendisinin durgun halinin sebebini sorduğunu, bunun üzerine A.B.’nin yaptıklarını eşine anlattığını, sanıktan şikayetçi olduğunu belirtmiştir.
Şikayetçi Y.D. aşamalardaki anlatımlarında; N.D. ile evli olduklarını, halasının oğlu olan A.B. ile evlerinin aynı bahçe içerisinde yan yana bulunduğunu, Haziran ayı başında A.B.’nin kendisini gemide çalışmak üzere Ç. iline gönderdiğini, Ağustos ayı başlarında Ç. ilindeki işten ayrılarak Alaçam ilçesindeki köyüne döndüğünü, köye geldiğinde eşinin hareketlerinden ve donukluğundan şüphelendiğini, hareketlerindeki durgunluğun sebebini eşinden sorduğunu, ilk anda eşinin zorlandığını, ancak daha sonra A.’nın, kendisinin Ç.’ye gitmesinden sonra çocukların uyku saati geçtikten sonra, birkaç kez zorla eve girdiğini ve kendisine zorla tecavüz ettiğini söylediğini, bunun üzerine durumu Jandarmaya gidip ihbar ettiğini, sanık hakkında şikayetçi olduğunu belirtmiştir.
Savunma tanıkları A.Y., L.O., O.Ö., G.Ö. ve S.B.’nin anlatımlarının incelenmesinden; Sanık A.B.’nin olay tarihlerinde şikayetçilerin evine girmesi ve şikayetçi N.D.’ye cinsel saldırıda bulunmasıyla ilgili görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
B. Devlet Hastanesi Baştabipliği tarafından tanzim edilmiş bulunan 29.08.2006 tarih ve 3202 Sayılı Uzman Doktor raporu ile 12.09.2006 tarih ve 3427 Sayılı Uzman Doktor Raporunun İncelenmesinden; Şikayetçi N.D.’de çocukluktan itibaren var olan hafif düzeyde zeka geriliği tespit edilmekle birlikte, N.D.’nin suç tarihi itibariyle cinsel saldırı suçuna karşı koyma gücünün bulunduğunun ve bu duruma bağlı olarak halen belirgin bir ruhsal rahatsızlığının olmadığının mahkememize bildirildiği anlaşılmıştır.
Sanığın tevilli ikrarı, şikayetçilerin beyanları, tanık anlatımları, hekim raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık A.B.’nin, şikayetçi Y.D.’nın çalışmak için Ç. ilinde bulunduğu bir sırada, Haziran ayının son günleri ve Temmuz ayının ilk günlerinde, gece saat 22:00 den sonra, 3-4 gün arayla üç ayrı kez, meşru bir amaca yönelik olmaksızın, şikayetçi Y.D.’nin konutuna, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturacak nitelikte girdiğinde sanığın ve şikayetçilerin beyanlarının arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında özetle; Sanık A.B.’nin sabit olan N.D.’ye karşı cinsel saldırı suçlarından dolayı 5237 Sayılı TCK nun 102/2 ve 43/1 maddeleri gereğince, sanık A.B.’nin şikayetçilere yönelik geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan dolayı 5237 Sayılı TCK nun 106/4 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa edilmiştir.
Sanık A.B.’nin savunması ile N.D.’nın şikayetini içerir beyanları arasındaki ihtilaf ise, A.B.’nin şikayetçi N.D. ile cinsel ilişkiye rızayla mı girdiği yoksa, sanık A.B.’nin N.D.’ye yönelik organ sokmak suretiyle vücut dokunulmazlığını ihlal suçunu mu işlediği yönündedir. Şikayetçinin kendi rızası ile A.B. ile cinsel ilişkiye girdiği kabul edilmesi halinde, yörenin sosyal ve kültürel yapısı karşısında, evli ve çocuk sahibi namuslu bir kadının başkaca kimse tarafından görülmeyen ve bilinmeyen rızası ile girdiği cinsel ilişkiyi, olaydan daha sonra, eşine anlatmasını gerektirecek herhangi bir olgu yaşanmadığı halde, eşi Y.D.’ye anlatması hayatın olağan akışı ile örtüşmemektedir.Şikayetçi N.D.’nın ilişkiye rızayla girdiği kabul edilmesi halinde bunun herhangi bir sebep olmadığı halde çevreninde duyacağı aşikar olacak nitelikte eşine anlatmasında bir menfaat ya da beklentisi de bulunmamaktadır. Bu nedenlerle şikayetçinin beyanlarına itibar etmek olayların oluşuna, hayatın olağan akışına, yörenin sosyal ve kültürel yapısına, hak ve nesafete uygun düşeceği anlaşılmıştır.
Sanık A.B. savunmalarda, olaydan önce, şikayetçi N.’nin kendisinin etrafında dolaştığını, sabahın erken saatlerinde dahi bahçede çalıştığında bakkala giderken N.’nin sigara almaya, çay almaya gidiyorum diyerek kendisinin yanından geçtiğini söylediği, sanığın bu beyanlarından da, N.’nin eşi Y.’nın Ç.’ye gitmesinden öncede, şikayetçi N.’ye yönelik meşru olmayan düşünceler içerisinde olduğu görülmektedir. Ayrıca sanığın bu düşünceler ile Y. Y.’yi birlikte yaşadıkları köyden uzaklaştırmak amacıyla Ç. iline, S.’a götürüp, cebine 500,00 YTL para vererek otobüse bindirecek şekilde çaba ve gayreti göstererek gönderdiği anlaşılmaktadır. Ayrıca sanığın olay tarihinde şikayetçi N.’nin evine elektrik lambasının tamiri için gittiğini, tamirden sonra N. ile çay içtikleri sırasında tahrik olarak N.’nin rızasıyla N. ile cinsel ilişkiye girdiğini savunmasına rağmen, soruşturma aşamasındaki olay günü sabah saatlerinde N.’nin kendisinin yanına geldiği ve kendisini sevdiğini, ilişkiye girmek istediğini, saat 22:00 de çocuklarının uyuduğunu, bu saatten sonra kendisinden eve gelmesini istediğini, erkek kişi olarak bu teklife hayır diyemediğini belirttiği görülmüştür. Sanığın N.’nin rızayla cinsel ilişkiye girdiği yönündeki anlatımları da kendi aralarında birbiri ile çelişkili ve tutarsızdır, bu nedenlerle de sanığın rızayla cinsel ilişkiye girdiği yönündeki savunmalarına itibar edilmemesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, sanık A.B.’nin, 2006 yılı Haziran ayı sonlarında ve Temmuz ayı başlarında, şikayetçi N.’nin eşi Y.D.’yi, Ç. iline çalışması bahanesiyle göndererek Y.D.’yi birlikte yaşadıkları köyden uzaklaştırdığı, Y.D.’nin Ç. iline gitmesinden birkaç gün sonra, Sanık A.B.’nin aynı bahçede evleri bulunan şikayetçi N.D.’nın konutuna kırık olan pencere camından elini uzatarak cam çerçevesini açmak suretiyle girdiği, sanığın bu esnada salonda bulunan mutfak camının açılma sesi üzerine mutfağa gelen ve cinsel ilişki teklifine rıza göstermeyen şikayetçi N.D.’nın ağzını bir eliyle kapadığı, N.D.’yı mutfaktaki çekyatın üzerine yatırdığı, diğer eliyle N.D.’nın eteğini yukarıya kaldırdığı, N.D.’nin karşı koymasına, iteklemesine rağmen, sanığın N.D.’nın vücut dokunulmazlığını organ sokmak suretiyle ihlal ettiği, sanığın iki üç gün arayla bu fiilini iki kez daha gerçekleştirdiği anlaşılmış olmakla, sanık A.B.’nin sabit olan üç kez şikayetçi N.D.’ye yönelik vücuda organ sokmak suretiyle cinsel saldırı suçundan dolayı 5237 Sayılı TCK nun 102/2 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, ayrıca Sanık A.B.’nin sabit olan şikayetçilere yönelik üç kez geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı 5237 Sayılı TCK nun 116/4 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliği ile varılmıştır.
Bu cihetle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Tavsilatı yukarıdaki gerekçede ve aşağıdaki gerekçeli kararda ayrıntıları ile açıklandığı üzere;
1-Sanık A.B.’nin sabit olan şikayetçi N.D.’ye yönelik vücuda organ sokulması suretiyle cinsel saldırı suçundan eylemine uyan fiil ve hareketinden dolayı 5237 Sayılı TCK nun 102/2 maddesi gereğince; suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen zararın ağırlığı, failin kastındaki yoğunluk göz önüne alınarak, sanığın takdiren ve teşdiden 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık A.B.’in mağdur N.D.’ye yönelik cinsel saldırı suçunu bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu kısa aralıklarla birden fazla işlenmiş olduğu ve sanık hakkında bir cezaya hükmetmek gerektiği anlaşılmış olmakla, sanığa verilen cezada suçun 3 kez işlenmesi de göz önünde bulundurularak 5237 Sayılı TCK nun 43.maddesi gereğince takdiren ½ (2/4) oranında artırım yapılmasına, böylece sanık A.B.’nin 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık hakkında verilen cezada başkaca kanuni ve takdiri indirim yada artırıma yer olmadığına,
Sanık hakkında verilen hapis cezasında, sanığın sosyal ve ekonomik durumu , suçun işleniş şekli ile oluşa ve ceza miktar ve nevine göre 5237 Sayılı Yasanın 50 ve 51. ile 62.maddelerinin lehe uygulanmasına yer olmadığına,
5237 Sayılı Yasanın 53.maddesinin 1.fıkrasının a, b, c, d ve e bendlerinde belirtilen haklardan sanığın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,
Sanığın gözetim altında ve tutuklulukta geçen süresinin 5237 Sayılı TCK nun 63 maddesi gereğince hükmolunan cezasından mahsubuna
2-Sanık A.B.’nin sabit olan şikayetçiler N.D. ve Y.D.’ye yönelik geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçundan eylemine uyan fiil ve hareketinden dolayı 5237 Sayılı TCK nun 116/4 maddesi gereğince; suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen zararın ağırlığı, failin kastındaki yoğunluk göz önüne alınarak, sanığın takdiren ve teşdiden 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık A.B.’in şikayetçiler N.D. ve Y.D.’ye yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçunu bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu kısa aralıklarla birden fazla işlenmiş olduğu ve sanık hakkında bir cezaya hükmetmek gerektiği anlaşılmış olmakla, sanığa verilen cezada suçun 3 kez işlenmesi de göz önünde bulundurularak 5237 Sayılı TCK nun 43.maddesi gereğince takdiren ½ (2/4) oranında artırım yapılmasına, böylece sanık A.B.’in 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık hakkında verilen cezada başkaca kanuni ve takdiri indirim yada artırıma yer olmadığına,
Sanık hakkında verilen hapis cezasında, sanığın sosyal ve ekonomik durumu , suçun işleniş şekli ile oluşa ve ceza miktar ve nevine göre 5237 Sayılı Yasanın 50 ve 51. ile 62.maddelerinin lehe uygulanmasına yer olmadığına,
5237 Sayılı Yasanın 53.maddesinin 1.fıkrasının a, b, c, d ve e bendlerinde belirtilen haklardan sanığın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,
3-Sanığa verilen cezaların miktarı, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler göz önüne alınarak hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına, hüküm özetinin gereğinin yerine getirilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
4 adet davetiye gideri olan 16,00 YTL den ibaret yargılama giderinin sanıktan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Mahkememizce verilen karara karşı tarafların yüze karşı olması halinde tefhim tarihinden yokluklarında karar verilmesi halinde ise tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde mahkememize verilecek veya gönderilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle Yargıtay’ca incelenmek üzere temyiz yoluna başvuru hakkının bulunduğunun ihtarına,
Temyizi kabil olmak üzere sanık A.B. ile sanık müdafinin yüzlerine karşı C.Savcısı …………… huzuru ile talebe uygun oybirliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen tefhim kılındı.13.10.2006
Başkan Üye Üye Katip
KONU İLE İLGİLİ YARGITAY İLAMI

Nitelikli cinsel saldırı ve geceleyin konut dokunulmazlığını ilal suçlarından sanık A.B.’nin yapılan yargılanması sonunda; atılı suçlardan mahkumiyetine dair Bafra Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2006 gün ve 2006/189 Esas, 2006/220 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK.nın 53/1 maddesinin (c) fıkrasında belirtilen hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine kadar hükmedilebileceği gözetilmeden, infaz tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, 5237 Sayılı TCK.nın 7/2 maddesi ile 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükmün CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı yasanın 322 maddesinin verdiği yetkiye dayanarak, hüküm fıkrasında yer alan “5237 Sayılı TCK.nın 53/1. maddesinin a-b-c-d-e bentlerinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin 5237 Sayılı Yasanın 53/1. maddesinin (c) bendinde düzenlenen güvenlik tedbirinin (hak yoksunluğunun) koşullu salıvermeye, hükmolunan diğer güvenlik tedbirlerinin (hak yoksunluklarının) ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına; biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Evinde çocukları bulunan mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştirildiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememiş olması, eylemin birden çok değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen hiç kimseye anlatmaması ve şikayetçi olmaması, durgun halinden şüphelenen eşine olaydan yaklaşık iki ay sonra açıklama yapması gözetildiğinde: ırza geçmenin cebir şiddet kullanarak yapıldığına dair iddiasının durumunu çevresine mazur gösterme düşüncesinden kaynaklandığı ırza geçmenin zorla yapıldığı hususunda mağdurenin anlatımı dışında sanığın cezalandırılması için kesin ve inandırıcı başkaca da delil elde edilemediği, dolayısıyla eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine, oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın mahiyetine göre sanığın bi hakkın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse salıverilme hususunun mahalline telle bildirilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 19.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bence bu karar gayet makul ve hukuki bir karardır. Mağdur defalarca tecavüze uğradığını söylemiş, buna ses çıkartmamasının nedenini de çocuklarının etkilenmemesi ve korku olarak açıklamıştır. Hayatın olağan akışına uygun düşmeyen iddia ve suvunmalar kesin delillerle kanıtlanmadıkça gözönünde bulundurulamaz, ayrıca şüphe sanık lehine yorumlanır evrensel kuralı da burada çok önemli bir yer tutmaktadır. Mağdurun iddiası hayatın olağan akışına uygun değildir ve sanığın savunmasının aksi kesin delillerle kanıtlanmamışsa ki bu davada kanıtlanmadığı anlaşılıyor, o zaman Yargıtayın kararı çok doğrudur. Ayrıca dosyaya ilişkin somut bilgi olmadan bu kararın bir takım gerekçelerle eleştirilmesinin de doğru olmadığını ve hukuki olmadığını düşünüyorum.Saygılarımla