Mesajı Okuyun
Old 07-09-2006, 01:23   #9
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Suç ister fuhuş olsun ister başka bir şey... Bir kimsenin aslı var mıdır, yok mudur belli olmadan apar topar ifadesinin alınması ve dahası konutunda arama yapılmasındaki vehamet sorulan sorunun çok ötesinde özel hayatın gizililiğinin ihlalidir.

Alıntı:

Tazminat istemi
MADDE 141. - [1] Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
a)....
....
i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
[2] Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

Görüldüğü gibi devlet verilen arama kararı sonunda suç delili bulunmamasını tazminat sebebi bile saymıyor. Yani ben senin evine girer çıkarım konut dokunulmazlığını ihlal ederim. Sonra dönüp özür bile dilemem, tazminat da alamazsın diyor. (Genel hükümler saklı tabi)

Hadi ev arandı diyelim, başkaca suç delili yokken kişinin ifadesine başvurulması neden anormal karşılanmıyor. SANIĞIN İFADESİNİN ALINMASI BİR DELİL ELDE ETME YÖNTEMİ DEĞİLDİR. Her olur olmaz şikayette kişilerin ŞÜPHELİ sıfatıyla ifadelerinin alınması yasal değildir, olmamalıdır. ASIL OLAN SANIĞIN SUSMASIDIR. Pek çok soruşturmada şüphelinin polis, jandarma hatta savcı tarafından çocuk gibi azarlanarak sorgulandığı görülmüş müdahale edilmiş, hatta bu nedenle polislerden "Yav avukat bey sen de bunlardan yana oluyon yav" tepkisi alınmıştır. Şüpheliye müdafi tarafından aslolanın susmak olduğu tavsiye edilmelidir. Hatta bu mahkemenin sonuna kadar bu şekilde sürmelidir. Sanık bir müdafii bulunurken kendisini savunmak durumunda değildir, olmamalıdır. Artık "sanığın tevil yollu ikrarı", hüküm gerekçesi yapılamaz hale gelmelidir. Aslolanın maddi deliller olduğu bir ceza yargılamasına kavuşmamız ancak Avukatların bu konuya hassasiyet göstermeleri ile mümkündür. Sanığın kendimi savunuyorum derken ağzından kaçırdıkları çoğu zaman mahkumiyetine sebep olmaktadır.

Birgün şüpheli sıfatıyla karakola veya savcılığa çağrılırsam. YAKALAMA emri olmadıkça gelmeyeceğimi bildirerek bu talebi reddedeceğim. Avukat olduğum sürece hakkımızdaki soruşturma usulleri nedeniyle biraz zor ama her bilinçli vatandaş böyle davranmalıdır. İfadesini almaya yeter delil bulunmaksızın hakkında yakalama emri çıkartılarak ifadesi alınan kişi hakkında takipsizlik kararı verilir ise kişinin tazminata hak kazanacağı baskısı ile soruşturmayı yürüten savcı kendisini çok daha hassas davranmak durumunda hissedecek ve her uyduruk şikayetle kişilerin şüpheli sıfatıyla ifadesini almak yoluna gitmeyecektir. YAKALAMA kurumu bu amaçla düzenlenmişken, özelliği atlanarak "eski gıyabi tutuklama işte" gibi yorumlanması ayrı bir vehamettir. Bu hususlarda lütfen hassas davranalım ve bu anlayışı yıkalım. Bu ülkenin insanlarının da hakları olduğunu ve bunlara kolayca dokunulmayı hak etmediklerine inanıyorsanız. Bu yazının özünü iyi anlayarak özellikle hazırlık aşamasında sanığın ağzından göz göre göre delil toplanmasına seyirci kalmayın. Susma hakkını kullandırın. Hiç bir şey kaybetmezsiniz. Bilakis eğer sanık ileride oraya gelen Avukat öyle söyledi ben de ona göre ifade verdim derse asıl o zaman başınız ağrır. Böyle şikayetler olmakta ve Avukatlar hakkında soruşturmalar açılabilmektedir. Hem kendinizi hem sanığı korumuş olursunuz.

Sorudan ve konudan biraz uzaklaştım sanırım ama işin özü şu eğer söz konusu kişi susma hakkını kullansa idi komutanın evde bir şey bulamamanın hesabını savcıya nasıl vereceğini düşünürken ki hırsla sorduğu abuk subuk sorulara cevap vermek durumunda da kalmayacaktı. Bu arada 23 adet prezervatif sağlıklı bir kadın için normal bir stoktur. Evli veya bekar olmasının da sonuca etkisi yoktur.