Mesajı Okuyun
Old 11-04-2003, 07:40   #9
Refya

 
Varsayılan Düşündüren Ve Güldüren Fıkralar

Üçüncü Boğaz (Fıkra)

Üçüncü Boğaz Köprüsünün yapım işini Japon, Amerikan ve Türklerden
oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı
sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.
Japon: 'Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek
harakiri yapmış.
Amerikalı: 'Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek
tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek
yanındakilere dönmüş: 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar
gibi mahvolurdum'...

EŞŞEĞİN DİRENCİ

Köylü Ahmet eşeğini satmaya karar vermiş.
Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira etmeyen eşşek için pazarlık
payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş.
Komşu köyden acilen eşşeğe ihtiyacı olan Mehmet ağa 100 milyon
ödeyip eşşeği pazarlıksız satın almış. Köylü Ahmet eşşeğini
satmasına satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş.
Gece boyunca düşünüp, durmuş.
"Mehmet ağa 50 milyon liralık eşşeğe niye 100 milyon lira
verdi?"!!!!!... diye.
İçi rahat etmeyince ertesi gün eşşeğini geri almaya karar vermiş.
Pazara gitmiş Mehmet ağayı bulmaya. Bir de ne görsün eşşek
200 milyon liradan satışa Çıkarılmış...
Bi kere içi rahat etmemiş, geri alacak eşşeğini...
200 milyon lira ödeyip geri almış eşşeğini (pazarlıksız.).
Aynı olay bu defa Mehmet ağa'nın başına gelmiş, o da uyuyamamış.
"Allah allaaaah, Ahmet niye 100 milyona sattığı eşşeği
200 milyona geri aldı var bu işin içinde bir iş..." diye gece boyunca düşünüp, durmuş.
O da ertesi gün eşşeği geri almaya karar vermiş. 400 milyon
lira vererek geri almış eşşeği...
Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş. Bir kaç gün
sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki
kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün ;
"al, al, al, sat, sat, sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşşek
ve bu eşeğin tam 1.000.000.000 TL satış fıyatı...
Yanındakine sormuş, "Hemşehrim, nedir bu? Bu yaşlı eşşek
1 milyar lira eder mi yahu?"
Adam hemen yanıtlamış;
"Valla grafikler ortada, bu eşşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon
liradan başladı, 950 milyon liraya geldi. Şöyle bir teknik analizine
bakarsan görürsün. Eşşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bi kırarsa,
1.5 milyara kadar yolu var."

Kötü Yola Düşmüş mü? (Fıkra)

Birer kız çocuğu sahibi iki aile bir gün misafirlikte
sohbete başlamışlar.
-- Eee sizin kızdan naber?
-- Valla işte ne olsun biliyorsunuz, işe girdi geçen sene.
Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla
mesai yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı.
Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara
seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron
nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda
bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi
çalışıyor evladım. Ee, peki sizin ki ne alemde?
-- Valla bizim kız da kötü yola düştü ama ben sizin kadar güzel
anlatamıyorum.

HAMİLE KADIN (Fıkra)

Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
-Ne var sizin karnınızda teyze,
Kadın:
-Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
-Sizin çocuğunuz mu?
-Evet
-Onu seviyor musunuz?
-Evet
-Çok mu seviyorsunuz?
-Evet evladım.
-Öyleyse neden yediniz?

Sherlock Holmes (Fıkra)

Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek
yedikten sonra uykuya dalarlar.
Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürdükler.
"Watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle".
Watson cevap verir: "Milyonlarca yıldız görüyorum"
Holmes sorar:
"Bu sana neyi gösteriyor?"
Watson bir an düşünür ve yanıtlar:
" Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca
gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3'ü
çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Teolojik olarak Allah'ın kudretini ve
kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın
çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?"
Holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
"Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!"


Borcunu Ödeyecek

Yargıç temele sormuş :
Davacıya borcunu bir türlü ödemiyorsun. Neden?
Temel boynunu büker. "Vereceğum vermesine de bana
üç ay mühlet ver diyorum, vermiyor.
Üç yıldır beni oyalıyor."

Rus Askeri

Çeçenistan'da savaşan bir rus Rusya'ya geri döndüğünde bir berbere gider.
Berber ona nerede askerlik yaptığını sorar ve oda çeçenistan'da der. Berber
tıraşa devam ederken 5 dk. kadar sonra yine nerede askerlik yapmıştınız
diye sorar. Asker berber herhalde unutkan biri diye yine çeçenistan'da
diye cevap verir. 5 dk. kadar sonra berber yine ya siz askerliği nerede
yapmıştınız diye sorunca rus asker kızar ve sana 3. Kez çeçenistan'da
diyorum ya diye kızarak cevap verir ve niçin ikide bir bunu
kendisine sorduğunu sorar. Berber bunun üzerine şu cevabi verir:

Ben ne zaman bu soruyu sorsam ve sende ne zaman çeçenistan diye
cevap versen saçların diken gibi oluyor ve kesmesi daha rahat oluyor.




MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ

Aşağıda anlatılanlar Wall Street Journal tarafından
yayınlanmış bilgisayar teknik servisine yapılmış gerçek şikayetlerdir.

1. Compaq "Press any key" komutunu "Press return key"
şekline dönüştürmeyi düşünüyor. Neden? "Any" tuşu nerede
sorusuna cevap vermekten baygınlık gelmiş.

2. Bir müşteri, üzerinde "toz koruyucu" olduğunda fareyi
kullanmakta güçlük çektiğinden dert yanmış. Toz koruyucu
dediğinin farenin plastik paketi olduğu ortaya çıkmış.

3. Disklerinin hatalı olduğunu savunan müşteriye "diskleri
satıcıya yollayın" denmiş. Satıcının eline geçen mektuptan
disklerin fotokopileri çıkmış.

4. Dell şirketinin bir müşterisi bilgisayarının faks
çekememesinden şikayet etmiş. 40 dakikalık bir telefon görüşmesi
sonucunda adamın kağıdı monitöre dayayıp "Gönder" tuşuna bastığı
ortaya çıkmış.

5. Bir IBM müşterisi dokümanı yazıcıya aktaramadığından
şikayet etmiş. "Bilgisayar yazıcıyı görüyor mu?" sorusuna
karşılık "Ekranı yazıcıya doğru çevirdim, ama hala görmüyor"
cevabını vermiş.

6. Yeni aldığım bilgisayar çalışmıyor diye Dell firmasını arayan
kadın sürekli "Ayak pedalına basıyorum, basıyorum makinadan hiç
ses gelmiyor" demiş. Ayak pedalı dediğinin fare olduğu ortaya çıkmış.

7. Novell Netware'in ünlü hikayesi:
NetWare: Buyrun Sistem Operatörü.
Adam: Bilgisayarın kahve taşıyıcısı kırıldı. Garanti kapsamında,
ne yapmam lazım?
Netware: Kahve taşıyıcı mı?
Adam: Evet, bilgisayarın önündeki!
Netware: Pardon anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kahve taşıyıcıyı
nereden aldınız.
Promosyon falan mı? Üzerinde bir marka var mı?
Adam: Bilgisayarla birlikte geldi. Promosyon olup olmadığını
bilmiyorum. Üzerinde 24X yazıyor.
**(Bahsedilen cihaz CDROM sürücüsü olur, 24X herkes için çok şey
ifade etmeyebilir diye...)

8. Bir IBM müşterisi:" İlk disketi sürdüm. İkincisini sürerken
çok zorlandım. Üçüncüsü asla içeri girmiyor."