Mesajı Okuyun
Old 10-07-2007, 13:52   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
yoksa sadece muhik sebepler varlığı akdi çekilmez hale getirmiştir demem ve tam tazminat miktarını ödemeye hazır olduğumuzu beyan etmem yeterli midir?

Bence bu kadarı yeterlidir(Mecurun 6570 S.K.na tabi olan yerlerden ise çekince koyarak). Yol gösterir diye bir adet Yargıtay kararı aktarıyorum

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/6318
K. 2000/6680
T. 6.7.2000
• KİRA AKTİNİN SÜRESİNDEN ÖNCE FESHİ ( Şartlar )
• FESHİ İHBARIN KOŞULLARI ( Kira Akdinin Süresinden Önce Feshi )
• TAZMİNAT ÖDEMEYİ TEKLİF ETMEK ( Kira Akdinin Süresinden Önce Feshi )
• FESHİ İHBAR SÜRELERİNE RİAYET ETMEK ( Kira Akdinin Süresinden Önce Feshi )
818/m.262,264,285
ÖZET : Borçlar Kanununun 264/f-l. maddesine göre: ''Muayyen bir müddetle akdedilen gayrimenkul kirasında, mucibi aktin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hususunda, iki taraftan her biri, diğerine tam bir tazminat vermek ve kanuni mehillere riayet etmek şartiyle, kira müddetinin hitamından evvel feshi ihbar edebilir."

DAVA : Önemli sebep ortaya çıkınca BK. m. 262 veya 285'teki feshi bildirim sürelerine uyularak fesih beyanında bulunmakla beraber, feshi bildiren tam tazminat ödemeyi de teklif etmiş olması gerekir; aksi taktirde bu feshi bildirme yapılmamış sayılır.

Dava dilekçesinde kira akdini feshi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar, kendilerine ait taşınmazı kiracı olarak kullanmakta olan davalının apartman yöneticiliği sırasında; belgelerde tahrifat yaparak ve zamanında toplanan paraları ilgili mercilere yatırmamak suretiyle apartman sakinlerinin para cezası ödemelerine neden olduğunu ileri sürerek kira ilişkisinin tahammül edilmez hal alması nedeniyle akdin feshi ile taşınmazdan tahliyesini istemişler, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece "davalının bu eylemleri nedeniyle kat maliklerince görevden alındığını; esasen tarafların aynı apartmanda oturmadıklarını ve bundan dolayı davalının eylemlerinin akdin icrasını tahammül edilmez hale getirdiğinden sözedilemiyeceği" gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

BK. mad. 264/f-1'e göre: "muayyen bir müddetle aktedilen gayrimenkul kirasında, mucibi akdin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hususunda, iki taraftan her biri, diğerine tam bir tazminat vermek ve kanuni mehillere riayet etmek şartıyle, kira müddetinin hitamından evvel feshi ihbar edebilir"

Önemli sebep ortaya çıkınca BK. mad. 262 veya 285'teki feshi bildirme sürelerine uyularak fesih beyanında bulunulmalıdır. Öte yandan feshi bildiren, BK. mad. 264 veya madde 286'da öngörülen tam tazminat ödemeyi de teklif etmiş olmalıdır; aksi takdirde bu feshi bildirme yapılmamış sayılır.

Önemli sebepler, bunları ileri sürenler bakımından, akde davamın çekilmez hale geldiği iyiniyet kurallarına göre kabul edilebilecek sebepler olmalıdır. Esas olan, sözleşmenin kurulmasında var olan kişisel ve nesneye ilişkin maddi nitelikteki önemli koşulların hükümsüz hale gelip gelmediğidir. Bundan, bir sözleşme tarafının, yalnız sözleşme kurulması esnasında önceden görülemeyen ve meydana gelmesinde kusurlu olmadığı durum ve koşullara dayanabileceği anlaşılır. Denilebilir ki bu sebepler sözleşmenin kurulması anında tarafların akde temel olarak kabul ettikleri şahsi veya maddi şartlarla ilgili olmalıdır.

Her ne kadar mahkemece feshi bildirme süreleri ve tam tazminat koşulları hakkında herhangi bir araştırma yapılmamış ise de davacının ileri sürdüğü ve ispatlamaya çalıştığı hususların hiç birinin BK. 264. maddesinde öngörülen ( önemli sebepler ) den sayılamayacağı cihetle karar sonucu itibariyle doğrü bulunmuş ve sonucu itibariyle onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirin.de bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ( ONANMASINA ), 6.7.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.