Mesajı Okuyun
Old 21-01-2006, 21:02   #7
mehmetdemirlek301

 
Varsayılan

Arkadaşlar, olayı tam anlatamadım, şu düzeltmeyi yapıyorum, benim müvekkilim bahsettiğim şirketin ortağı değil, benim müvekkilim bu şirketin vergi borcunu ödüyor, çünkü haricen bu şirketten satın aldığı arabanın üzerine satın aldıktan bir müddet sonra vergi dairesince haciz konuluyor, (Noter satışı henüz yapılmamışken).Arabanın değeri de bu borcun çok üzerinde olduğu için müvekkilim arabayı hacizden kurtarabilmek için bu parayı ödemek zorunda kalıyor(2004 yılında 10.000 YTL civarında). Müvekkilim bu arabanın satışını direkt noterde yapıp üzerine alsaydı problem yoktu, vergi dairesi alacağını tahsil etmek için 6183 S.K. (Amme Alacaklarının Tahsili Usülü Hk. K.) hükümlerinin sağladığı imkanları kullanacaktı.Fakat müvekkil, şirketin namına onun vergi borcunu ödüyor.Burada, vekaletsiz iş görme, sebepsiz zenginleşme hükümlerini işletmek gerekiyor.Konu açıldıkça şu soru da aklıma geldi, müvekkilim de bu sebepsiz zenginleşme alacağının tahsili konusunda 6183 S.K. hükümlerinden faydalanabilir mi mesela?
Borçlu şirketin vergi borcu doğduğu andaki ve müvekkilimin bu şirketin vergi borcunu ödediği dönemdeki ortakları, aynı kişiler, ama bu ortaklar kurucu ortak değiller.Bu kişiler şirketi 2000 yılında başka şahıslardan devralmışlar ve 3 yıllığına 2003 yılına kadar birisini müdür seçmişler.Bu tarihin dolmasından sonra da yeni bir müdür seçmemişler, şirket de zaten fiilen bitmiş, kağıt üzerinde kalmış, sanırım bir tek müvekkilime sattıkları araba kalmış.Peki yetkili müdür olmadan bu arabanın satışını nasıl yapmışlar diyeceksiniz.Müdür, görev süresi içinde, müvekkilime satış yapmak yerine arabanın satışı için vekaletname veriyor.Müvekkilim arabayı alıp satmak amacıyla aldığı için kendi üzerine almadan müşteri bulunca başkasına satacağı için arabanın satışını hemen üzerine almıyor, bu arada da dediğim olay meydana geliyor.Saim Dikici arkadaşıma da ilgisi için teşekkür ediyorum.Sanırım yanlış anlatılma-anlaşılma ortadan kalktı.Saygıyla