Mesajı Okuyun
Old 23-09-2006, 22:46   #10
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Çetin,
Sayın Selim Balku'nun ne düşünce veya amaçla şerh koyduğu sorusunu bizatihi kendisine yöneltirseniz, sanırım daha net bir cevap alabilirsiniz.

Ara Not:Sorumun karışık olduğuna dair vurgu ve şahıslar üzerinden dolaylı anlatımlar yapmak yerine açık açık söylenmesi her daim tercihimdir ve benimle ilgili diyaloglarda ayrıca tavsiyemdir.

Bana sorduğunuz soruya gelince: İller veya ilçeler arasındaki yetki bakımından ayrık bir durum elbbete ki yok. Sadece şu var: Yargıtay kararında Mersin'deki şirket merkezinde sigortalı gözükse de, oraya hiç gitmemiş, Elazığ'da yaşayan ve buradaki işveren şirketin işyerinde çalışan bir işçiden bahsediliyor. Oysa benim sorumdaki durum biraz daha farklı: İşveren şirketin Bağcılar'da idari ofisi (denilebilirse işyeri) bulunuyor ama müvekkil fiilen Cerrahpaşa Üniversite Hastanesi'nde çalışıyor, idari ofiste yaptığı bir iş yok, sadece toplantı veya evrak teslimi için gidiyor. Bu halde iş iller-ilçeler arasındaki yetkiden çok işyeri kavramında düğümleniyor. Yani hastaneyi işyeri sayabilir miyiz? Elbette tartışılabilir ama benim amacım bu tartışmayı en azından forumda halledip davam üzerinden yaptırmamak Şimdi Mersin veya Elazığ bakımından sigortalı olması veya fiilen çalışılan yer ayrımı elbette yapılabilir ama bu durum tam olarak benim örneğimle çakışmıyor. Netleştirmek gerekirse; bir tahsildar tüm gün şehirde para topluyor ve ancak akşamdan akşama şirkete uğruyorsa; işyeri tüm şehir midir? Burada da işin nevi tam benzemedi ama neyse.

Hakim bakımından da -Mersin ve Elazığ örneğinde- işçiyi korumak bakımından bir karar vermek daha kolay olur ama İstanbul'daki bir hakim Bağcılar, Cerrahpaşa (Bakırköy-Sirkeci) açısından aynı netlikle karar vermeyebilir ve davayı yetki yönünden reddedebilir. Nitekim bazı mahkemeler 5. maddeyi kamu düzeninden kabul ediyor ve itiraz olmasa da re'sen karar veriyorlar.

Saygılar.