Mesajı Okuyun
Old 18-01-2004, 11:35   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın hykayar,

Kıskançlık ile şiddetin ilişkisi konusunda aşağıdaki haber ilgisiz gibi görünse de kıskançlığın şiddetine örnek olması açısından göndermeden edemedim .

Kıskançlık
ailelere karşı koyan sevgileri,
böbreğin verilmesi fedakarlığının minnetini,
bir çocuğun babalı büyümesini bile
silip atacak güçte olumsuz bir duygu..

Bu olumsuz duyguya kapılmamak gerekir kanısındayım .

Saygılarımla

Bir Dost

.................................................. ....
Haber:

HÜSEYİN Yetkin, 1996 yılında Bolu'da uzman çavuş olarak görev yaparken Nilgün Baydil'le tanıştı. Büyük aşk yaşayan çift, Nilgün'ün ailesinin evliliğe onay vermemesi üzerine 1997 yılında kaçarak evlendi. Uzman çavuş Yetkin, görevinden ayrılarak eşiyle birlikte memleketi Karahisar Beldesi'ne yerleşti. Denizli'nin Yeni Mahalle'sinde kahvehane satın alarak kiraya verdi.

AMELİYAT PARASI

Yetkin çiftinin çizdiği mutluluk tablosu, Nilgün Yetkin'de böbrek yetmezliği başlamasıyla gölgelendi. İki böbreği de iflas eden genç kadın, 6 ay diyaliz tedavisi gördü. Doktorlar, Nilgün Yetkin'in yaşaması için böbrek naklinin şart olduğunu açıkladı. Hüseyin Yetkin, hiç düşünmeden eşine böbreğini vermeyi kabul etti. Yapılan testlerde dokuların tuttuğu saptandı. Hüseyin Yetkin, ameliyat parası için de kahvehanesini satıp yakınlarından bir miktar borç aldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan operasyonla Hüseyin Yetkin'in sol böbreği eşine nakledildi. Böbrek naklinden 10 ay sonra Yetkin çiftinin Kubilay isminde çocukları dünyaya geldi.

Kısa süre sonra sağlığına kavuşan Nilgün Yetkin, devlet memurluğu sınavını kazandı, tayini Bolu Sağlık Müdürlüğü'ne yapıldı. Yetkin, en kısa zamanda Denizli'ye tayin isteyeceğini söyleyerek oğlunu da yanına alıp Bolu'da göreve başladı, ancak kısa süre sonra şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle boşanma davası açtı. Böbreğini veren eşinden 2 milyar lira tazminat ve 75 milyon lira da aylık nafaka istedi.

KUCAĞIMDA TAŞIDIM

Eşinin atamasını Denizli'ye yaptırmasını beklerken, boşanma davası açtığını avukat aracılığıyla öğrenen Hüseyin Yetkin, şoke oldu. Hayvancılıkla geçimini sağlayan Yetkin, eşini çok sevdiği için böbreğini verdiğini belirterek ‘‘Nilgün, gözlerimin önünde eriyordu. Onu diyalize kucağımda götürüp, getiriyordum. Geçimimi sağladığım kahvehaneyi sattım, eşimin yaptığı gücüme gidiyor’’ dedi.

Ben çalışırken eve kadın getirmiş

Böbreğini aldığı eşine boşanma davası açan Nilgün Yetkin ise eşinin kendisini aldattığını söyledi. Genç kadın, 2 milyar liralık tazminat talebi için de şunları söyledi:

‘‘Beni vefasızlıkla suçlayabilir. Bana böbreğini verdi ama yapmadığını bırakmadı. Evliliğimin bitmemesi için çok mücadele verdim. Ben Bolu'da çalışırken beni aldattı. Eve kadın getirmiş, kendi ellerimle yaptığım çeyizlik eşyalarımı o kadına vermiş. Oğlunu bir kere bile aramadı, çocuğum babasız büyüyor, baba kelimesini bile bilmiyor. 2 milyar lira tazminatla otomobil bile alınmaz. Ben bu parayı kendi ellerimle yaptığım çeyizlik eşyalarımı o kadına verdiği için istiyorum.’’

Nilgün-Hüseyin Yetkin çiftinin boşanma davası Denizli Aile Mahkemesi'nde devam ediyor.

Kaynak : Hürriyet