Mesajı Okuyun
Old 30-04-2014, 17:40   #27
MAHMUT MAVİGÜL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ticaretsicili
Elbette meslekle ilgili değil intihar.Tamamen psikolojik.Meslekdaşlarımızın intiharlarına üzülüyorum ancak şunu da düşünmeden edemiyorum.Bunca kariyer, itibar, akli kudrete rağmen neden intihar eder bir avukat?

Evet güzel ve güncel bir soru…Ama cevabını, yaşadığımız Ülkenin içinde bulunduğu uzun yıllara sari sosyal ve siyasal sistemlerinin bozukluğu ile özetleyebiliriz.Şöyle ki;
Artık çevresel,ailesel faktörler mi desem,kişilerin Amerikan dizilerinden kaynaklı
heveslerinden mi desem…bir an için tercihinizi,hiçbir öngörü ve yönlendirme olmaksızın hukuk diye yapmakla başlar…
Devlet veya özel…hiç fark etmez…Hukuk fakültesi, hukuk fakültesidir…Okumakta iken öncelikli hevesiniz hakim veya savcı olmaktır…sınıflar atlandıkça ve idealist değilseniz,yerini serbest avukatlığa terk eder…işte sıkıntının lavsal dumanları yavaş yavaş çıkmaktadır kraterin ağzından…Dedim ya…yaşamını, tamamen öngörüsüz ve yönlendirici olmaksızın sürdürür yurdumun insanı… Kepler fırlatılır,renkli kordela ile bağlı sembolik diplomalar verilir…konuşmalar yapılır.. ebeveyinler ıslaktır…beyinler ise tamamen çıplaktır…
Mekik Ay yüzeyine inmek üzeredir…Mekik içinde iken uçmaktadır avukat adayımız.. Pohpohlanmış…kalbi ve başı okşanmıştır..Mekik Ay’a inmiştir.Kapı açılır ve meslektaşımız ilk defa yere ayak basar…Evroka…evroka…Yaşamın kaldırma gücünü ilk defa hissetmiştir…
Stajına bir hukuk bürosunda başlar…Hani ilk altı ay Mahkemeler denir ya..Kazın ayağı öyle değil,neredeyse tamamı hukuk bürosunda geçer…Mahkemeler stajında iken avukat adayının en çok baktığı şey kolundaki saat veya cep telefonunun dijital saati olur…Oturduğundan veya kalktığından mahkemenin haberi bile olmaz…Çünkü,adayımız has bel kadar aldığı dandik bir ücretin gereğinin ifası için hacze gidecektir,kararları ilgili mahkemesinden alacaktır,icraya verecektir,talimat hacizleri için Juleis Verne’nin aya yolculuğuna başlayacaktır…cektir…cuktur…Çok kalifiye olan ( ! ) mahkemeler stajından sonra kalan baki stajyerlik ömrünü hukuk bürosunda tamamlar…Ve ne tuhaf çevresindeki tanıdık avukatlar tüm gerçekleri tüm çıplaklığı ile yaşamış ve deneyimlemiş olmalarına rağmen,Türk filmi tadında,stajını tamamlamış meslektaşımıza başarılar diler…Evet başarılar.. ( survivor ) seninle olsun yeni meslek arkadaşımız…
Yuvadan ilk havalanışı oldukça traji komiktir…Önce bir hokka et gibi 90 derece açı ile yere doğru düşer…kanat çırpar yeniden havalanır…dengeyi kaybeder yine dik açıyla düşmeye başlar..yine ve yine kanat ve kanatlar çırpar ve sonunda beş yıllık uçmayı başarır…Epey hırpalanmıştır..hırslanmıştır..aklından; çalıştığı büronun müşterilerini kapmak geçer… ancak,yaşadığı onca sıkıntı ve ezanın gerçekten çalıştığı ve staj gördüğü yer veya kişilerden değil de,yıllara sari sosyal ve siyasal sistem bozukluklarından kaynaklı olduğunu sorgulamak için cevabını, muhakeme dağarcığının kıvrımlarında aramaz…Evet yaşanan onca sıkıntı ve ezanın asıl müsebbibi, içinde bulunduğu yıllara sari sosyal ve siyasal sistemlerdir…
Bunca hırpalanış,ezilme,ötekileştirilme gibi insan psikolojisinde anomali olarak kabul gören dışsal ve içsel tutum ve eylemlerin yarattığı dramatik ve travmatik olaylardır…Çünkü mesleki nikah,erken yaş evliliği gibi romantik değil,dramatik ve travmatik başlamıştır…Hiçbir öngörü feneri sıkılmamış,yönledirilme kesinlikle yapılmamış, haydi ya “Allah” felsefesi ile mesleğin içine itelenmiştir…Tüm bunlar yıllara sari sosyal sistem bozukluklarının eseridir.Peki ya,yıllara sari siyasal sistem bozuklukları hangisidir diye soracak olursanız…işte asıl delirten,insanı kendi bedenini kabzettirmeye götürecek kadar tehlikeli bozukluklar da ,bu bozukluklardır…Nasıl mi? Şöyle ki;
İngiltere ülkesinde,çok zengin ailelerin veliahtları için,aile reisi,holding sahibi veya tröst sahibi babaların vefatı halinde,kalan veliahtların zenginliği nasıl sevk ve idare edecekleri yönünde özel ihtisas okulları ve kursları açılmıştır.Neden..Çünkü babasının ölümü ile türbülans yaşayan veliahtı,yaşanan ve yaşanacak türbülans ve türbülanslardan korumak içindir de ondan…
Örneksemenin mesleğimiz noktasında Ülkemize uzun yıllara sari projekte edilmesi halinde ise…Ay akşamdan ışıktır…yaylalar yaylalar…
Eveeet!...Yıl 1969…aylardan Mart,günlerden 19…1136 sayılı “Avukatlık Yasası” Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.Aradan tam 45 yıl süre geçmiştir…Benden 10 yaş küçük “Avukatlık Yasası” neredeyse yaşdaşım ,arkadaşım…Alın size bal gibi uzun yıllara sari siyasal sistem bozukluklar örneği…Ben Diyarbakır’da 1985 yılında mesleğe adım attığımda Diyarbakır’daki meslektaş sayısı 200-250 civarlarındaydı..Bugün ise 1000’e yaklaşmıştır..Halen bulunduğum İzmir ilinde, 1983 tarihi itibariyle avukat sayısı 1000’e yakın telafuz edilirken,bugün itibariyle 10000 adede yaklaşmış…Nüfus artmış,kentler büyümüş,gereksinimlerin ve yaşamın kapsamı artmış ancak, her ne hikmetse 1136 sayılı Yasa’nın kapsamı biz meslektaşlar için bir türlü artamamıştır…HMK’nun 114/g bendinde dava şartı olarak belirtilen gider avansına 8.00-TL lık posta pulları kapsama dahil edilirken,kapsamı daralttığı düşünülen avukat ücreti HMK gider avansı tarifesinin 3 ve 4.maddeleri gereği maalesef ( ! ) yargılama gideri olarak kabul edilmeyip,kapsam dışı bırakılmıştır…
Vitrinde çok güzel ve size yakışacağını umduğunuz bir elbise duruyor..Gidip-gelip ona bakıp duruyorsunuz..En nihayet alıyorsunuz…ancak,siz 2014 beden giyerken,bu güzelim elbise 1969 beden..buyrun giyin de görelim bakalım…Terziye modifiye için versen hem ek ücret hem de ek kumaş isteyecek..Boşa koyuyorsunuz dolmuyor…doluya koyuyorsunuz almıyor…Çıkın işin içinden bakalım..
Tertipli psikopatlık ve delilik kursuna hoş geldiniz….Bir meslektaşımız iletisinde aynen “…Sosyal etkileşim uzmanı Kevin Dutton tarafından yazılan "Psikopatların Bilgeliği" adlı kitaba göre en fazla psikopat CEO'lar ve avukatlar arasından çıkıyor isimli bir haberdi.” şeklinde açıklama yapmıştır…Ama ben Kevin DUTTON’un görüşüne katılmıyorum…Kevin DUTTON, psikopatlığın bilgeliğini ( ! ) araştırıp kitabına enjekte ederken,uzun yıllara sari sosyal ve siyasal sistem bozukluklarını es geçmiştir…Kimse doğum ile ( genetik aktarım haricinde) deli veya psikopat olmaz…olamaz…Kendi bedenini kabzetmeye tam teşebbüs ancak, yaşanılan uzun yıllara sari sosyal ve siyasal anomali uygulanışlar sebebiyledir…Kimse yazgısal kurban değildir.İçinde bulunduğu uzun yıllara sari sosyal ve siyasal sistem bozukluklarının kurbanıdır…Yoksunluk ve yoksulluk yazgısal olmadığı gibi,delilik ve psikopatlıkta yazgısal değildir…Yüce yaratıcı,”oku” yüce öngörü yönlendirmesi ve emriyle; insanlığa, beyninin bilgi ve keramet dolu kıvrımlarında dolaşmasını emretmiştir.Hiçbir meslek kişiyi deli veya psikopat etmek için halk edilmemiştir…1969 model bir aracı,2014 model son teknoloji ile donanımlı araç ile yarışa sokarsanız eğer,1969 model araç ekzozundan başlayarak,tüm yaşamsal parçalarından dolayısiyle vazgeçer…intihar eden meslektaşlarımız gibi…sorun meslekidir ve en acısı dramatik ve travmatiktir.
1969 model bir Yasa ile 2014 ve sonrası yılların sorunlarını çözmek akıl tutulmasıdır.
Neticesi, mesleki delilik ve psikopatlıktır…Hakim veya savcı organik manada Devlet’ten sabit maaşını alacak ancak,keşfe gittiği takdirde de yolluk ücretini inorganik olarak alacak ve tekrar ancak; yargılamanın yükünü tüm özverisi ile sırtlayan avukat ise sadece bürosunda anlaşma yaptığı müşterisinin organik ücreti ile yetinecektir.Buyrun cenaze namazına…Delirene veya psikopata değil,
uzun yıllara sari delirtenlere ve psikopat ettirenlere bakacaksınız… Ekonomik ve erksel oransızlık insanı avukat ta olsa CEO da olsa delirtir, neticesinde bedenini kabzettirecek kadar zıvanadan çıkartırır…
Bu itibarla, T.C.Adalet Bakanlığı’mızın Bilim Alt Komisyonu’nda halen görüşülmekte olan “ Avukatlık Yasa Tasarısı” nın yukarıda izah ettiğim kanaatsel düşüncelerimle bir an önce yasalaşması yönünde iyiniyet temennilerim ile sevgi ve saygılarımı sunarım…