Mesajı Okuyun
Old 20-01-2007, 22:02   #26
calikusu_kamuran

 
Varsayılan GÜÇLÜNÜN DAYATMALARINA kanılırsa!

Syn. Tiocfaidh vbmenu_register("postmenu_55289", true); güçlünün yani ekonomik olarak güçlünün dayatmalarına kandığımız sürece domatesi salça yapıp satamayız. Yenikliğin baştan kabulüne götüren cümleler derpiş ettiğiniz için ve belki de karşıdakine salt muhalefet olsun diye yazmış da olabileceğiniz için pek önemsemeyerek devam etmek istiyorum ben. Yalnızca yukarıdaki asıl konuyu okumuş olduğunuzu kabul ederek devam etmek isiyorum. Size sadece şunu söyleyim, Malazgirt Muharebesi başkomutanısınız ve erlerinizin bu savaşı kazanması durumunda varlıklarının nereye ulaşacağını ve büyük adımın ne olacağını buyrun siz belirtin. Evet dinliyorum sizi............Eminim şunları söyleyeceksiniz, Türkçeyi kaybettik...onlara TOMATIO-POTATIO satacağız onun için bu savaşı kazanmalıyız erlerim mi diyeceksiniz? Apaçık bir komedi olur bu. Tarihi süreci iyi izleyiniz ki Mustafa Kemal Paşa sizin belirtmiş olduğunuz durumu öngörmemiştir. Yenikliğinizi ve hatta kendi kendinizi aşağılamayı dayatmış ve benimsetmiş olanların bu isteklerine boyun eğmeksizin bu ülkenin evladı olmanın ne anlama geldiğini ve Türkçe" nin İNSANLARIMIZIN bilincinde asıl kıvraklığını kazanması isteğimle ben devam ediyorum....

Sonuç olarak şunu belirteyim, ingilizin dili size hakim bile olsa asla ama asla onları tam anlamıyla anlama kudretine sahip olamazsınız. İlave olarak da şunu belirteyim onlar size bir ürünlerini satabilmek için tüm kültürünüzü üstten aşağı inceler ve kültürün hangi kısmını değiştirirsem bu ürünümü satabilirimin araştırmasını yaparlar ve hatta bunun için para sınırı koymazlar. Bu konuyla ilgili bir hikaye: Bir kabilede güçlülüğün göstergesi at iken buraya otomobillerini nasıl satacaklarını düşünür yabancılar. Sonra kabile başkanına kabul ettirirler asıl güçlülüğün göstergesi otomobildir diye. Yani kültürün değişmesi gerektiğini anlamışlardır satıcılar ve değiştirirler ve iyi bir tüketim toplumu da çok iyi bir şekilde oluştururlar. Haaa bu arada üretmek için değil artık onların dilini ise ARAÇLARINI SATIN ALMAK İÇİN ÖĞRENİRLER. Ne güzel. Bizim araçlarımızı satın almak için bizim dilimizi öğrenmek zorunda kaldılar. Oysa onların dilini öğrenmekle ARAÇ ÜRETİMİNİ ÖĞRENMEK arasında ne ilişki vardır. Doğanın dilini öğrenseler daha iyi değil mi. Sanırım araç üretimini gerçekleştirenler bir başkasının dilini öğrenerek araç üretmeyi öğrenmediler. Benzin ne işe yarar, demir ne işe yarar, şu ne işe yarar diye öğrenmiş olmalılar, ne dersiniz?

SAYGILARIMLA