Mesajı Okuyun
Old 05-02-2008, 15:08   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/11449
Karar: 2006/13212
Karar Tarihi: 28.12.2006

ÖZET: Somut olayda, bakım akdine konu 679 parsel sayılı taşınmazın daha sonra yapılaşmaya açıldığı ve üzerinde 3 bloktan oluşan çok sayıda bağımsız bölümlerin inşa edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın belirtilen bu niteliğine göre, bakım akdine ivaz olmaktan öte bir değer taşıdığı sonucuna varılmaktadır. Öyle ise, taşınmazın temlikinin akit karşılığı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Miras bırakanın bu temlikteki amacının, diğer mirasçılardan bu taşınmazı kaçırmak ve muvazaalı işlem yapmak olduğu kuşkusuzdur.

(818 S. K. m. 18, 512)

Dava: Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanın 679 parsel sayılı taşınmazını "ölünceye kadar bakma akdi" şeklinde davalıya temlik ettiğini, 765 parsel sayılı taşınmazının ise üçüncü kişi aracılığıyla davalıya intikalini sağladığını, yapılan tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve miras payları oranında tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.

Davalı, 765 parsel sayılı taşınmazı miras bırakandan satın almadığından olayda 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı' nın uygulama yeri bulunmadığı gibi, miras bırakanın 765 nolu parseli G.'ye satışının ve kendisinin de G.'den alımının "gerçek satış" işlemlerine dayalı bulunduğunu, miras bırakanın 679 parsel sayılı taşınmazını da gerçekten bakılma amacıyla kendisine devrettiğini, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı temliklerin söz konusu olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, tapu iptal ve tescil yönünden iddialarının ispatlanamadığı, tenkis bakımından ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.T.'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın 679 parsel sayılı taşınmazını 25.12.1997 tarihli akitle ve ölünceye kadar bakma kaydıyla davalı oğluna temlik ettiği, 765 parsel sayılı taşınmazını ise 03.04.1998 tarihli sözleşmeyle dava dışı G. isimli şahsa satış yoluyla intikal ettirdiği, onun da taşınmazı 16.02.1999 tarihinde davalıya temlik ettiği görülmektedir.

765 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan tarafından petrol istasyonu yapılmak üzere dava dışı G.'ye temlik edildiği tanık anlatımlarıyla sabittir. Bu olgu, davacılardan F. tarafından da ifade edilmiş ve doğrulanmıştır. Öyle ise; miras bırakanın ilk işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilemez. Taşınmazın sonradan davalıya intikal ettirilmiş olması da, belirtilen bu olgu nedeniyle muvazaalı olarak nitelendirilemez. O halde, anılan taşınmaz bakımından davanın reddedilmiş olması doğrudur. Davacıların 765 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddine.

Ölünceye kadar bakma akdi ne konu olan 679 parsel sayılı taşınmaza gelince; bir kimsenin bakım akdiyle bir taşınmazını temlik konusu yapması için akit tarihi itibariyle bakıma muhtaç olması şart değildir. İleride oluşabilecek bakım ihtiyaçlarının giderilebilmesi için de böyle bir akitle taşınmaz temliki olanaklıdır. Bu tür akitlerde aslolan, verilen şeyin elde edilecek yararı karşılar nitelikte ve dengeli olmasıdır.

Somut olayda, bakım akdine konu 679 parsel sayılı taşınmazın daha sonra yapılaşmaya açıldığı ve üzerinde 3 bloktan oluşan çok sayıda bağımsız bölümlerin inşa edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın belirtilen bu niteliğine göre, bakım akdine ivaz olmaktan öte bir değer taşıdığı sonucuna varılmaktadır. Öyle ise, taşınmazın temlikinin akit karşılığı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Miras bırakanın bu temlikteki amacının, diğer mirasçılardan bu taşınmazı kaçırmak ve muvazaalı işlem yapmak olduğu kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca; 679 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

Sonuç: Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************