Mesajı Okuyun
Old 03-05-2007, 00:54   #5
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Viyola
Merhaba,
Anonim şirket ana sözleşmesinde bir hissedarın şirket sermayesinin %20 sinden fazla hisseye sahip olamayacağı kararlaştırılmasına rağmen hissedarların birinin hissesi şirket sermayesinin %20'sini aştığını, yönetim kurulu üyelerinin ibralarında bu üyelerin de oy kullandığını, seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçimlerinde bu üyelerin de oy kullandığını dolayısıyla toplantı ve karar yetersayılarının sağlanamadığından bahisle genel kurulda alınan ibraya ve yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptali için dava açılmıştır.( Bu arada ana sözleşmeye aykırılık daha sonra alınan yönetim kurulu kararlarıyla giderilmiştir.)
Ancak sözkonusu kararlarının iptalinin istendiği genel kuruldan bu yana yönetim kurulu pek çok karar almıştır.
1 - Açıklanan nedenler genel kurul kararının iptali neticesini doğurur mu?
2 - Davanın kabulü ve sözkonusu genel kurul kararlarının iptali/yok sayılması halinde alınan bu yönetim kurulu kararlarının hukuki durumu ne olacaktır?

Saygılarımla,

Sevgili Viyola;

Bence TTK'unca amir hükümlerle düzenlenmiş olan toplantı ve karar nisabına uyulmaksızın toplanmış genel kurulun almış olduğu kararlar yoklukla maluldür. Zira kanunun emredici hükmü ile getirilmiş bir sıhhat şartına uyulmamıştır. TTK'nun konu ile ilgili getirmiş olduğu düzenleme ile ulaşılmaya çalışılan amaç, çoğunluğun bir araya getirilmesi ve çoğunluk iradesini hakim kılmaktır. Ancak somut olayda bu sıhhat şartına uyulmamış olduğundan genel kurul kararının yokluğu nedeniyle iptali yerindedir diye düşünüyorum. Bu düşüncemi gerekçelendirmek amacıyla kararlar arasında dolaşırken, tam da işine yarayabileceğini düşündüğüm aşağıdaki kararı buldum.


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9997
Karar: 2006/2773
Karar Tarihi: 17.03.2006
ÖZET: Somut olayda ana sözleşmenin göndermede bulunduğu yasa maddesinde belirtilen karar nisabının altında bir kabul oyu ile kabul edilen Ana sözleşmenin 3, 5, 8 nci maddesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğu düşünülmeden iptali isteminin reddi isabetsizdir.
(6762 S. K. m. 372, 381, 388)
Dava: Taraflar aras
ında görülen davada O. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.05.2005 tarih ve 2004/311-2005/96 sayılı kararın. Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 21.02.2006 günde davacılardan Y. P. ve G. P. avukatı R. Y. ile diğer davacı M. avukatı O.G. ve H.P., M.P., A.T. Ürünleri Paz. A.Ş. avukatları M. ile davalı Şirket avukatları S.A. ve S.G., temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y.A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacılar Y. ve G.P. vekili, müvekkillerinin %28,58 oranında paydaşı bulundukları davalı şirketin 17.08.2004 tarihinde toplanan 2003 yılı olağan genel kurulunun 10 nolu gündem maddesi görüşülerek şirket Ana sözleşmesinin 3, 5, 8, 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 ncu maddeleri ile yapılan değişikliklerde sırası ile üçüncü kişilerin risklerine sınırsızca ipotek ve benzeri teminatlar verilerek ortak olma yolunun açıldığını, yönetim kurulu üyeliğinin keyfi biçimde düşürülmesine olanak tanındığını, SPK. nun seri : IV, 29 ve 31 nolu tebliğleri ile azınlık pay sahiplerinin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçiminde söz sahibi olmalarını ve yönetime katılmalarını teminen ana sözleşme düzenlemeleri zorunluluğu öngören hükümlerine aykırı olarak birikimli oy sisteminin etkisini azaltmak amacı ile yönetim kurulu toplantı nisabının dörde düşürüldüğünü, şirketin temsilini belirsizleştirici ve genel kurulun yetkisini ortadan kaldırıcı değişiklik yapıldığını birikimli oy sistemini etkisiz kılmak için yönetimde murahhas üyelik sisteminin getirildiğini, bir yıl olan denetçi görev süresinin üç yıla çıkarıldığını, TTK. nun 388/2, 3 fıkralarının uygulanması önlenerek TTK. nun 372 nci maddesinde öngörülen genel kurul toplantı nisapları getirildiğini ileri sürerek, genel kurulun 10 ncu gündem maddesi ile değinilen arasözleşme değişikliklerine ilişkin alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Aynı mahkemenin birleştirilen 2004/318 esas sayılı davasında davacılar H. ve M. P. ile A. T. Üretim Paz. A.Ş. vekili, müvekkillerinin %16 oranında paydaşı bulundukları davalı şirketin aynı genel kurul toplantısında alınan aynı kararların, birleştirilen 2004/32 esas sayılı davada ise davacı M. P. P. vekili, müvekkilinin 269.273 pay sahibi bulunduğu davalı şirketin anılan genel kurul toplantısında 3.58, 9,10 ve II nolu ana sözleşme maddelerinin değiştirilmesine ilişkin alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevabında, davacılarca TTK. nun 381/son maddesi hükmünce teminat göstermesi gerektiğini, genel kurul kararlarının kısmen iptalini dava edilemeyeceğini, ana sözleşme tadil tasarısının SPK tarafından onaylandığını, alınan kararların birikimli oy yöntemine aykırılık taşımadığı, iptali istenilen bir kısım değişikliğin şirketin iki gruba ayrılması ve bu grupların bir araya gelerek kararlar olmasının olanaksız hale gelmesi üzerine yönetimin işlenemezliğinin önlenmesini amaçladığını ve sorunluluktan kaynaklandığını, genel kurulun yasanın emredici kurullarına aykırı olmayan değişiklikler yapmaya yetkili olduğunu, birikimli oy yönetiminin çoğunluğun karar olmasını engelleyici biçimde yorumlanamayacağını, genel kurul ve yönetim kurulunun toplantı nisaplarında eski metnin sisteminden ayrılınmadığını, murahhas üye ve denetçi seçimine ilişkin değişikliklerin ana sözleşmenin eski haline uygun olduğunun savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, genel kurula katılarak iptalini istedikleri maddelere muhalif kalarak bu iradelerini genel kurul tutanağına geçirten davacıların dava haklarının bulunduğu, davalı şirketin 17.08.2004 tarihli genel kurulunda ana sözleşmenin 3 ncü maddesinin 5 nci fıkrasının 8 nci bendi ile eski metinden farklı olarak yapılacak kefalet ve teminat işlemlerinden SPK mevzuatına uygun olarak yatırımcıların aydınlatılması-bilgilendirilmesi hususunun eklendiği ve bu değişikliğin şirket ve ortakları aleyhine bir durum yaratmadığı, davaya konu edilen diğer ana sözleşme değişikliklerinin objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davaların kısmen kabulü ile davalı Ç. A.Ş.nın 17.08.2004 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 10 ncu maddesi görüşülerek ana sözleşmenin 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 ncu maddelerinde yapılan değişikliklerin iptaline karar verilmiştir.
1- 1984 yılında kurulan davalı Ç. A.Ş. Ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabına ilişkin 19 ncu maddesi ile özel bir düzenleme yoluna gidilmemiş, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki nisabın Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin 2003 yılı Olağan Genel Kurulu 17.08.2004 tarihinde 8.000.000.000 adet paydan 7.773.184.000 payın temsili ile toplanmış, asıl ve birleştirilen davalarda iptali istenilen 3, 5, 8, 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 nolu Ana sözleşme maddeleri 3.584.1 75.612 ret oyuna karşılık 4.189.008.388 kabul oyu ile değiştirilmiştir. Sözü edilen Ana sözleşme maddeleri katılanların yaklaşık %54 oyu ile değiştirilmiş bulunmaktadır.
Ana sözleşmeler yasa ile değiştirilemezler. Ancak, ana sözleşmede öngörülen yöntem ve koşullarla ortaklık genel kurullarında alınan kararlarla değiştirilebilirler.
Davalı şirketin kuruluşu sırasında yürürlükte olan TTK. nun 388 nci maddesi ile ilk iki fıkrada gösterilen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisapları dışında diğer ana sözleşme değişikliklerinin ilk toplantıda şirket sermayesinin en az 3/4'ünün, ikinci toplantıda yarısının, üçüncü toplantıda ise 1/3 'ünün hazır bulunması koşulu ile müzakere edilebileceği ve hazır bulunanların 2/3 'ünün kabul oyu ile ana sözleşme değişikliğinin mümkün olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan maddenin 2 nci ve onu izleyen maddeleri 16.06.1989 kabul, 04.07.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı Yasa ile değiştirilmiş, ağırlaştırılmış nisaba tabi konular dışında kalan olağan ana sözleşme değişikliklerinde karar nisabı olarak mevcut oyların salt çoğunluğu esası kabul edilmiştir.
Davalı şirket Ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki nisaplarla ilgili TTK. ya atıf yapan 19 ncu maddesinin 3585 sayılı kanun ile değiştirilen 388 nci maddesine uyarlandığına, yeni yasal düzenlemeye uygun değişikliklere gidildiğine dair dosyada bir kanıt bulunmadığına göre, davaya konu edilen ve ağırlaştırılmış nisaplara tabi olmayan ana sözleşme değişikliklerine ilişkin karar nisabının yeterli toplantı nisabını kabulü zorunludur.
Bu durum karşısında, ana sözleşmenin göndermede bulunduğu yasa maddesinde belirtilen karar nisabının altında bir kabul oyu ile kabul edilen Ana sözleşmenin 3, 5, 8 nci maddesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğu düşünülmeden iptali isteminin reddi doğru olmamış, davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
2- Karar nisabı bakımından ve bu gerekçe ile geçersiz olduklarına karar verilmek gerekirken yazılı nedenlerle iptallerine karar verilmiş olması doğru değil ise de karar yok hükmünde olan diğer ana sözleşme değişikliklerinin sonucu bakımından doğru bulunmakla, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, takdir edilen 450,00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.00 YTL. temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 17.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Kısacası ilk soruna yanıtım; toplantı ve karar nisabına uyulmaması genel kurul kararı yoklukla malul olduğundan ötürü iptal edilebilir.

İkinci soruna gelince; Yönetim Kurulu kararları hukuken geçerli olacaktır kanaatindeyim. Bilindiği üzere TTK'nun 323. maddesi uyarınca AŞ Yönetim kurulu tescil edilmektedir. Ticaret Siciline tescil edilmiş böyle bir kurulun kararları 3. kişiler nezinde hukuken geçerliliğini koruyacaktır. Tescil bence bu sonucu getirmektedir. Bununla ilgili bir karar;

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2000/8209
Karar: 2000/8946
Karar Tarihi: 01.06.2000
ÖZET: Şirket müdürünün müdürlük görevi, yeni müdürün seçildiğine ilişkin ortaklar kurulu kararının, ticaret sicilinde ilan edilmesine kadar üçüncü kişiler bakımından devam eder.
(6762 S. K. m. 319, 321, 323)
Dava: Yukar
ıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.5.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1997 yılında şirket müdürü seçilen A. Y. K.'ın müdürlük görevi yeni müdürün seçildiğine ilişkin 25.3.1999 tarihli ortaklar kurulu kararının ticaret sicilinde ilan edilmesine kadar 3. kişiler bakımından devam eder. Nitekim bu nedenlede A. Y. K. hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dolandırıcılık suçundan açılan davada da bu nedenle beraat kararı verilmiştir. Şu durumda itirazın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizrdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 1.6.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin..