Mesajı Okuyun
Old 18-03-2013, 10:18   #6
Mustafa Öztok

 
Varsayılan

Yukarıdaki kararın temyiz incelemesi sırasında ilk verilen Yargıtay Kararı aşağıdadır.




T.C.

YARGITAY

20. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2011/13662

KARAR NO : 2011/14625


Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 16/06/2010

NUMARASI : 2007/538-2010/289

DAVACI : N. G

DAVALI : Hazine


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Nezih Güney tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


K A R A R

Davacı Nezih Güney 05.10.2007 günlü dilekçesiyle Hazine aleyhine, Sarıcaeli köyü 766 parsel sayılı taşınmazın 06.03.1953 tarihinde idari karar ile özel mülkiyete geçtiği 19.03.1990 tarihinde de kendisine satıldığı, orman kadastrosuna itiraz davalarının kadastro mahkemesinin 1991/157-1992/12 sayılı kararı ile red edildiği, Orman Yönetiminin açtığı davanın kabulüne ilişkin Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1103-2006/77 sayılı kararının kesinleşmesiyle tapu kaydının iptal edildiği, zararının karşılanması için Valiliğe ve Hazineye başvurduğu ancak isteğinin kabul edilmediği, bu nedenle, doğan zararından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00.-TL tazminatın davalı yönetimlerden alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.

Sarıcaeli köyü 766 parsel sayılı 5250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 26.04.1973 tarihinde kesinleşen genel kadastroda 4400 m2 yüzölçümündeki Nisan 1953 tarih ve 431 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak Mehmet Niyazi Bozoğlu adına tesbiti kesinleşerek tapuya kayıt edilmiş, 19.03.1990 tarihinde Nezih Güney'e satılmıştır. Tapu kaydının beyanlar hanesinde orman ya da 2/B şerhi yoktur.

Nezih Güney tarafından davalı Orman Yönetimi aleyhine 09.05.1991 tarihinde Sarıcaeli köyü 766 sayılı parselin orman kadastrosu sınırları içinde bırakılmasına işleminin iptali istemiyle dava açmış, mahkemce çekişmeli parselin tesbitine esas alınan tapu yadının 4753 sayılı Yasa hükümlerine göre 1953 yılında oluştuğu, ve çekişmeli parseli kapsadığı, ancak uzman bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerini temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.05.1993 gün ve 1992/10028 - 4733 sayılı kararı ile onandıktan ve karar düzeltme isteminin de aynı dairenin 24.09.1993 gün ve 1993/8317 - 7105 sayılı kararı ile red edildikten sonra kesinleşmiştir.

İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve Sarıcaeli köyü 766 sayılı parselin tapuda davacı gerçek kişi adına kayıtlı olduğu, tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin kararın bozulduğu ve yargılamanın derdest olduğu, tapu kaydı iptaline ilişkin davanın henüz sonuçlanmadığı, bu



-2-
2011/13662-14625




nedenle, davacının tapu kaydının tutulması nedeniyle oluşmuş bir zararından söz edilemeyeceği, davacı gerçek kişi tarafından Sarıcaeli köyü 766 sayılı parselin orman olarak sınırlandırılması işleminin iptali istemiyle açılan davanın, sözü edilen parselin orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle reddine ilişkin Çanakkale Kadastro Mahkemesinin 20.02.1992 gün ve 1991/157-12 sayılı kararının, Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, bu şekilde davacının sahip olduğu mülkiyet hakkının içinin boşaltıldığı ve davacının zarara uğradığı düşünülse dahi, Medeni Yasanın 1007. maddesi hükmüne göre açılan davalar için yasada özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Yasasının 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, kadastro mahkemesinin kararının kesinleşmesinden sonra dava tarihine kadar, 10 yıllık genel dava zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine, 13.12.2011 günü oybirliği ile karar verildi.


Başkan

G. ERDOĞAN

Üye

M. ARAL

Üye

R. SARITAŞ

Üye

M. ERDOĞAN

Üye

Z. YILMAZ