Mesajı Okuyun
Old 13-05-2009, 16:55   #43
concept

 
Varsayılan Kiracının fuzuli Şagil olduğunu ilişkin Yargıtay kararı

Suat beyin ara kararı, konuyu toparlaması iyi oldu. Benim savunduğum görüş; aşağıdaki kararda da vurgulandığı üzere Suat beyin cevaplarının 2. maddesinde belirtilen fuzuli şagil yönündedir. Tahliye davası, sözleşmenin ileriye etkili feshinin sonucudur. Yoksa fesih, mahkeme kararı kesinleşene kadar askıda değildir.




T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/6324

K. 2005/9685

T. 28.10.2005

• TAHLİYE ( Kira Süresinin Dolduğu Tarihden Önce ve Sonra Kiralayanın İhtar Çekerek İşletmenin Tahliyesini Talep Ettiği/Devlet Gücü İle Kiracıyı Tahliye Ettirmiş Olmasında Yasaya Aykırılık Bulunmadığı - Hasılat Kirası )

• HASILAT KİRASI ( Kira Süresinin Dolduğu Tarihden Önce ve Sonra Kiralayanın İhtar Çekerek İşletmenin Tahliyesini Talep Ettiği - Devlet Gücü İle Kiracıyı Tahliye Ettirmiş Olmasında Yasaya Aykırılık Bulunmadığı )

• HAKSIZ İŞGAL ( Kira Sözleşmesinin Bitiminden Önce ve Sonra Kiralayanın İhtar Çekerek İşletmenin Tahliyesini Talep Etmesi/İradenin Fesih Yönünde Kullanıldığı - Kiracının Mecurdaki Varlığının Haksız İşgale Dayanacağı )

• KİRACININ DEVLET GÜCÜ İLE TAHLİYESİ ( Hasılat Kirası/Kira Süresinin Dolduğu Tarihden Önce ve Sonra Kiralayanın İhtar Çekerek İşletmenin Tahliyesini Talep Ettiği - Yasaya Aykırılık Bulunmadığı )

2886/m.75

818/m.270,287

ÖZET : Uyuşmazlık hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Kira süresinin dolduğu tarihden önce ve sonra olmak üzere kiralayan davalı ihtar çekerek işletmenin tahliyesini talep ettiğinden iradesini fesih doğrultusunda kullanmış sayılır. Başka bir anlatımla kira sözleşmenin bittiği tarihden sonraki dönemde davacının mecurdaki varlığı haksız işgale dayanmaktadır. Böyle olunca kira akdinin feshi doğrultusunda irade açıklayan kiralayanın 2886 sayılı Devlet İhale Yasasının 75. maddesinden yararlanarak devlet gücü ile kiracıyı tahliye ettirmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur.
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.3.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.2.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık Borçlar Kanunun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklanmıştır.
Davada; kira sözleşmesinin haksız feshedilerek mecurdan zorla tahliye edildiğini ileri süren davacı kiracı, yersiz muarazanın menini ve mecurun teslimini istemiş, istek hüküm altına alınmış kararı davalı kiralayan temyiz etmiştir.
Genel olarak kira sözleşmeleri rızai sözleşme türündendir. Borçlar Kanununun 1. maddesi hükmü gereğince tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının açığa vurmaları ile hüküm ve sonuçlarını meydana getirir. Karşılıklı borç doğuran ve ivazlı sözleşmelerden olan kira sözleşmeleri aynı zamanda sürekli edimlidir. Bunun doğal sonucu olarak da sözleşmenin ifa süresini taraflar kararlaştırır. Kira ilişkisi kural olarak sözleşme süresinin geçmesi ile sona erer. Taraflar bu sürenin sonunda anlaşarak kira ilişkisini sona erdirebilecekleri gibi gerek yeni sözleşme yapmayacaklarına dair irade beyanı bildirimi ve gerekse eylemli tutum ve davranışlarıyla da kurdukları sözleşme ilişkisini sona erdirebilir. Ancak hemen belirtilmelidir ki, mahkeme kararındaki kabulün aksine taraflardan herbiri tek yanlı irade açıklaması ile sözleşmeyi feshetme yetkisine haizdir. Bu irade açığa vurulduğunda kira sözleşmelerinin feshi ani edimli sözleşmelerden olan eser sözleşmelerinin aksine geriye etkili değil ileriye etkili sonuçlar meydana getirir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; yanlar arasındaki ilişki 27.10.1993 başlangıç tarihli sözleşme ile kurulmuştur. Sözleşme süresi üç yıl olup 27.10.1996 tarihinde sona ermektedir. Borçlar Kanununun 287. maddesi uyarınca muayyen süre ile akdedilen kiralarda kira müddeti bitip de tarafların muhalefeti olmaksızın kiracı kiralayanı kullanmaya devam ettiği takdirde iki taraf hiçbir ihbar yapmamış ve aksine sözleşme hükmü yoksa bu sürenin geçmesinden 6 ay evvel ihbarı fesholuncaya kadar akit seneden seneye yenilenmiş sayılır. Somut olayı, yasanın bu hükmün çerçevesinde değerlendirmek ve uyuşmazlığı buna göre çözümlemek gerekmektedir. Her ne kadar davacı zabıta gücü ile tahliyenin sağlandığı 20.9.1998 tarihine kadar mecuru kullanmaya devam etmiş ise de, kira süresinin dolduğu 27.10.1996 tarihinden önce ve sonra olmak üzere kiralayan davalı 27.9.1996, 10.6.1997 ve 13.8.1998 tarihli ihtarlarında işletmenin tahliyesini talep ettiğinden iradesini fesih doğrultusunda kullanmış sayılır. Başka bir anlatımla kira sözleşmenin bittiği 27.10.1996 tarihinden sonraki dönemde davacının mecurdaki varlığı haksız işgale dayanmaktadır. Böyle olunca kira akdinin feshi doğrultusunda irade açıklayan kiralayanın 2886 sayılı Devlet İhale Yasasının 75. maddesinden yararlanarak devlet gücü ile kiracıyı tahliye ettirmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur. Bütün bu olgular değerlendirilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULAMSINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 28.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
yarx