Mesajı Okuyun
Old 26-09-2006, 22:48   #14
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Muris 20 yıl önce kendisi adına Tapu Tahsis Belgesi sahibi olduğu yeri bir başka yerde bir tapu tahsis belgesi daha alabilmek için yeğenine noter satış vaadi sözleşmesi ile satıyor ve tapu tahsis belgesini de yenileyerek yeğeni adına çıkarttırıyor

Alıntı:
Sayın Dar'c
taşınmaz tapuda Belediye adına kayıtlıdır. Bu neenle kazandırıcı zamanaşımı söz konusu değil.

Belediye adına kayıtlı taşınmaz... Aşağıya bir karar ekliyorum. Korkarım olaya tüm bakış açımızı değiştirebilir ve herkesi (varis kardeşleri) bir araya getirebilir

Saygılarımla...

Yargıtay 15.HD.2000/834 E.-2568 K. 25.05.2000 T.

Karar özeti :Tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmadığından bu belgeye dayanılarak o arsa üzerinde tarafların ruhsat alıp inşaat yapmaları mümkün değildir.

Taraflar için sonuç doğurmayacak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tesbiti ve kaçak inşaatın durdurulması isteminin kabulü gerekir.



Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar Şefika, Gülten, İ. Barış ve Şebnem´e velayeten Semra vekilleri tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve yapılmakta olan inşaatın durdurulması istemlerine ilişkindir.

3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesi uyarınca her türlü inşaat yapımı, yerel idarelerden ruhsat (izin) alınmasına bağlıdır. Ruhsatsız, veya ruhsata aykırı bina veya bağımsız bölümler, aynı Yasanın 32. maddesi gereğince, yerel idarelerce yıktırılır. 42. madde uyarınca da, bunların yapımı, imar suçu kabul edilerek, gerek arsa sahibi ve gerek yüklenici yönünden cezai yaptırımlar getirilmiştir. Bu nedenle, arsa sahipleri veya hukuki yararı olanlar, isterlerse genel mahkemelerde kal davası açmak suretiyle, kaçak binaların yıkımını talep edebilirler.

Somut olayda, dava konusu inşaatın yapıldığı arsada, taraflar, mülkiyet hakkına sahip değillerdir. Davacılar ile davalılardan Hakan´ın murisleri adına olan tapu tahsis belgesi, bir mülkiyet belgesi olmadığından, bu belgeye dayanılarak, o arsa üzerinde tarafların, ruhsat alıp bir inşaat yapmaları -yasal olarak- mümkün değildir
. Davacıların kaçak olan bu inşaatın durdurulmasını ve mirasçılardan Hakan´ın muris adına yapmış olduğu zaten bir sonuç doğurmayan sözleşmenin geçersizliğinin tesbitini isteme hakları vardır ve bunda da hukuki menfaatleri bulunmaktadır. Bu durumda, davacıların, sonuç doğurmayacak sözleşmenin geçersizliğinin tesbiti ve kaçak inşaatın durdurulması istemlerinin kabulü gerekirken, reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına (BOZULMASINA), ve (1.) bent gereğince de davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 20.000.000. TL. duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz edenlere geri verilmesine, 25/05/2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak=YKD. Kasım-2000 s: 1726