Mesajı Okuyun
Old 27-06-2007, 09:06   #6
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/10626

K. 2005/4592

T. 28.4.2005

• TAZMİNAT DAVASI ( Davalının Sebebiyet Verdiği Orman Yangını Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini İstemi Nedeniyle )

• ISLAH ( Bu da Bir Yargı İşlemi Olup Harca Tabi Olması-Alınacak Harçlar Ödenmeden İşlem Yapılamaması )

• EKSİK HARÇ ( Harcın Eksik Alınması veya Hiç Alınmaması Durumunda ise İlgilisine Bu Yönde Süre Tanınması ve Sonucuna Göre İşlem Yapılmasının Gerekmesi )

• FAİZ TALEBİ ( Dava Dilekçesinde Bir Kalem için Faiz İstenmesine Rağmen Daha Sonra Verilen Islah Dilekçesiyle Tüm Tazminata Olay Tarihinden İtibaren Faiz İstenmiş Olması Ancak Verilen Islah Dilekçesi Üzerinden Harç Alınmamış Olması )

1086/m.83

492/m.2,30,32,127


ÖZET : Ancak ıslah da bir yargı işlemi olup ; harca tabidir. ( 492 sayılı Yasa m.2 ). Diğer yandan, alınacak harçlar ödenmeden işlem yapılamaz. ( 492 sayılı Yasa m.32, m.127 ). Harcın eksik alınması veya hiç alınmaması durumunda ise, ilgilisine bu yönde süre tanınması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir.
DAVA : Davacı Orman Genel Müdürlüğü temsilcisi Ferat Sevi tarafından, davalı Yıldırım Çakıcı aleyhine 8.9.2003 gününde verilen dilekçe ile davalının sebebiyet verdiği orman yangını nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.6.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Yıldırım Çakıcı vekili ile davacı temsilcisi taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, davalının neden olduğu orman yangını sonucu uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, fidan zararı ve ağaçlandırma masrafından oluşan istem kalemlerinden sadece fidan maliyet bedeli için faiz istenmiştir. Yargılama aşamasında ise davacı, 29.1.2004 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde istenen tüm tazminata, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunarak davasını ıslah etmiştir. Bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiş, ancak harç alınmamıştır. Bu durumda davacının, dava dilekçesinde ağaçlandırma gideri için faiz isteminde bulunmadığı; ancak, daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile bu kalem için de faiz istediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu ıslah dilekçesi üzerinden harç alınmadığı, yargılamaya devam edilerek hüküm oluşturulduğu ve sadece belirlenen fidan maliyeti yönünden faize karar verildiği görülmektedir. Ancak ıslah da bir yargı işlemi olup ; harca tabidir. ( 492 sayılı Yasa m.2 ). Diğer yandan, alınacak harçlar ödenmeden işlem yapılamaz. ( 492 sayılı Yasa m.32, m.127 ). Harcın eksik alınması veya hiç alınmaması durumunda ise, ilgilisine bu yönde süre tanınması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir. ( 492 sayılı Yasa m.30 ).Şu durumda, mahkemece yukarıda yazılı biçimde işlem yapılması ve harcının tamamlanması halinde ağaçlandırma giderinden kaynaklanan tazminata da faiz yürütülmesi gerekir. Karar bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer ve davalının tüm temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/12226

K. 2003/5114

T. 22.4.2003

• TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN MADDİ TAZMİNAT DAVASI ( Davacıların Çocuğunun Ölmesi Sonucu Açmış Oldukları Dava Olması )

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA ZARARINDAN İNDİRİM YAPILMASI ( Davacıların Olay Nedeniyle Yapmamış ve Tasarruf Etmiş Oldukları Yetiştirme ve Bakım Giderlerinin Zarardan İndirilmesinin Gerekmesi )

• ISLAH ( Davacıların Fazlaya İlişkin Zararlarının Tahsili İçin Verdikleri Islah Dilekçesinin Harçsız ve Havalesiz Olması )

• HARÇ VE HAVALE ( Davacıların Fazlaya İlişkin Zararlarının Tahsili İçin Verdikleri Islah Dilekçesinin Harçsız ve Havalesiz Olması )

• TEBLİGAT ( Davada Islah Dilekçesinin Karşı Tarafa Tebliğ Edilmemiş Olmasının Hukuka Aykırı Olması )

1086/m.83

818/m.41


ÖZET : Davacıların olay nedeniyle yapmamış ve tasarruf etmiş oldukları yetiştirme ve bakım giderlerinin destekten yoksun kalma zararından indirilmesi gerekir.Ayraca; davacıların, fazlaya ilişkin zararlarının tahsili için verdikleri ıslah dilekçesi harçsız ve havalesiz olup, karşı yana da tebliğ edilmemiştir. Bu dilekçe başlı başına bir dava olup harcı alınıp karşı yana tebliği gerekir.
DAVA : Davacılar Cemal K. ve arkadaşları vekili Avukat Ayla Bilgiç Oktar tarafından, davalılar Şemsi S. ve Ekin İtriyat San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 12/3/1999 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından doğan maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/6/2002 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili, duruşmasız incelenmesi de davacılar vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 22/4/2003 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, trafik kazasından doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir.
Olayda hayatını kaybeden davacıların çocuğu 1994 doğumludur. Şu durumda davacıların olay nedeniyle yapmamış ve tasarruf etmiş oldukları yetiştirme ve bakım giderlerinin destekten yoksun kalma zararından indirilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmeden hesap yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacıların, fazlaya ilişkin zararlarının tahsili için verdikleri ıslah dilekçesi harçsız ve havalesiz olup, karşı yana da tebliğ edilmemiştir. Bu dilekçe başlı başına bir dava olup harcı alınıp karşı yana tebliği gerekir. Mahkemece koşulları yerine getirilmeyen Islah talebine göre karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bir başka bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) ve ( 3 ) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacıların tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/4/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/12467

K. 2003/2660

T. 12.3.2003

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Elektrik Çarpması Sonucu Ölüm Sebebine Dayalı Olarak Tazminat Talebi )

• HUSUMET ( Husumet İtirazının Yargılamanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği Gibi Mahkemece de Re'sen Dikkate Alınabilir Olması )

• ISLAH ( Davanın Islah Edilen Bölümünün Ek Dava Niteliğinde Olduğu ve Gerekli Harların Yatırılmasının Zorunlu Olduğunun Yerel Mahkemece Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

• HARÇ ( Davanın Islah Edilen Bölümünün Ek Dava Niteliğinde Olduğu ve Gerekli Harların Yatırılmasının Zorunlu Olduğunun Yerel Mahkemece Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

1086/m.83


ÖZET : Tedaş Adana Dağıtım Müessesesine yöneltilmesi gerekir. Husumet itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen gözetilebilir. Ancak Tedaş Genel Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi davanın husumet nedeniyle reddini gerektirmeyip, temsilci de yanılma olarak nitelendirilmeli ve Tedaş Adana Müessese Müdürlüğüne davanın yöneltilip sonuçlandırılması gerekir.
Ayrıca; Davanın ıslah edilen bölümü ek dava niteliğinde olup, ıslah edildiği tarihteki gerekli harçların yatırılması gerekir. Her ne kadar hükümden sonra yatırılmış ise de, davanın bu bölümü için mahkemece harç alınmadan hüküm kurulmuş olması yerinde olmayıp kabul şekil bakımından bozma nedenidir.
DAVA : Davacı Arif V. ve diğerleri vekili Avukat Ziya Yergök tarafından, davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine 5/8/1999 gününde verilen dilekçe ile elektrik çarpması sonucu ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat davasının kısmen, manevi tazminat davasının aynen kabulüne dair verilen 17/7/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dava, elektrik çarpması sonucu desteğin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat davasının kısmen, manevi tazminat davasının aynen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, dava dilekçesi ile Tedaş Genel Müdürlüğünü davalı olarak göstermişlerdir. Mahkemece de adı geçen davalı hakkında hüküm kurulmuştur. Oysa Tedaş Adana Dağıtım Müessesesine yöneltilmesi gerekir. Husumet itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen gözetilebilir. Ancak Tedaş Genel Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi davanın husumet nedeniyle reddini gerektirmeyip, temsilci de yanılma olarak nitelendirilmeli ve Tedaş Adana Müessese Müdürlüğüne davanın yöneltilip sonuçlandırılması gerekir.
Bu yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirir.
2-Davacılardan desteğin annesi Emine'nin destekten yoksun kalma zararı olarak 2.000.000.000 lira istenmiş olup, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile zararın 2.242.383.676 lira olarak belirlenmesi üzerine 19/6/2002 tarihli dilekçe ile maddi zarar 242.383.676 lira arttırılarak ıslah edilmiştir. Ancak yargılamanın devamı sırasında söz konusu dilekçenin harcı alınmamıştır.
Davanın ıslah edilen bölümü ek dava niteliğinde olup, ıslah edildiği tarihteki gerekli harçların yatırılması gerekir. Her ne kadar hükümden sonra yatırılmış ise de, davanın bu bölümü için mahkemece harç alınmadan hüküm kurulmuş olması yerinde olmayıp kabul şekil bakımından bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 1 ve 2 ) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/8421

K. 2002/12538

T. 7.11.2002

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Fazlaya İlişkin Tazminatın Islah Yoluyla İstenmesi - Ayrı Bir Dava Niteliğinde Olup Harç Alınması Gereği )

• ISLAH ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı - Fazlaya İlişkin Tazminatın Islah Yoluyla İstenmesi/Ayrı Bir Dava Niteliğinde Olup Harç Alınması Gereği )

• HARÇ ALINMASI GEREĞİ ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı - Fazlaya İlişkin Tazminatın Islah Yoluyla İstenmesi )

• TAZMİNAT ( Destekten Yoksun Kalma - Fazlaya İlişkin Tazminatın Islah Yoluyla İstenmesi/Ayrı Bir Dava Niteliğinde Olup Harç Alınması Gereği )

818/m.45

1086/m.83

492/m.1,15,28,30


ÖZET : Destekten yoksun kalma tazminatı için açılan davada, davacıların bilahare, davada taleb ettiklerinden daha fazla zarara uğradıkları iddia ederek fazlaya ilişkin tazminatı ıslah yoluyla istemeleri halinde, davacıların bu talebi ayrı bir dava niteliğinde olup, bu özelliği itibariyle harç alınmasını gerektirir.
DAVA : Davacı Hayriye ve arkadaşları vekili avukat Abdurrahman ile avukat Altan tarafından, davalı K.... Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü aleyhine 22.11.1999 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu desteğin ölümünden dolayı tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kısmen kabulüne dair verilen 16.10.2001 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacılar, yüksek gerilim enerji nakil hattı altında bulunan ağacı budayan desteğin elektrik çarpması sonucu öldüğünü belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.
Davacılar ilk dava dilekçesinde belirttikleri destekten yoksun kalma tazminatı istemlerini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadan sonra, daha fazla zarara uğradıklarını iddia ederek 25.6.2001 tarihli ıslah dilekçesi ile geriye kalan kısmı istemişlerdir. Davacıların bu istemi ayrı bir dava niteliğindedir ve bu özelliği itibariyle harç alınmayı gerektirir. 492 sayılı Harçlar Yasasının 1 ve 15. maddeleri gereğince yargı işlemlerinden harç alınır. Aynı Yasanın 28. maddesi gereğince, karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin alınır. Harcın alınmamış ya da eksik alınmış olması durumunda, yine aynı Yasanın 30. maddesi gereğince verilecek süre içerisinde, ilgilisinin harcı yatırılmadığı veya eksik harcı tamamlanmadığı anlaşıldığı takdirde yargılamaya devam olunamayacağı öngörülmüştür. Açıklanan bu yasal düzenlemeye uyulmadan 25.6.2001 günlü dilekçede öngörülen istem hakkında da kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle ( BOZULMASINA ) bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 7.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/1965

K. 2005/3194

T. 3.3.2005

• ISLAH ( Eden Taraf Islah Tarihine Kadarki Dava Giderleriyle Karşı Taraf Lehine Mahkemece Belirlenecek Miktarı Derhal Yatırmazsa Islah Yapılmamış Sayılacağı )

• ISLAHIN YAPILMAMIŞ SAYILMASI ( Islah Eden Taraf Islah Tarihine Kadarki Dava Giderleriyle Karşı Taraf Lehine Mahkemece Belirlenecek Miktarı Derhal Yatırmaması Halinde )

• DAVA GİDERLERİNİN YATIRILMAMASI ( Islah Eden Taraf Islah Tarihine Kadarki Giderlerle Karşı Taraf Lehine Mahkemece Belirlenecek Miktarı Derhal Yatırmazsa Islah Yapılmamış Sayılacağı )

• ISLAHTA KARŞI TARAFIN ZARAR VE ZİYANI ( Islah Eden Taraf Islah Tarihine Kadarki Dava Giderleriyle Karşı Taraf Lehine Mahkemece Belirlenecek Miktarı Derhal Yatırmazsa Islah Yapılmamış Sayılacağı )

• DOĞALGAZ SATIMINDAN DOĞAN ALACAK ( Amme Alacağı Sayılmadığı Gibi Doğalgaz Bedelinin Geç Ödenmesi Halinde 6183 Sayılı Yasada Yer Alan Gecikme Zammının Uygulanacağına Dair Yasalarda Da Bir Hüküm Bulunmadığı )

1086/m. 83, 86, 87


ÖZET : Islah hakkını kullanan taraf, bu tarihe kadar olan dava giderleri ile karşı taraf için mahkemece takdir olunacak zarar ve ziyanı davada mahkum olmuş gibi derhal yatırmak zorundadır. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır. Somut olayda, davacı verilen sürede mahkeme kararını yerine getirmemiştir. Bu durumda davasını ıslah etmemiş sayılır. İlk davada talep edilen miktarın esas alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat M.B. ile davacı vekili Avukat B.K'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının Ekim 2000-Haziran 2001 dönemine ait doğalgaz borcunu ödemediğini, alacağın süresinde ödenmediğinden asıl alacağı 1.450.947. 1 87.000.-TL, 1.127.925.567.200.-TL gecikme zammı ve 192.089.182.364 TL KDV olmak üzere toplam 2.770.961.936.564.,TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, 2.770.961.936.564.TL'nın yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş; yargılama aşamasında davasını ıslah ederek 892.955.484.930.-TL'nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, asıl borcun ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 674.559.948.420.-TL gecikme zammı ile 109.860.778.775.-TL KDV'nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, istem gibi alacaklara yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraflar arasında yazılı bir abonelik sözleşmesi olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, dosyaya da bu şekilde bir abonelik sözleşmesi ibraz edilmemiştir. Ayrıca davacı, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 Sayılı Yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair bir kararlaştırma bulunduğunu veya uzun süredir devam eden böyle bir uygulamanın olduğunu da ispat edememiştir. Davacı EGO, ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir kurumdur.
Davacının talep ettiği alacak, davalı rektörlüğe bağlı kurumlara sattığı doğalgaz bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan gecikme zammı ve bu gecikme zammına uygulanacak KDV alacağına ilişkindir. Doğalgaz satımından dolayı tahakkuk ettirdiği alacak, amme alacağı sayılmadığı gibi, doğalgaz bedelinin geç ödenmesi halinde 6183 Sayılı Yasada yer alan gecikme zammının uygulanacağına dair yasalarda da bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece davacı kurumun 6183 Sayılı Yasaya tabi kurumlardan olmadığı, bu nedenle sattığı doğalgaz bedelinin geç ödenmesinden dolayı gecikme cezası ve KDV isteyemeyeceği nazara alınarak gecikme cezasına ve KDV'ne ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Davacı, dava dilekçesi ile 2.770.961.936.564.-TL'nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Yargılama aşamasında 08.02.2002 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 892.955.484.930.-TL'nin faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, davacının talebinin HUMK'nun 83. md. kapsamında yerinde olmadığını, asıl dava edilen miktar esas alınmak üzere vekalet ücretinin davacıdan alınmasını istemiştir. Mahkemece 12.04.2002 ve 18.04.2002 tarihli duruşmalarda ara kararı ile ilk davaya konu edilen değerin ıslah sureti ile esasa girildikten sonra, davacı tarafından 892.955.484.930.-TL'na indirgenmesi ve aradaki farktan dolayı davacının HUMK'nun 86 ve 87. mad. hükmünce vekalet ücreti talep ettiği dikkate alınarak, bu farka ilişkin nisbi vekalet ücretinin yatırılması için davacıya kesin süre verilmiş, davacı ara kararı gereğini yerine getirmemiştir. Mahkemece ise davacının ara kararını yerine getirmediği göz ardı edilerek, ıslah edilen miktar esas alınmak suretiyle kabul ve reddedilen miktara göre vekalet ücretine hükmedilmiştir. HUMK'nun 86. md. gereği ıslah eden taraf, bu tarihe kadar olan dava giderleriyle, karşı taraf için mahkemece taktir olunacak zarar ve ziyanı davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine ödemeye mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır.
Dava konusu olayda da davacı verilen sürede mahkeme kararını yerine getirmediğinden, artık davasını ıslah etmemiş sayıldığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece ilk davada talep edilen miktar esas alınarak kabul ve reddedilen miktar hesaplanmak suretiyle vekalet ücretinin hesap edilmemiş olması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
4- Anayasa'nın 73. md. gereğince vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlüklerin kanunla konulması zorunludur. Anayasa'nın açıklanan bu hükmü uyarınca kanuni dayanağı olmadan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile vergi konulmasına imkan olmadığı gibi, KDV Kanunu'nun 20/4. md. karşısında belli bir tarifeye göre alınan ücrete KDV'nin dahil olması gerekir.
Mahkemece yalnızca tarife uyarınca vekalet ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde ayrıca KDV'ne de hükmedilmesi kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz talebinin reddine, 2, 3. ve 4. bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 400 YTL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 03.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1415

K. 2004/2438

T. 16.3.2004

• İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK ( Tazminatın Saptanmasında Zarar Ve İşçinin Net Geliri Bakiye Ömrü İşgörebilirlik Çağı İşgöremezlik Ve Karşılık Kusur Oranları SSK Tarafından Bağlanan Peşin Sermaye Değeri Gibi Tüm Verilerin Belirlenmesi Gereği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( İş Kazası Sonucu Sürekli İşgöremezlik - Tazminatın Saptanmasında Zarar Ve İşçinin Net Geliri Bakiye Ömrü İşgörebilirlik Çağı İşgöremezlik Ve Karşılık Kusur Oranlarının Belirlenmesi Gereği )

• ISLAH ( Edilen Miktar Üzerinden Peşin Harcın Tamamlanması İçin Tarafa Süre Verilmesi Ve Sadece Noksan Harç Yatırılıncaya Kadar Müteakip İşlemlere Devam Olunmamasına Karar Verilmesi Gereği )

• HARÇ ( Islah Edilen Miktar Üzerinden Peşin Harcın Tamamlanması İçin Tarafa Süre Verilmesi Ve Sadece Noksan Harç Yatırılıncaya Kadar Müteakip İşlemlere Devam Olunmamasına Karar Verilmekle Yetinileceği )

498/m.32


ÖZET : Dava; iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, tazminatın saptanmasında zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerekir
Davacının islah dilekçesinden sonra; ıslah edilen miktar üzerinden peşin harcın tamamlanması için tarafa süre vermesi ve sadece noksan harç yatırılıncaya kadar müteakip işlemlere devam olunmamasına karar verilmekle yetinilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, tazminatın saptanmasında zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak % 10 arttırılıp % 10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar ( aktif ) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar ( pasif ) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yönmetine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Kuşkusuz, açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşlılık aylığı alması veya işçinin yaşı ve işçide oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda da zarar hesabında pasif dönemin hesaba dahil edilmesi gerekir. Meslek hastalığı sonucu malul kalan işçinin aynı işinde çalışmaya devam etse dahi diğer işçilerden daha fazla çaba harcayacağı asıldır. 60 yaşından sonra elde edeceği yaşlılık aylığını da diğer işçilirden daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden yaşlılık aylığını aldığı dönemde de devam edecek olan maluliyeti nedeniyle zarara uğramadığının kabulü isabetsiz olur. Kaldı ki, sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığında meslek hastalığı ve iş kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmamakta olup tamamen uzun vadedeki sigorta kollarından ödenen primler sonucu aylık bağlanmaktadır. Bu nedenlerle pasif dönemin de zarar hesabına dahil edilmesi gerekir.
3-492 sayılı Harçlar Yasası: harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış, bu yönün Mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceğini hükme bağlamıştır.
Anılan yasanın buyurucu nitelikleri 32.maddesinde de; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikce müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece; davacının islah dilekçesinden sonra; ıslah edilen miktar üzerinden peşin harcın tamamlanması için tarafa süre vermesi ve sadece noksan harç yatırılıncaya kadar müteakip işlemlere devam olunmamasına karar verilmekle yetinilmesi gerekirken yatırılan harcın karşılığı olan miktar üzerinden talebin kabul edilmeside hatalıdır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan esaslara göre düzenlenmeyen bilirkişi hesap roporunu hükme dayanak alarak ve davacıya eksik harcın tamamlanması imkanı tanınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 16.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.