üniversitedeyken inanılmaz komik yemekhane muhabbetlerimiz olurdu. yaklaşık 8-10 kişi bir masada otururduk. en çok güldüğümüz olaysa, genelde yemekte çıkan etin türüne göre, ilk çatalı batırırken arkadaş sanki hayvan hala canlıymış gibi sesler çıkarmamızdı
yüzlerce kişilik yemekhanede bizim masa genelde ilgi odağı olurdu
aşçılardan tutun da masalara servis yapan abiler ablalar bile bizim masanın etrafında toplanır, gülerlerdi
bazı yemeklerde olayı o kadar abartırdık ki bir ya da iki kişi yemeğini gülmekten yiyemez, yiyenler mide kramplarına dayanamaz ya da kusma kıvamına gelip masadan apar topar kalkarlardı
arkadaşlar yemekten önce hep gelir yalvarırlardı, nolur bu sefer gülmeyelim yemekte diye
itiraf etmek gerekirse, ben de her seferinde o kadar gülmek istemiyordum. ama benim gibi olan bi ekürimle yanyana ya da karşılıklı oturunca herşey baştan belli oluyordu zaten. bir kıvılcım içimdeki şeytanın çıkması için bekliyordu
"tamam" diyorlardı, "yine yanyana oturdu bunlar".
muhalebilerin titreyen kıvamından türeyen binbir espriyi, tavuk gıdaklamalarını, at kişnemelerini, akla gelen en komik hatıraları, birisinin ağzının kenarındaki yemek artığından çıkan konuşmaları anlatamam. ne günlerdi....