yıl 2002... ÖSS' ye girdim.çıktım. dershaneden iki arkadaşı da yanıma katıp memleketim Şarköy' e tatile gitmeye karar verdim. arkadaşlara söyledim, delirdiler tabi. ikisi de (Ömer ve Kemal) dershanenin en fırlama elemanları
neyse ben önden gittim, orda evi toplarlarım filan diye. bir gün sonra bunlar geldi. hemen birşeyler atıştırdık. havluları kaptık denize koştuk. sahilde iki farklı yer var. bi normal plaj, bir de dalgakıranların olduğu bölüm. Ömer başladı, "abi siz hayatta benim gibi atlayan yüzen görmemişsinizdir,hadi gelin şu taşlardan atlayayım da bir iki figür görün" filan diye saçmalamaya...aslında aralarında en iyi yüzen benim, ki orada denizi tek tanıyan da benim.Ömer atlamak için gitti bir kaya seçti. işin komik tarafı hava güzel olmasına rağmen kayanın önündeki suyun bel derinliğinde olduğunu adam farkedemedi
benim de sanki dilim tutuldu
bu bir yandan esneme-gerinme hareketleri yapıyor, bir yandan da "abi bakın şimdi ilk serbest stilde atlıycam" filan diyo
ben atlayışın pek bir serbest olmayacağını suya bakınca anladım
neyse Ömer gerindi, gerindiii ve atladı
suya önce elleri girdi Allah' tan
beline kadar suya girdikten sonra çakıldığını anlayan Kemal' in yüzündeki ifadeyi anlatamam
. açıkçası ben "kafası içine kaçtı Ömer' in" dedim içimden
ayakları iki saniye kadar havada öyle kalakaldı... sonra suyun içinde düştü... ve Ömer elleriyle kafasını tutarak suyun içinden çıktı. Ömer' in yüzündeki ifadeyi gördükten sonra, Kemal' le birbirmizi ve aynı anda karınlarımızı tutarak gülmekten nefessiz kalmış bir halde yere yığıldık
Ömer' in bana ne kadar sövdüğünü anlatmama gerek yok sanırım
Ama iyi oldu
böylece tatil boyunca atlama zıplama muhabbeti de kapanmış oldu