Mesajı Okuyun
Old 21-06-2007, 22:02   #3
Av. M. Yasir Bağce

 
Varsayılan

tam olarak o kararı bulamadım ancak bulduğum şu iki kararda bahsettiğiniz karara atıf yapılıyor. belki yardımcı olur diye ekliyorum:

. 9.12.1985

� SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Satış Vaad Edenin Vaadini Yerine Getirememesi )

� İZALE-İ ŞUYU DAVASI SONUCU SATILAN SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE KONU PAY ( Alıcının Verdiği Bedeli İstemesi ve Koşulların Varlığı Halinde Tazminat )

� İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARLARI ( İçtihat Uyuşmazlıklarını Gidermek ve Uygulamada Birliği Sağlamak Amacı )

� SATIŞ VAAD EDENİN EDİMİNİ YERİNE GETİREMEMESİ DURUMU ( Alıcının Verdiği Bedeli İstemesi ve Koşulların Varlığı Halinde Tazminat İstemi )

818/m.108

ÖZET : İçtihadı birleştirmenin konusu, ( Satış vaadi sözleşmesine konu olan payın izalei şuyu davası sonuçu satılarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçmesi ve böylece satış vaad edenin edimini yerine getiremez hale gelmesi durumunda, sözleşmenin taraflarından olan alıcının karşı tarafa ödediği satış bedelini mi, yoksa izalei şuyu sonucu satıştan o paya düşen parayı mı isteyebileceği )dir. İçtihadı birleştirme kararları, içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla alınır.13. Hukuk Dairesi'nin 17.10.1983 gün 5503 esas, 7062 karar sayılı kararı ise aynı Dairenin önceki kararları ve Hukuk Genel Kurulu'nun 30.9.1983 günlü kararı ile aynı doğrultudadır.Belirlenen durum itibariyle halen bir içtihat uyuşmazlığı bulunmadığından içtihatların birleştirilmesine gerek yoktur.
DAVA : Avukat Davut Arıkan tarafından Yargıtay Başkanlığı'na verilen 10.12.1984 günlü dilekçede, Hukuk Genel Kurulu'nun birbirine uygun 1.1.1962 ( 31.1.1962 olması gerekir ) gün ve 4/1 esas, 19 karar sayılı, 25.12.1981 gün ve 13-454/857 sayılı, 2.3.1983 gün ve 1980/13-1239 esas, 1983/186 karar sayılı kararları ile 13. Hukuk Dairei'nin 17.10.1983 gün ve 1983/5503 esas, 7062 karar sayılı kararı arasında çelişki bulunduğundan söz edilerek içtihat uyuşmazlığının giderilmesi istenmiş, 1. Başkanlıkça düşünceler alındıktan sonra Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu'nca, gerek Hukuk Genel Kurulu'nun kendi kararları arasında, gerekse Hukuk Genel Kurulu ile 13. Hukuk Dairesi kararları arasında içtihat aykırılığının varlığı kabul edilerek konunun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nca çözümlenmesine 18.4.1985 gün ve 40 sayı ile karar verilmiş olmakla hazırlanan gündeme ekli başvuru dilekçesinde ve 1. Başkanlık Kurulu kararında sözü edilen Hukuk Genel Kurulu kararları ile Özel Daire kararları ve 1. Başkanvekili ile 13. Hukuk Dairesi Başkanının düşünceleri anlaşıldıktan sonra ön sorun olarak içtihadı birleştirmeye gerek olup olmadığı üzerinde durmak gerekmiştir.
KARAR : İçtihadı birleştirmenin konusu, ( Satış vaadi sözleşmesine konu olan payın izalei şuyu davası sonuçu satılarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçmesi ve böylece satış vaad edenin edimini yerine getiremez hale gelmesi durumunda, sözleşmenin taraflarından olan alıcının karşı tarafa ödediği satış bedelini mi, yoksa izalei şuyu sonucu satıştan o paya düşen parayı mı isteyebileceği )dir.
Hukuk Genel Kurulu'nun 31.1.1962 gün ve 4/1 esas, 19 karar sayılı kararına konu olayda alıcı sözleşmeyi fesih yoluna gitmiş olduğundan, izalei şuyu sonucu satışdan elde edilen paranın istenemeyeceği, alıcının sözleşme gereği öedediği parayı BK.nun 108. maddesi uyarınca geri alabileceği neticesine varılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu'nun 1.6.1966 gün ve 3/436 esas, 164 karar sayılı kararına konu olayda alıcı, satıcının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, akdi feshettiğini bildirmiş ve ödediği satış bedeli ile tazminat istemiştir ki, konumuzla ilgili değildir.
Hukuk Genel Kurulu'nun 25.12.1981 gün ve 1979/13-454 esas, 1981/857 karar sayılı kararında yukarda değinilen 31.1.1962 ve 1.6.1966 günlü kararlar ve o kararlarda yazılı gerekçeler gözönünde tutularak alıcının, sözleşmeyi bozma hakının varlığından hareketle BK.nun 108/1. maddesi uyarınca tediye eylediği şeyi ( yani satış parasını ) ve ayrıca koşulları gerçekleştiği takdirde zararını isteyebileceği belirtilmiştir ki, önceki kararlarla bu karara konu olan olay, istek ve hukuki durum birbirinden farklı olmasına rağmen nitelendirme, böyle bir sonuca ulaşılmasına neden olmuştur.
Hukuk Genel Kurulu'nun 2.3.1983 gün ve 1980/13-1239 esas, 1983/186 karar sayılı kararı, 13. Hukuk Dairesi'nin 3.11.1977 gün ve 4329/4640 sayılı bozma kararına karşı direnme üzerine verilmiş olup, bu kararda Özel Dairenin bozma gerekçesi benimsenmemiş ve olayda BK.nun 117. maddesi hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı ifade edilmiş ve mahkeme kararı başka bir gerekçe ile bozulmuş ise de, karar düzeltme yoluna başvurulduğundan Hukuk Genel Kurulu, 30.9.1983 gün ve 1983/13-566 esas, 1983/863 karar sayılı kararında bu defa Özel Daire bozma kararındaki gerekçeleri benimsemiştir. Böylece, 2.3.1983 günlü kararın gerekçesi kaldırılmış olduğundan önceki gerekçe, içtihat aykırılığından sözedilmesine neden olamaz.
13. Hukuk Dairesi'nin 17.10.1983 gün 5503 esas, 7062 karar sayılı kararı ise aynı Dairenin önceki kararları ve Hukuk Genel Kurulu'nun 30.9.1983 günlü kararı ile aynı doğrultudadır.
İçtihadı birleştirme kararları, içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla alınır. Belirlenen durum itibariyle halen bir içtihat uyuşmazlığı bulunmadığından içtihatların birleştirilmesine gerek yoktur.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle içtihadı birleştirmeye gerek olmadığına, 9.12.1985 gününde 2/3'ü aşan oyçokluğu ile karar verildi.