Yorgun gecenin sozcusu
Bir paradoks


Daha cok calismak, daha daha cok kazanmak, vakitlerin daralmasi, daha cok zamana ihtiyac duymak, daha daha cok parcalara bolunmek, lime lime edilmek, kisim kisim tuketilmek.. anlamina gelmiyor mu?

Kazandikca daha luks kisimlara bolusturulup harcaniyorsunuz, altin bir kafeste sunuluyor size aslinda size ait olan hayatin ucundan kiyisindan parcalari, bitmek tukenmek bilmeyen bir dongu, bir kartopuyken , sarmal bir yolculukla bir ciga donusuyorsunuz, beyninizin her bir milimetrekaresi isgal
edilmis, farketmenize de izin vermiyorlar, kendinizi dusunecek zamaniniz yok..

Hareketlendikce bir agirlasma..Cogaldikca yorgunluk

Oysa bize ogretilen bu degildi.. Karalamasi yapilan muhtemel yasam cizelgesi de bu degildi.. Cok yoruluyorduk okullarda cook..ama bunlar ileride buyudugumuzde rahat etmemiz icindi..Cok calisirsak buyur adam olurduk, is,ev,bark sahibi olurduk, kendi hayatimizin efendisi olurduk.. Evet olduk,
kendi hayatlarina katleden acimasiz efendiler

20.yuzyil feminizmin zaferiydi diyordu bir kitabinda emre yilmaz, ardindan da ekliyordu: ...oysa yalnizca evde yan gelip yatma ozgurluklerini kaybetti kadinlar , o kadar..

Korkunc paradokslari iceren baska tespitleri de vardi, gulelim mi, yoksa dusunelim mi sahiden

Farkinda miyiz bilmiyorum, insanoglunun modernlesmesi, gercekten kendine yapabilecegi en buyuk kotuluk oldu sanki. Yemek, isinmak, barinmaktan ibaret ihtiyaclar, avlanmak ve gunun bir bolumu yorulmaktan ibaretken bugun yemek,isinmak,barinmak medyanin pompalamasiyla ihtiyac olmaktan cikarak birer statu sembolune donustuler, sahiciliklerini yitirdiler

Bugunun insani, yarinin rahatligini saglayabilmek adina acimasiz bir efendi zihniyetiyle hem beynini hem bedenini calistiriyor

Ne icin? Yarinin rahati icin..Acaba "yarin" ne zaman gelir, kime gore belirlenecek "yarin" in vadesi ve neye gore?

Yeni zenginlik kaynaklari yaratiyor ve daha sonra onlara tapiniyoruz..Ve hatta savasiyoruz!

Yaptigimiz is baskalarina yardimimiz dokunmasi. Haklari savunmak, adaleti teslim etmek..Adalet de "mulkun" temeli. Tum uyusmazliklarin, tum husumetlerin temelinde bir bicimde "para" var. Birinin parasini digerine verebilmek icin para aliyoruz, paramiz icin devlete gidip para oduyoruz, aldigimiz karari infaz edebilmek icin yine devlete para veriyoruz, nihayetinde birinin parasini alip digerine teslim ediyoruz.. Dongunun tum taraflarinda para dedigimiz sey olmasaydi, bunca faaliyet ve sorun olmayacakti!

Yine E.Yilmaz'in kitabindan bir alintiyla bitiriyorum:

"-Neden yan gelip yatiyorsun diye sormus adam sandalinda guneslenen balikciya:

-Sen neden calisiyorsun diye sormus balikci adama:

-İleride mutlu ve rahat olmak icin

Balikci yanit vermis:

-Ben zaten mutlu ve rahatim"

?