Mesajı Okuyun
Old 14-06-2007, 18:45   #20
mutlakadalet

 
Varsayılan

Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
MADDE 125 (1) “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi...”

Hakaret suçunun tehlike suçu olması hasebiyle, söylenen sözlerin yahut isnat edilen olgunun, mağdurun başkaları nezdindeki saygınlığının azalması yahut yok olması sonucunu doğurması gerekmez.

Yine bu konuda pasif süjenin hassasiyetleri de önem taşımaz. Önemli olan; söylenen sözlerin, ortalama değer yargılarına göre tehlike oluşturabilecek mahiyette olmasıdır.

Şu bir gerçektir ki; bir ibarenin incitici, aşağılayıcı olup olmadığının tespiti son derece zordur. Bu konuda objektif ölçütlere dayanmak gerekir. Şöyle ki; söz konusu davranış, somut olarak yaşanılan sosyal çevrede saygınlığı azaltacak derecede ise hakaret suçu oluşacaktır. Bu bakımdan; söylenen sözün, ciddi bir toplantıda yahut bir eğlence sırasında söylenmiş olması, suçun oluşup oluşmadığına etki edecektir.

Söylenen sözlerin ortalama değer yargılarına göre hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığının tespitinde;meslek grubu, değerler, sosyal çevre, bulunulan konum, bulunulan zaman gibi ölçütler kullanılmaktadır.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde ilgili olayı ele alırsak; keşif sırasında bir avukat tarafından ilgili keşfi yapacak olan hâkime: “Canım, sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikâyet ederim” sözleri sarf edilmiştir.

Olayın somut özellikleri göz önüne alındığında, bu sözlerin gergin bir ortamda söylendiği düşünülebilir. Bu belirlemeden hareketle sarf edilen sözleri, gergin ortamın getirmiş olduğu duyguların imalı bir biçimde dışa yansıması olarak görebiliriz.

Ancak, yalnızca bu şekilde bir varsayımdan hareket ederek hüküm kurmamız doğru olmayacaktır. Şu halde söz konusu sözlerin hangi şartlar altında söylendiği doğrultusunda getirmiş olduğumuz varsayım, tanık beyanları ile de sübuta ererse, suçun oluştuğunu kabul etmemiz gerekir; ancak delil olarak elimizde yalnızca bu sözler var ise, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereği suçun oluşmadığını kabul etmemiz gerekecektir.

Saygılarımla.