Sayın meslektaşım, beden tamlığıının ihlaline dayalı açacağınız bu davanın hem davacı hem davalı açısından ne denli ciddi sonuçları olabileceğini ancak böyle bir davayla karşılaştığımda anlamıştım.Ciddi anlamda maddi tazminatlar sözkonusu olabiliyor.Tabii bunun yanında manevi tazminatı cabası.Bu nedenle nacizane önerim çok iyi araştırarak hatta bu konuda yazılmış bir kitap edinerek bu davayı açmanız ve yürütmenizdir.Örneğin aklıma ilk gelen iki durum:Birincisi yaralanan kişinin yakınlarının manevi tazminat talep edebilmeleri, BK m.47'den kaynaklanmakta olup bu maddede yakınlardan söz edilmiyor ve dolayısıyla yakınlar için hükmedilecek tazminat BK m.49'a göre hükmediliyor.Yargıtay da bu maddenin uygulanabilmesi ve yakınlara da manevi tazminata hükmedilebilmesi için diğer kıstasların yanında ayrıca iki kıstas arıyor:Birincisi yakının ağır yaralanması gerekiyor.İkincisi de yakının bu nedenle sosyal kişilik değerlerinde zarar meydana gelmesi gerekiyor.Yani sadece yakınım yaralandı üzüldüm kıstasını kabul etmiyor.Aklıma gelen diğer durum ise:Bu tür davalarda kısmi dava açılıp bilirkişi raporuna göre ek dava açılması ya da davanın ıslah edilmesi durumunda -ki siz de böyle yapacakmışsınız- bazı handikapların bulunması.Mesela kısmi dava ancak o miktar için zamanaşımı süresini kesiyor.Yani aradan uzun bir süre geçtikten ve zamanaşımı da dolduktan sonra yapacağınız ıslahta zamanaşımı itirazı ile karşılaşabilirsiniz.Daha bir çok nokta var ve bu yüzden bir kitap edinerek işe başlamanızı tekrar öneriyorum.Belki bundan sonra manevi tazminat miktarı konusundaki fikriniz de netleşebilir.Saygılarımla