Mesajı Okuyun
Old 12-06-2007, 16:51   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Şener,
Maaş bordrosu işçi tarafından imzalanmamışsa kendisi tarafından imzalanmamışsa bordro tek başına işçi aleyhine delil teşkil etmez.Maaş bordroları tek taraflı düzenlenen belgelerden olup,bu takdirde aksinin ispatı her türlü delil ile birlikte değerlendirilmelidir.Yargıtay'ın görüşü bu yönde ...

Saygılarımla
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/16453

K. 2001/1392

T. 30.1.2000

• ÜCRET ALACAĞI TALEBİ ( Bordroların Bir Kısmında İşçinin İmzasının Bulunmaması - Ödendiğinin İspatının Davalı İşverene Düşeceği )

• ÜCRET BORDROSU ( Bir Kısmında İşçinin İmzasının Bulunmaması - Kayıtlar ve Defterler Değerlendirilerek Gerçek Durumun Bordrolara Yansıtılmış Olup Olmadığının Tesbiti Gereği )

• İSPAT YÜKÜ ( Ücret Alacağı Talebi/Bordroların Bir Kısmında İşçinin İmzasının Bulunmaması - Ödendiğinin İspatının Davalı İşverene Düşeceği )

• FAZLA MESAİ ALACAĞI ( Muhasebe Müdürü İşçinin Çalışma Saatlerini Kendisinin Düzenlendiğinden Söz Edilerek Karar Verilmemesinin Hatalı Olduğu )

1475/m.30, 35


ÖZET :Muhasebe müdürü olması dolayısıyla davacının ücretlerini almamış olması zayıf bir ihtimal gibi gözükse de, ücretin ödendiğinin ispatı davalı işverene düşer. İşverenin ibraz ettiği ücret bordrolarının bir kısmında davacının imzasının bulunmamasının üzerinde durulması, kayıt ve defterlerin incelenmesi gereklidir.
Muhasebe müdürü işçinin, çalışma saatlerini kendisinin düzenlendiğinden söz edilerek fazla mesai alacağına karar verilmemiş olması hatalıdır.
DAVA Taraflar arasındaki, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin parası, hafta, bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30/01/2000 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı davalıya ait oto servisi işyerinde muhasebe müdürü olarak çalışmakta iken bu çalışma süresi içinde ücretlerinin bir kısmının ödenmediğini iddia ederek ücret alacakları isteğinde bulunmuştur.
Dosya içinde mahkemece de değerlendirmeye tabi tutulmuş olan ücret bordroları mevcut olup bunlardan bir kısmında davacının imzasının bulunmadığı, diğerlerinde bulunduğu görülmektedir.
Mahkemece muhasebe müdürü olması dolayısıyla davacının ücretlerini almamış bulunmasının kabul edilemeyeceği görüşü vurgulanarak bu istek de reddedilmiştir.
Ücretin ödendiğinin ispatı davalı işverene düşer. İşverenin ibraz ettiği ücret bordrolarının bir kısmında davacı işçinin imzası bulunmamasının üzerinde durulması gerekir. Her ne kadar muhasebeci olduğu için ücretlerini almamış olması zayıf bir ihtimal gibi görünmekte ise de, bu konuda tereddütlerin ortadan kaldırılabilmesi için işyerine ait tüm defter ve kayıtların ücret bordroları ile birlikte bir incelemeye tabi tutulması yerinde olur. Büyük miktarda işlerin yapıldığı böyle bir işyerinde personel ücretlerinin de kayıtlı olduğu defterler ve diğer belgelerin de mevcudiyeti kabul edilmelidir. Bu kayıtlar ve defterler değerlendirilerek gerçek durumun bordrolara yansıtılmış olup olmadığı ve davacının nezdinde çalışan diğer muhasebe elemanlarına anılan aylarda ücretlerin ödenip ödenmediği ve davacının muhasebecilik göreviyle birlikte ücretlerin ödenmesinde bizzat görevli olup olmadığı, bu tür ödemelerin yapılmasında kendisinin ne derece etkili ve yetkili olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Mahkemece bu konuda kesin bir kanaate varılamadığı taktirde yemin teklifi üzerinde de durularak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması hakkaniyet ve adalet ilkelerine uygun düşer.
Yukarda belirtildiği şekilde araştırma yapılması, ihtiyaç duyulduğu taktirde bir muhasebeci vasıtasıyla inceleme yaptırılarak alınacak rapor bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
3- Davalı tanıkları davacının haftada 2.5 saat fazla mesai yaptığını açık ve kesin bir şekilde belirtmişlerdir. Bu durum karşısında muhasebe müdürü sıfatı bulunan kişinin çalışma saatlerini de kendisinin düzenlediğinden sözedilerek fazla mesai alacağına karar verilmemiş olması da hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.1.2000 gününde oybirliği karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/734

K. 2004/23513

T. 19.10.2004

• ÜCRET ALACAĞI TALEBİ ( İşçinin İşverence İbraz Edilen Ücret Bordrosundaki İmzaya İtiraz Etmesi - Mahkemece İmza İncelemesi Yapılması Gereği )

• İMZA İNCELEMESİ YAPILMASI MECBURİYETİ ( Ücret Alacağı Talebine İlişkin Davada İşçinin İşverence İbraz Edilen Ücret Bordrosundaki İmzayı İnkar Etmesi )

• İŞÇİLİK ALACAKLARI TALEBİ ( İşçinin İşverence İbraz Edilen Ücret Bordrosundaki İmzaya İtiraz Etmesi - Mahkemece İmza İncelemesi Yapılması Gereği )

• BORDRODAKİ İMZAYI İŞÇİNİN İNKAR ETMESİ ( Mahkemece İmza İncelemesi Yaptırılması Gereği - Ücret Alacağı Talebi )

1475/m.26

2004/m.68a


ÖZET : Davacı işçi, işverence sunulan ücret bordrolarına imza yönünden itiraz etmiş, ancak mahkemece bu konu üzerinde durulmamış ve imza incelemesine gidilmemiştir. Diğer yandan davalı işverene de davacının sunduğu 31.7.2001 tarihli bordroya karşı diyecekleri sorulmamıştır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmaksızın sonuca gidilmesi hatalıdır. Öncelikle davacının imzaya itirazı üzerinde durulmalı, ayrıca davalı tarafa davacının sunduğu ücret bordrosuna karşı diyecekleri sorulmalıdır. Daha sonra dosyadaki tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak gerçek ücretin tespitine gidilmelidir. Buna göre ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktasında bir karar verilmeli, ayrıca ücretin bilirkişinin hesaplamada dikkate aldığından daha farklı olduğu kabul edildiği takdirde kıdem tazminatı ile izin ücreti ve fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden bilirkişiden ek rapor alınmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai ve maaş alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.10.2004 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat M. A. K. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında davacının aylık ücretinin miktarı tartışmalıdır. Davalı işveren imzalı ücret bordrolarına dayanmış, davacı işçi ise 31.7.2001 tarihli bir bordroyu sunmuştur. Buna göre dosya içinde 31.7.2001 tarihli iki farklı ücret bordrosu bulunmaktadır. Bunlardan işverenin sunduğu bordroda asgari ücret, davacının ibraz ettiği bordroda ise 500.000.000 TL. net ücret gösterilmiştir. Davacı işçi, işverence sunulan ücret bordrolarına imza yönünden itiraz etmiş, ancak mahkemece bu konu üzerinde durulmamış ve imza incelemesine gidilmemiştir. Diğer yandan davalı işverene de davacının sunduğu 31.7.2001 tarihli bordroya karşı diyecekleri sorulmamıştır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmaksızın sonuca gidilmesi hatalıdır.
Öncelikle davacının imzaya itirazı üzerinde durulmalı, ayrıca davalı tarafa davacının sunduğu ücret bordrosuna karşı diyecekleri sorulmalıdır. Daha sonra dosyadaki tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye. tabi tutularak gerçek ücretin tespitine gidilmelidir. Buna göre ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktasında bir karar verilmeli, ayrıca ücretin bilirkişinin hesaplamada dikkate aldığından daha farklı olduğu kabul edildiği takdirde kıdem tazminatı ile izin ücreti ve fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden bilirkişiden ek rapor alınmalıdır. Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 375.000.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/9-260

K. 2005/283

T. 27.4.2005

• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davacı İşçinin Aylık Ücretinin Taraflar Arasında Tartışmalı Olması - Aynı Nedenle İş Sözleşmesi Sona Eren Kişilerin Anlatımlara Göre Sonuca Gidilmesinin Doğru Olmadığı )

• BORDRODAKİ ÜCRETLER ( İşçilik Alacakları Davası/Davacının Aynı Nedenle İş Sözleşmesi Sona Eren Kişilerin Anlatımlara Dayanması - Davalı Tanıklarının Bordrodaki Ücreti Doğrulaması/Hesaplamada Bordrodaki Ücrete İtibar Edileceği )

• ÜCRETİN BORDRODA GÖSTERİLENDEN DAHA YÜKSEK OLDUĞU İDDİASI ( İşçilik Alacakları Davası - Aynı Nedenle İş Sözleşmesi Sona Eren Kişilerin Anlatımlara Göre Sonuca Gidilmesinin Doğru Olmadığı )

• KIDEM TAZMİNATI ( Ücretin Bordroda Gösterilenden Daha Yüksek Olduğu İddiası - Aynı Nedenle İş Sözleşmesi Sona Eren Kişilerin Anlatımlara Göre Sonuca Gidilmesinin Doğru Olmadığı )

1475/m. 14,26


ÖZET : Davacı işçinin aylık ücretinin miktarı taraflar arasında tartışmalıdır. Davalı işveren davacının imzasını taşıyan aylık ücret bordrolarına dayanmış, davacı ise ücretin bordroda gösterilenden daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davacının iddiasına değer verilerek yapılan hesaplamaya göre istek konusu kıdem tazminatı ile diğer işçilik haklarının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tanıkları ücret konusunda davacının iddiası doğrultusunda anlatımda bulunmuşlarsa da aynı nedenle iş sözleşmesi sona eren kişiler olmaları sebebiyle salt bu anlatımlara göre sonuca gidilmesi doğru olmaz. Diğer yandan davalı tanıkları bordrolarda geçen ücreti doğrulamışlardır. Böyle olunca bordrolarda yazılı olan ücrete itibar edilerek davaya konu tazminat ve diğer işçilik hakları hesaplanmalıdır. Mahkemece, gerekirse bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak sonuca gidilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki "işçilik alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kemer Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.01.2004 gün ve 2002/276 E. 2004/22 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21.09.2004 gün ve 2004/12147-19498 sayılı ilamı ile;
( ... 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin aylık ücretinin miktarı taraflar arasında tartışmalıdır. Davalı işveren davacının imzasını taşıyan aylık ücret bordrolarına dayanmış, davacı ise ücretin bordroda gösterilenden daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davacının iddiasına değer verilerek yapılan hesaplamaya göre istek konusu kıdem tazminatı ile diğer işçilik haklarının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tanıkları ücret konusunda davacının iddiası doğrultusunda anlatımda bulunmuşlarsa da aynı nedenle iş sözleşmesi sona eren kişiler olmaları sebebiyle salt bu anlatımlara göre sonuca gidilmesi doğru olmaz. Diğer yandan davalı tanıkları bordrolarda geçen ücreti doğrulamışlardır. Böyle olunca bordrolarda yazılı olan ücrete itibar edilerek davaya konu tazminat ve diğer işçilik hakları hesaplanmalıdır. Mahkemece, gerekirse bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak sonuca gidilmelidir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.04.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/24571

K. 2005/13555

T. 18.4.2005

• ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMA ( Uzun Yıllardan Beri Usta Olarak Çalıştığı Anlaşılan Bir Kimsenin Asgari Ücret İle Çalıştığı Kabul Edilemez İse De Hesaplamalara Baz Alınan Ücretin Gerçeği Yansıtıp Yansıtmadığı Da Araştırılması Gereği )

• USTA İŞÇİ ( Uzun Yıllardan Beri Usta Olarak Çalıştığı Anlaşılan Bir Kimsenin Asgari Ücret İle Çalıştığı Kabul Edilemez İse De Hesaplamalara Baz Alınan Ücretin Gerçeği Yansıtıp Yansıtmadığı Da Araştırılması Gereği )

• GERÇEK ÜCRETİN ARAŞTIRILMASI ZORUNLULUĞU ( Fesih Tarihindeki Ve Diğer İşçilik Haklarının Gerçekleştiği Tarihteki Ücretin Ne Olabileceğinin Davacının Kıdemi Yaptığı İş Ve İşyerinin Özellikleri Dikkate Alınarak Meslek Kuruluşundan Sorulması Gereği )

• İŞÇİNİN ÜCRETİ ( Gerçek Ücretin Saptanabilmesi İçin Fesih Tarihindeki Ve Diğer İşçilik Haklarının Gerçekleştiği Tarihteki Ücretin Ne Olabileceğinin Davacının Kıdemi Yaptığı İş Ve İşyerinin Özellikleri Dikkate Alınarak Meslek Kuruluşundan Sorulması Gereği )

1475/m.13,14,26,35


ÖZET : Gerçek ücretin saptanabilmesi için fesih tarihindeki ve diğer işçilik haklarının gerçekleştiği tarihteki ücretin ne olabileceğinin davacının kıdemi, yaptığı iş ve işyerinin özellikleri dikkate alınarak meslek kuruluşundan sorulmalı ve alınacak cevaba göre hüküm kurulmalıdır. Uzun yıllardan beri usta olarak çalıştığı anlaşılan bir kimsenin asgari ücret ile çalıştığı kabul edilemez ise de hesaplamalara baz alınan ücretin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da araştırılması gereken bir konu niteliğindedir.
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında, davacının almakta olduğu ücretin miktarında uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.
Davalı savunmasında davacının asgari ücretle çalıştığını ileri sürmektedir. Davacı ise aylık net 460.000.000TL aldığını dava dilekçesinde açıklamıştır. Gerçek ücretin saptanabilmesi için fesih tarihindeki ve diğer işçilik haklarının gerçekleştiği tarihteki ücretin ne olabileceğinin davacının kıdemi, yaptığı iş ve işyerinin özellikleri dikkate alınarak meslek kuruluşundan sorulmalı ve alınacak cevaba göre hüküm kurulmalıdır.
Gerekçede belirtildiği üzere uzun yıllardan beri usta olarak çalıştığı anlaşılan bir kimsenin asgari ücret ile çalıştığı kabul edilemez ise de hesaplamalara baz alınan ücretin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da araştırılması gereken bir konu niteliğindedir. Az önce açıklandığı üzere durumun açıklığa kavuşturulması için meslek odasından ücretinin tahkik edilmesi zorunludur. O halde karar bu yönden bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3877

K. 2003/17102

T. 15.10.2003

• YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞI ( Kullandığının Ancak İşçinin İmzasını Taşıyan İzin Defteri Veya Belgesi ile İspat Edilebileceği - İşverenin Feshi Haklı Olduğundan Reddine Karar Verilemeyeceği )

• İŞVERENİN HAKLI FESHİ ( Feshin Haklı Olması Nedeniyle Yıllık Ücretli İzin Alacağının Reddine Karar Verilemeyeceği )

• ÜCRET ALACAĞI ( Ödendiğine İlişkin İşverence Davacı İmzasını Taşıyan Ödeme Belgesi Bulunmadığı Takdirde Alacağın Kabulüne Karar Verilmesi Gereği )

• FAZLA ÇALIŞMA ( Tanıkla da Kanıtlanması Mümkün Olduğu - Davacı ve Davalı Tanıklarının Anlatımları Değerlendirmeye Tabi Tutularak Karar Vermek Gereği )

1475/m.35,42,52


ÖZET : 1475 sayılı İş Kanununun 52 ve sonraki maddeleri ve yıllık ücretli izin yönetmeliğine göre, işçinin yıllık ücretli izin kullandığı ancak işçinin imzasını taşıyan izin defteri veya belgesi ile ispat edilebilir. İşveren böyle bir belge ibraz etmediğine göre bilirkişi tarafından hesaplanan bu alacağın kabulüne karar vermek gerekirken işveren feshi haklı olduğundan bu isteğin de reddine karar verilmesi hatalıdır.
Davacı işçinin ücret alacağının ödendiğine ilişkin işverence davacı imzasını taşıyan ödeme belgesi bulunmadığı takdirde bu alacağın da kabulüne karar verilmesi gerekirken bu alacakla ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
Davacı fazla çalışma ücreti alacağın tanıkla da kanıtlanması mümkün olduğundan davacı tanığı ve davalı tanıklarının davacının işi ve çalışma saatlerine ilişkin anlatımları bir değerlendirmeye tabi tutularak günlük 7.5 saat, haftalık 45 saati aşan çalışmaları bulunduğunda bu alacağın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı, ücret, fazla mesai ve yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-1475 sayılı İş Kanununun 52 ve sonraki maddeleri ve yıllık ücretli izin yönetmeliğine göre, işçinin yıllık ücretli izin kullandığı ancak işçinin imzasını taşıyan izin defteri veya belgesi ile ispat edilebilir. İşveren böyle bir belge ibraz etmediğine göre bilirkişi tarafından hesaplanan bu alacağın kabulüne karar vermek gerekirken işveren feshi haklı olduğundan bu isteğin de reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin ücret alacağının ödendiğine ilişkin işverence davacı imzasını taşıyan ödeme belgesi bulunmadığı takdirde bu alacağın da kabulüne karar verilmesi gerekirken bu alacakla ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
4-Davacı fazla çalışma ücreti isteğinde bulunmuş, bilirkişi işyerinde puantaj bordrosu tutulmadığından fazla çalışma hesabı yapmamış mahkemece de bu alacakla ilgili herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu alacağın tanıkla da kanıtlanması mümkün olduğundan davacı tanığı Mehtap Ö.in ve davalı tanıklarının davacının işi ve çalışma saatlerine ilişkin anlatımları bir değerlendirmeye tabi tutularak günlük 7.5 saat, haftalık 45 saati aşan çalışmaları bulunduğunda bu alacağın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/5424

K. 2001/8578

T. 17.5.2001

• ÜCRET BORDROSU VE PUANTAJ CETVELLERİ ( İşçi Tarafından İmzalı - Aynı Aylara Ait Fazla Mesai İsteği İle Dava Açarak Hak Talebinde Bulunulamayacağı )

• FAZLA MESAİ ÜCRETİ ( İşçi Tarafından İmzalı Bordrolar - Aynı Aylara Ait Fazla Mesai İsteği İle Dava Açarak Hak Talebinde Bulunulamayacağı )

• İSBAT YÜKÜ ( Fazla Mesai Ücretinin Ödenmesi - İşverene Düşeceği )

• FAZLA MESAİ ÜCRETİ ( Alacak Miktarlarının Dönem Dönem O Tarihteki Ücretler Üzerinden Tesbit Yoluna Gidilmesi Gereği )

1475/m.35, 30


ÖZET : Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, işçi tarafından imzalı bordrolarda fazla mesai sütununda yer verilmiş fakat davacı bordro muhteviyatını alırken ihtirazi kayıtta bulunmamış ise, aynı aylara ait fazla mesai isteği ile dava açarak hak talebinde bulunamaz. Aksi halde işçiye mükerrer ödeme yapılmış olur. Bu yüzden davanın açılış tarihine göre son beş yıllık döneme ilişkin fazla mesai isteğinin kabulü hatalıdır.
Davacının fazla mesai alacağı bulunduğu takdirde; Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları uyarınca alacak miktarlarının dönem dönem o tarihteki ücretler üzerinden tespiti yoluna gidilmelidir.
DAVA : Davacı, fazla çalışma ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, davalı Belediyenin akaryakıt istasyonunda çalıştığı Cumartesi günlerine ait fazla mesai karşılığı ücretin ödenmediğini ileri sürerek alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren davanın açılış tarihine göre son beş yıla ait bordrolar ile puantaj cetvellerini ibraz ederek Cumartesi günleri dahil yapılan tüm fazla mesailerin davacıya ödendiğini savunmuş ancak zamanaşımı definde bulunmamıştır. Daha önceki döneme ait bordro ve puantaj kayıtlarının muhafazasının güçlüğü nedeniyle imha ettiğini bildirmiştir.
Gerçekten son beş yılın ücret bordrolarında ve eki puantaj cetvellerinde davacının haftalık ne kadar fazla mesai yaptığı açık ve kesin şekilde gösterildiği ancak imzalı olan bu bordrolarda davacı işçinin ihtirazı kayıtta bulunmadığı görülmektedir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre, işçi tarafından imzalı bordrolarda fazla mesai sütununda yer verilmiş, fakat davacı bordro muhteviyatım alırken ihtirazı kayıtta bulunmamış ise, aynı aylara ait fazla mesai isteği ile dava açarak hak talebinde bulunamaz. Zira aksi halde işçiye mükerrer ödeme yapılması sonucu ile karşılaşılır. Bu itibarla davanın açılış tarihine göre son beş yıllık döneme ilişkin fazla mesai isteğinin kabulü doğru değildir.
Daha önceki döneme gelince davacı, fazla mesai yaptığını ücretinin ödenmediğini, davalı ise, yapılan fazla mesailer karşılığı ücretin ödendiğini ancak, tüm belge ve kayıtların imha edildiğini savunduğuna göre, bu iddia ve savunma üzerinde durularak bir değerlendirme yapılmalıdır. Gerçekten bu durumda uyuşmazlık fazla mesai alacağının ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Ödemenin yapıldığını isbat etmek borçlu işverene düşer.
Bu durumda evrakın imha tutanağı üzerine durulmalı, gerekli gördüğü takdirde işverene yemin teklifi hatırlatılarak bu prosedürün uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi doğru olur.
Bu araştırmalar sonucunda davacının bir fazla mesai alacağı bulunduğu takdirde; Dairemizin yerleşmiş uygulamaları uyarınca bu alacak miktarlarının dönem dönem o tarihteki ücretler üzerinden tesbit yoluna gidilmelidir.
Eksik ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.5.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.