Buradaki üstatların yazılarının tamamını okuduktan sonra bende kendi fikrimi beyan etmek isterim.
Özelde Avukatlık mesleği, genelde de hukukçu kimliği yapısı gereği özel bir yeri ve farklılaşmayı gerektirmektedir. Yurtdışında özellikle İngiltere de görülen şekli şartlar ve teamüller bu yapının bir sonucudur. Bu sadece hukukçunun kimliği ile ilgili olmayıp aynı zamanda hukukun uygulandığı alanlarda da örneğin adliye binalarında da söz konusudur. Tecrübe eden arkadaşların bileceği üzere özellikle yurtdışında bir çok adliye binası geniş bir hol ve yüksek girişe sahiptir. (Kötü bir örneği için Bakırköy Adliye Sarayını örnek verebilirim) Bütün bunların amacı bu işin çok ciddi olduğunu ve adalet dağıtıldığını herkese göstermektir. Özelde kravat konusuda bu durum ile paralellik gösterir. Avukatın giyiminden konuşmasına sahip olduğu tavır onu oradaki alelade birinden ayıracak ve bir hukukçu kimliğine sokacaktır. Civciv sarısı gömlek altına kapri pantolon ile dolaşmak ve "Önemli olan dış görünüş değil, fiiliyatta ne yaptığınızdır" demek asla yeterli olamaz. Mesleğimizde olduğu gibi bazı meslek grupları sadece sonuca ulaşmak için icra edilemez. Bu işin belli bir "merasim" içinde yapılması ve bunun korunması gerekmektedir.
Saygılarımla