Mesajı Okuyun
Old 26-05-2007, 02:40   #5
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Bence kurum, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hareket etmektedir. Zira sigorta, türüne göre olası riskleri tazmin amacı gütmektedir mantık olarak. Yaşlılık sigortası da; kişinin çalışamaz hale geldiği (emekli olduğu) dönemden sonraki yaşam giderlerini karşılama amaçlıdır. Kişi öldüğü taktirde, ortada sigorta edilebilecek bir yaşam da kalmadığından; kurumun işbu takibinde haklı olduğunu düşünüyorum. Yani cevap sigorta mevzuunun ana mantığında gizli. SSK'nda hüküm olup olmaması bu durumu değiştirmiyor. Ayrıca, maaş hangi yolla çekiliyormuş? Bu da çok önemli bir husus bence. Eğer müvekkilleriniz, parayı çekenin kendileri olmadığını kanıtlayamazlarsa; bu bedellerden sorumlu olacaklardır.

Belki, ödedikten sonra; ölümü nüfusa bildirmeyen hastanenin sorumluğundan ve rücuu imkanından bahsedilebilir. Ancak bildiğim kadarıyla sizin müvekkilinizin, ölenin yakını olarak ölümü belediyeye bildirmesi zorunlu. En azından defin esnasında belediyeden gerekli izinler için belediyenin ölümden haberdar olduğu; nüfusa bildirimi belediyenin yaptığını biliyorum.

Ayrıca bence ilk yapılması gereken; müvekkillerinizin ölen kişiye ait evrakları kişi hakkında suç duyurusunda bulunmak. İtirazın iptali davasında ileri süreceğiniz savlarınız için soruşturma dosyası ve toplanan deliller delil teşkil edecektir.

Bu arada bir karar da buldum ve bilginize sunuyorum. Kolay gelsin..

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/9764
Karar: 2002/10286
Karar Tarihi: 27.12.2002
(818 S. K. m. 61)
Dava: Davac
ı, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 126.455.414 liranın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Karar: Dava, yaşlılık aylığı almakta iken 15.08.2000 tarihinde vefat eden sigortalının 21.08.2000-21.09.2000 döneminde hak etmediği yaşlılık aylığı tutarının sigortalının banka hesabından haksız olarak çekildiği iddiası ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak davalılardan istirdatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu meblağın 21.08.2000-21.09.2000 dönemine ilişkin yaşlılık aylığı olduğu, sigortalının ölümünden sonraki bu döneme ait yaşlılık aylığının hak edilmediği, hak edilmediği halde sigortalının banka hesabından çekerek mamelekinde haklı bir nedene dayanmaksızın artma meydana gelen mirasçının davalı N... olduğu anlaşıldığından; davalı N... mamelekinde meydana gelen bu artışı Borçlar Kanununun 61 v.d maddelerinde düzenlenen haksız zenginleşme hükümlerine göre iade ile yükümlüdür.
Ne var ki, banka hesabından çekilen meblağ davalı N... tarafından 26.06.2002 tarihinde Kurum hesabına yatırılmıştır. Buna göre paranın sigortalının banka hesabından çekildiği tarihten davalı tarafından Kurum hesabına yatırıldığı tarihe kadar ki işleyen faizin hesap edilerek davalı N...'den tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.