Mesajı Okuyun
Old 25-05-2007, 17:56   #5
Kilimanjaro

 
Varsayılan

Konuyla ilgili bir Yargıtay kararını sizlerle paylaşmak istiyorum:


T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/9001
K. 2004/3302
T. 16.3.2004

634/m.19,20

ÖZET : Binanın depremde hasar gördüğü sabittir. Yapılan keşif ve alınan raporlara göre; binanın orta hasarlı olduğu, oluşacak bir depreme dayanamayacağı ve mevcut haliyle kullanılmasının sakıncalı bulunduğu, bu nedenle onarım ve güçlendirme yapılmasının gerektiği belirlenmiştir. Şu durumda, binanın mevcut haliyle içinde oturanların can güvenlikleri, sağlıkları açısından risk oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu olumsuzluğun giderilmesi için tüm oturanların giderlere katılması gerekmektedir. Binada henüz kat mülkiyetinin kurulmamış olması böyle bir istemde bulunmaya engel değildir. Bu durum davalıların da yararınadır. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 8/3/2000 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i ve ortak gidere katılmalarının istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda: Mahkemece davanın reddine dair verilen 28/2/2003 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle daha önceden belirlenen 16/3/2004 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan asil ...... ve vekili geldi karşı taraftan davalılar adlarına kimse gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Davacılar, davalılarla birlikte malik oldukları apartmanın depremde orta dereceli hasar gördüğünü, can ve mal güvenliği açısından binanın sağlamlaştırılması yolunda yapılması gereken giderlere davalıların muvaffakat etmediklerini belirterek, uyuşmazlığın giderilmesini, onarım maliyetine tüm maliklerin arsa payları oranında katılmalarının ve hisselerine düşen miktarın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece dava reddedilmiştir.
Binanın depremde hasar gördüğü sabittir. Yapılan keşif ve alınan raporlara göre; binanın orta hasarlı olduğu, oluşacak bir depreme dayanamayacağı ve mevcut haliyle kullanılmasının sakıncalı bulunduğu, bu nedenle onarım ve güçlendirme yapılmasının gerektiği belirlenmiştir. Şu durumda, binanın mevcut haliyle içinde oturanların can güvenlikleri, sağlıkları açısından risk oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu olumsuzluğun giderilmesi için tüm oturanların giderlere katılması gerekmektedir. Binada henüz kat mülkiyetinin kurulmamış olması böyle bir istemde bulunmaya engel değildir. Bu durum davalıların da yararınadır. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davacılar vekili için takdir olunan 375.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/3/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.