Mesajı Okuyun
Old 24-05-2007, 11:31   #5
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı, sigorta ettirenin işlettiği motorlu araç sebebiyle üçüncü kişilere verdiği zararları onun adına karşılamak suretiyle, hem üçüncü şahısları hem de sigorta ettireni korumaktır.

Bu anlamda malik olmayan araç sürücüsü 3. şahıs değil işletenin yardımcısıdır.

Ancak Yargıtay'ın aksi yönde kararları mevcuttur.

Sigorta şirketleri; Yargıtay'ın (eleştirdikleri) bu yöndeki kararlarına rağmen malik olmayan araç sürücüsü tarafından kendilerine dava açmadan yöneltilen tazminat taleplerini kabul etmemektedirler. (Bu durum dava açılmasına elbette engel teşkil etmez)

T.C.
YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/6240
K. 2002/11024
T. 28.11.2002

• DESTEK TAZMİNATI ( Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümü - Zorunlu Trafik Sigortası/Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Sorumlu Olacağı )

• SİGORTACININ SORUMLULUĞU ( Zorunlu Trafik Sigortası - Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümünden Sorumlu Olacağı )

• ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ( Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümünden Sorumlu Olacağı )

• MALİK OLMAYAN SÜRÜCÜNÜN ÖLÜMÜ ( Zorunlu Trafik Sigortası - Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Sorumlu Olacağı )
2918/m.85/1, 91, 92
818/m.45

ÖZET : Zorunlu trafik sigortasında, sigortacı, işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine aldığından, malik olmayan araç sürücüsünün ölümünden KTK.nun 91 ve 85/1. maddeleri geregince sorumlu olup, aynı yasanın 92. maddesinde veya sigorta poliçesi genel şartlarında sigortacının, malik olmayan sürücünün ölümünden dolayı sorumluluğunu kapsam dışı bırakan bir hüküm yoktur.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şişli Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.01.2002 tarih ve 1999/1349-2002/67 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalının zorunlu trafik sigortacısı müvekkilinin murisinin ise sürücüsü bulunduğu aracın, dava dışı başka bir araçla çarpışması sonucu müvekkilin murisi Mehmet K.’ün vefat ettiğini, murisin 2/8 oranında kusurlu olduğunu, bu hususta girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının, müvekkil şirkete sigortalı aracın sürücüsü olduğundan üçüncü şahıs sayılamayacağını, talebin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının ( 364.018.541,25 ) TL talepten sorumlu olacağı gerekçesiyle anılan meblağ için itirazın iptaline, fazla istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece hükme esas alınan tüm bilirkişi raporlarında davacı murisinin 2/8 ( % 25 ) kusurlu olduğu kabul edilerek, tazminat hesaplaması yapılmasına ve zorunlu trafik sigortasında, sigortacının, KTK.nun 91 ve 85/1. maddeleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92. maddesinde veya sigorta poliçesi genel şartlarında, araç sürücüsünün bu kapsam dışında kaldığına ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında, malik olmayan sürücünün ölümü nedeniyle, sigortacının sorumlu olduğunun benimsenmesi gerekmesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Ancak dava, zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, iki kez bilirkişi incelemesi yapıldığı ve tüm bilirkişi raporlarında davacı murisinin 2/8 kusuru dikkate alınarak hesaplama yapıldığı halde, gerekçe gösterilmeden, ilk bilirkişi raporundaki meblağ esas alınmış ve mükerrer kusur indirimi yapılmıştır. Oysa davalı vekili tarafından, her iki bilirkişi raporuna da yukarıda açıklanan itirazlarda bulunulmuştur. Davacı vekili de, aynı şekilde her iki rapora yaptığı itirazlarda davalının kabul ettiğini belirttiği ( 669.372.140 )-lira üzerinden davanın kabulünü istemiştir. İkinci bilirkişi raporuyla hesaplanan destek tazminatı, bu meblağın üzerinde olduğuna ve davacı vekili açıkça ve miktar belirtilmek suretiyle talepte bulunduğuna göre, mahkemece, ( 669.372.140 )-lira üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 28.343.000-lira harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.