Mesajı Okuyun
Old 22-05-2007, 15:44   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Doğanel'e aynen katılıyorum.

1. Tam Yargı davalarında fazlaya ilişikin hakların saklı tutulmasının bir anlamı yoktur, özellikle zaraR miktarının belli ya da belirlenebilir olduğu durumlarda. Zarar belirlenemiyecek durumlarda tartışmak mümkün ama zarar belli ise, dava açma süresi geçirilmişse fazlaya ilişkin hakları saklı tutmanın hiçbir anlamı yok, çünkü; dava açma süresi geçiyor.Yani açılcak dava süre yönünden reddedilecektir.

Bu nedenle, Sayın Doğanel'e katılıyorum.

2. Kanaatimce faiz,iptal davası açma tarihinden başlatılmalıdır.8 yıllık bir içtihat olsa da burada yayınlıyorum:

T.C.

DANIŞTAY

5. DAİRE

E. 1999/2323

K. 2002/366

T. 31.1.2002

• İPTAL DAVASI KAZANILDIKTAN SONRA AÇILAN TAM YARGI DAVASINDA İSTENEN TAZMİNAT MİKTARI ( Faiz Başlangıcı - Anaokulu Öğretmeniyken Kütüphanede Görevlendirilen Davacının İşlemi İptal Ettirmesi )

• TAM YARGI DAVASININ İPTAL DAVASI KAZANILDIKTAN SONRA AÇILMASI ( Hükmedilecek Tazminata İptal Davasının Açıldığı Tarihten İtibaren Faiz İşletileceği - Anaokulu Öğretmeniyken Kütüphanede Görevlendirilen Davacının İşlemi İptal Ettirmesi )

• FAİZ BAŞLANGICI ( Anaokulu Öğretmeniyken Kütüphanede Görevlendirilen Davacının İptal Davası Açarak İşlemi İptal Ettirmesinde Sonra Açtığı Tam Yargı Davasına Konu Tazminat )

• ANAOKULU ÖĞRETMENİYKEN KÜTÜPHANEDE GÖREVLENDİRİLEN DAVACININ İPTAL DAVASI AÇARAK İŞLEMİ İPTAL ETTİRMESİ ( Tam Yargı Davasında Faize İptal Davasının Açıldığı Tarihten İtibaren Hükmedilmesi Gereği )




ÖZET : İptal ve tam yargı davasının birlikte açılması ve tazmini istenen maddi zararlar için yasal faiz istenmesi durumunda, hükmedilecek maddi tazminat için davanın ( birlikte açılan iptal ve tam yargı davasının ) açıldığı tarihten ( varsa, bu davaya konu olan başvuru tarihinden ) başlayarak faiz yürütülmesi gerekmekte olup; ilgililerin iptal davasının sonuçlanması üzerine usulüne uygun olarak tam yargı davası açmaları durumunda ise, hükmedilecek maddi tazminat için yürütülecek faizin başlangıç tarihinin, iptal davasının açıldığı tarih ( varsa bu davaya konu olan başvuru tarihi ) olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Davacı, ilk önce iptal davası açarak bu davanın iptal kararıyla sonuçlanması üzerine süresi içinde açtığı tam yargı davasında yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazminini istediğine göre, iptal davasının açıldığı tarihten başlayarak yasal faize hükmedilmesi gerekmekte olup; iptal edilen işlemin kurulduğu tarihin İdare Mahkemesince yasal faizin başlangıç tarihi olarak alınmasında hukuki isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Asiye Değirmenci'nin Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Günay Erden'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:


KARAR : Davacı, yargı kararı ile iptal edilen naklen atama işlemi nedeniyle uğradığı ... liranın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; Anayasanın 125. maddesinde idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı; dosyanın incelenmesinden, ... Üniversitesi Eğitim Fakültesi Uygulamalı Anaokulu öğretmeni olan davacının, kütüphanede görevlendirilmesine ilişkin 23.5.1996 günlü, 1268 sayılı işlemin aynı Mahkemenin 20.3.1997 günlü, E:1996/652, K:1997/470 sayılı kararıyla iptal edildiği; idarece 28.5.1997 günlü işlemle tekrar Fakültenin Coğrafya Tarih Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümlerinde görevlendirildiği, bu iptal kararına dayalı olarak yoksun kaldığı zorunlu ek ders ücretlerinin tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmış olup, Mahkeme kararıyla iptal edilen işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini gerektiği gerekçesiyle davacının anaokulu öğretmenliği görevinden alındığı 23.5.1996 tarihi ile, Mahkemelerince verilen 20.3.1997 tarihli iptal kararından sonra tekrar görevlendirildiği 28.5.1997 tarihleri arasında yoksun kaldığı 45.724.000.-liranın, 27.5.1996 tarihinden başlayarak yürütülecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı idare, davacının 15.8.1997 tarihinden başlayarak Uygulamalı Anaokulu öğretmenliği görevine tekrar başladığını, görevlendirmede kadrolu nakil sözkonusu olmadığından maddi kaybı bulunmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar İdare Mahkemesi kararının ...- liranın davacıya ödenmesine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davanın yasal faiz istemiyle ilgili kısmına gelince;
Dairemizin yerleşik içtihatlarında, iptal ve tam yargı davasının birlikte açılması ve tazmini istenen maddi zararlar için yasal faiz istenmesi durumunda, hükmedilecek maddi tazminat için davanın ( birlikte açılan iptal ve tam yargı davasının ) açıldığı tarihten ( varsa, bu davaya konu olan başvuru tarihinden ) başlayarak faiz yürütülmesi gerektiği vurgulanmakta olup; ilgililerin iptal davasının sonuçlanması üzerine usulüne uygun olarak tam yargı davası açmaları durumunda ise, hükmedilecek maddi tazminat için yürütülecek faizin başlangıç tarihinin, iptal davasının açıldığı tarih ( varsa bu davaya konu olan başvuru tarihi ) olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Davacı, ilk önce iptal davası açarak bu davanın iptal kararıyla sonuçlanması üzerine süresi içinde açtığı tam yargı davasında yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazminini istediğine göre, yukarıda yer alan açıklamalar karşısında, iptal davasının açıldığı 30.5.1996 tarihinden başlayarak yasal faize hükmedilmesi gerekmekte olup; görevlendirme işleminin kurulduğu 23.5.1996 tarihinin İdare Mahkemesince yasal faizin başlangıç tarihi olarak alınmasında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının maddi tazminat talebinin kabulüne ilişkin kısmı için davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile onanmasına, kararın yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının ise davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek faizin başlangıç tarihi hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine 31.1.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.